yeşilçam çıkmazı

• 2 Eylül 2021 Perşembe 11:01:15

hızlı yaşam koşulları her yerde vardır öngörüsü.
zaman ve mekanda varolmanın gerekliliğine dayanıyor varolduğumuz dünya.
ancak insanlar için sorun teşkil etmiş daima geleneğe bağlılık.
kendi kültürüne yabancılaşmanın zihinlerde tezat oluşturması.
yalnızlığın bir kader oluşuna bağlanmalı uyumsuzluk.
batı ülkelerinde bireysel haklar tavan yaptığından sanatsal arayışlarda görürüz toplulukları.
kendine zaman ayırma kavramı bir haktır her insan için.
aile bağları kutsallığını korumakta hala.
neden çözülmeye uğruyor sosyal ilişkiler.
insanlar hedonist baskıya karşı bu tür kavramlara sığınır.
çünkü aile sıcaklığında bulmak mümkündür gerçek saadeti.
türk sineması bir dönemi hesaba katmazsak bu konuda ürün vermiş türk kimliğini tartışmaya açmakla.
sinemacılar bir ütopya yaratmanın bilinciyle toplumda rol üstlenmiş adeta.
ancak sinema için bir başarı sayılacak devamlılık yoktur film yapımı açısından.
sinemaya yeni aktörler kazandırmak bir yıldız yaratmak kadar zorluklar barındırmış yeşilçamın herkese karşı gösterdiği vefasızlıkla.
yeni sorunlar ortaya çıkmış toplumda.
tekrar başa dönersek sınırsız özgürlüğü aramakla ölçülmüş meta duygusu.
yinede sinemaya olan ilgi yakınlaşmaları bir sevgide görmenin toplumu ilgilendiren konuların işlenmesine dayanak olmuş geleneklerle yaşama şartları.
zülfü livaneli gibi sanatçılar gerçek sol bağlamında ideolojileri tatışmaya açmakla yılmaz güney gibi sinemacıların başarısını hesap dışı tuttuğu görülür.
geçmişe dönük tartışmalar günümüz sosyolojisini açıklarmı sorusu.
aslında yeşilçam kendini yenilemiştir sinemasal anlatım açısından.
60lı yıllara kadar bir modernite sorunu olarak görülmüş toplumun çağdaş dünyanın gereklerine inanma açısından.
bu filmler için seçkinciliğin yüceltildiğine dair izlenim milli sinema akımıyla geleneğe bakışı değiştirmiş zorunluluklara karşın.
sinemanın aradığı etiği kendi kimliğinde bulmasıyla ahlaki çöküntüyü açıklayacak materyalist görüşü reddedenler için bir sığınak oluyordu aile bağları.
kurulan sıcak ilişkiler ilhamını halktan alıyordu.
türk sinemasındaki halkçılığa bakış için farklı dünya görüşlerini ortaya koymak gerekiyordu.
ideolojik filmlerde görülen tepkiselliği toplumun cehaletinde görmek gerekiyordu.
aynı dönemde varlığını sürdüren devrimci sinemanın politik yönü ağır basmıştır diğer akımlara göre..
halit refiğ gibi yönetmenler için muhafazakar söyleme dönüştür o yıllar.
12 eylülün yasakçılığı karamsarlığı aşmanın olanaklarını yoketmişti adeta.
dönersen ıslık çal filminde fikret kuşkanın getirdiği izlenimlerde görülmüş toplumsal sorunlar.
ne varki türk insanı için bir çıkmaza sürüklenmiştir ülke yönetimi.
devletin varlık göstermesiyle 28 şubat yaşanmış kültür sorunlarını açığa çıkaracak sonuçla.
bu dönemden sonra yeşil sermayede görülmüş varlık alanı.
15 temmuzun bu kilidi açmak istemeside bir karşı devrime dönüşmüş vicdanlarda.
çağan ırmak yeşilçam filminde hayali gerçeğe dönüştürmenin olnanaklarını arar muhayyilemize bu repliklerle açıklık kazandırmak isterken.
·