Bizim öykümüz bittiği yerde
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Topraktan yayılan kokuyla içimizde debelenen incecik bir sızı gelir yanımıza.
Başını kaldırıp, sessizleşen yapraklar arasına elini uzatsan, diline sinen son/bahar öyküleri içten içe kanar.
Ah, kendi kendime söylenirken şimdi birbirimizden farklı yerde gökyüzüne asılıyorum. Gerçekliğini yitirmiş mantığım. Hayallere dalıyorum kalabalıklar içinde. Seni ne kadar sevdiğimi anlıyor, kendimi gizleyemem sel olup akıyor hüzünlerim.
Düşünüyorum uzun uzun:
Maviliğin altında sana ulaşmak için çok uzun yol kat etmiştim. Yargılamaya kalkıştığım hatalarımla, sendeki ayrıcalıkları fark edemeyişim şimdi inilti hâlinde…
Kaç gün oldu sana mektup yazmayalı. Sesini duymayalı. Samimi, seven ruhum rastgele oradan oraya sürükleniyor. Tıpkı içi boşal(tıl)mış boz bulanık ağaçların arasında kurumuş dal gibi.
Oysa çoktan geride kaldı her şey diyerek kendimi alıştırıyordum. Bir kuşun çığlığı yırtıyor yüreğimi. Sen yoksun. Şehrin ötesi örtüsünü kaldırıyor. Genzime yağan sağanağa dayanamayarak bin kere pişmanlıkla oracıkta ağlıyorum.
Eylülün ilk soluğunda seriliyor önüme sararan yapraklar.
Yağmurlarla nöbet tutuyorum.
Toynakların izleri hâlâ tenimde.
Can çekişen kâğıtlara dokundum sessiz sedasız.
Ellerimde yaralarımız bağışlanman için dua ederken kaç kez diz çöktüm.
Oysa bizim öykümüz kelimelerle hemhal olurken, yeryüzü coğrafyasını kuşatıp, yeşertip, filizlenecektik hatıralarda. Ay ışığı düşecekti sokaklarımıza. Teknelerimizle akıntıya karşı papatyaların sarı beyaz renkleriyle boy verdiği küreklere sarılacaktık. Mini mini şiirlerim büyüdükçe pencerene ışık huzmesi olacaktı.
Sevgiye doyacaktık değil mi?
Daldım yine!
YORUMLAR
Güne yüreklere de çok yakışmışken...
Mutluyum yeniden okumak ve kutlamak adına.
Sevgimle
Pamira
Eylül anlatıyor kendini, ömründen geçip giden kolu kanadı kuşları.🌼
Sevgilerimle 🌹
eylül'ün perdesini aralayıp geriden bakıldığında... hüzne diz çöken bir hikaye görebilmek mümkün...
duru yalın bir üslûp ile
aynı zamanda yer yer şiirsel dokunuşlar ile hoş bir anlatı okudum diyebilirim...
güne düşen bu yazının sahibine tebrik çokça.
Pamira
Emil Michel Cioran
Yorumunuz, eylülün görsel güzelliği gibi ilham veriyor insana.
Saygıyla selâmlar,
Güne son derece yakışan harikulâde duygularla yazılmış eseriniz için kutluyorum tebrikler efendim.
Daha nicelerine inşallah.
En derin selam ve saygılarımla.
Pamira
Şu an yorumunuzu okurken gülümsettirerek mutlu kıldınız.
Gelişinize yürekten saygılarımla, teşekkür ederim.
Yokluğun
Yaşamak ağrısı
Buz kesiği ellerimde
Şimdi
Çığlık çığlığa
Serçeler içimde
şiirimden damlacıkla eşlik etmek istedim sayfanıza
Tebrik ve sevgimle
Pamira
Varlığın çok kıymetili
Sevgi ve güzel dostluklara,
Sonbahar, o büyük çiçek, der Attila İlhan...
Evet solmuş ya hemen solmak üzeredir sonbahar...
Ne yapsak nafile....
iç yıkımlarımıza, kırıklıklarımıza bakar sonbahar...
Bir kaç renk, renk atan...
İne dokumuş kalem...
Çok saygımla.
Pamira
Çokça teşekkürlerimle, saygılar
Şiirler büyüdükçe sarar her yanı.
Türkü olur dinlenir.
Mektup gibi hasret giderir.
Soluk olur yaşama.
Sonunda belki de yazarın da belirttiği gibi 'pencereden ışık huzmesi' olarak girer.
Kaleminize sağlık.
Tebrik ediyorum.
Pamira
Saygılarımla selamlar.