islamcılığın sonrası

• 31 Ağustos 2021 Salı 12:53:17

1
tayyip erdoğan kendi geçmişinde radikal islamın içindeydi.okuduğu şiir için yargılanması siyasi hayatında maruz kaldığı bir engellemeydi istkbal vadeden bir politik ikbale sahip olmasıyla.ideolojik tavrına yasaklama getirilmesi haksızlıktı türkiye mahkemeleri tarafından.yargılanan yalnızca tayyip erdoğan değildi siyasetin şahsında.fethullah gülenle arasının açılması ülke çıkarlarına karşı emperyal güçlerin kontrolunde olması nedeniyle hareketin.erbakan refah partisini bir karargah haline getirmişti iktidara yakın olduğu dönemde.hasan hüseyin ceylan kadar erdoğanda islamcı iktidar için bir birlikteliği vardı illegal örgütleri merkeze taşıyacak.hikmet çetinkaya tarikat siyaset ve mafya olarak görmüştü türkiyenin ortaya koyduğu tabloyu.türkiyede bir karşı devrimin içinde olmak 12 eylülün bunlara gösterdiği müsamaha.sağ sol çatışmasına bu örgütler bir alternatif olmuştu yasaklı ideolojilere karşın.bir hizmet hareketi olması bu örgütün amaçlarını gizlemesi için bir çalışma metoduyu aslında.türkiye için bir truva atı işlevini görmüştür dış güçlerin ülkeye müdahil olma imkanı için.sait nursi islamcılığın sembol isimlerinden.çağdaş düşüncenin islama kazandırılması için din adına mücadele vermiş.bir bakıma modern bilimin olanaqklasrını kullanmış kuranı açıklamak için.asrın müceddidi olması aynı zamanda müçtehit olmasına bağlıyordu mücadeleyi.nur cemaati örgütlenirken eğitim alanında görmüş mücahedeyi.buda risalei nurun anlaşılması için gösterilen bir yöntemdi aslında.ancak kuran kültürü deniyordu bu külliyata.benzer bir örgütlenme içinde olanlardan olan süleymancıların imam rabbaninin izinde olmasıyla açıklanır bu kültür.okulda verilen eğitim bu örgütlere yabancı değildir.nitekim bütün darbelerin içinde olmuştur bugün fetö denilen terör örgütü.eğitim anlayışlarında modern kültüre karşı milli kültürü savunur olmaları.bunları izah edecek bir düşüncenin dışarda tutulma nedeni için yaşıyor olması şakirtlerin.çünkü bir örgütte amaca ulaşmanın zaafını yaşamıştır kültürle olan ilgileri.15 temmuz bildirisinde güven verecek bir potikadan söz edilmişti.toplumda bölünmeler had safhaya ulaşmıştı.bir refah toplumu olmanın ilişki biçimlerine aykırı düşüyordu siyasi kutuplaşmalar.işte marjinal görüşleri hedef almıştı siyaset ideolojik saldırganlıkla yürütülünce kara propaganda.din ve vicdan özgürlüğü denmezdi bu tür bir sivil toplum öregütü muhalifliğine.paralel örgütlenme sınıf çelişkilerini yaşıyordu örgütlü mücadele için.bu çarkı kırmanın refleksiyle yönelmişti iktidara bu haklı başkaldırı.
2
yeni yazarlardan atilla akar derin dünya devletinde küresel efendileri ifşa ediyor.kabala öğretisinin yansımaları görülür dünyayı yönetenlerin felsefesinde.kitap hakkındaki tanıtım metninde şu ibareler var.’Derin Dünya Devleti, komplolar ve provokasyonlar eliyle dünyayı ele geçirmeye çalışan uluslararası bir "yapı"nın tarihsel ve güncel hikâyesini anlatıyor. Her geçen gün varlığını daha çok hissettiren bu yapı dünyanın kaderine hükmetmeye çalışırken insanlığı da hedeflediği bir rotaya doğru sürüklemeye devam ediyor’.erbakanın gizli dünya devleti kitabı benzer konuları işler.adil düzen fikri 2000li yıllara gelindiğinde misyonunu tamamlamış gözüyle bakıldı bu politik görüş için.yakın tarihimiz gelenek modern kavgasında görmüş kurtuluşu.erbakan için güçlü devlete dönüşün emareleri görülmüş siyasi anlayışları kategorize ederken.batı taklitçiliğini köksüz bulan islamcılar için moderni hayatlarından çıkarmak kolay olmamıştır.reşat nuri erol bu kitap hakkındaki görüşlerini şöyle ifade etmiş:’Prof. Dr. Necmettin Erbakan himayesinde yazılan, ilk 70 sayfasını bizzat kendisinin yazdığı ve Millî Gazete tarafından okuyucularına da dağıtılan, 380 sayfalık Gizli Dünya Devleti kitabını, her Millî Görüşçü iyi bilmeli, anlamalı, kavramalı ve gereğini yapmalı
Prof. Dr. Necmettin Erbakan ın ESAM tarafından derlenip yayımlanan ve tarafımızdan her satırı, her sayfası yani baştan sonuna kadar tamamı değerlendirilip hacmi bir o kadar daha genişletilen YENİ BİR DÜNYA VE ADİL DÜZEN kitabı da, her Millî Görüşçü tarafından iyi bilinmeli, iyi anlaşılmalı, iyi kavramalı ve gereği yapılmalı’.milli görüşçü yazarlardan ihsan süreyya sırmanın islam tasrihini baz alarak hazırladığı tarih tezleri bu düşünceye rehberlik etmiştir.ali rıza demircan ve timurtaş uçar gibi hatipler islamı yüceltmek ve ilayi kelimetullah olarak vasfetmiş dava adamlığını.hüseyin hatemi islamın haklar konusundaki ihtimamını modern hukukla uzlaştırma çabasında görürüz islamı.günümüz şartları ebubekir sifil gibi müellifleri düşünceden uzakta görüyor.bunun nedenleri islam felsefesini anlama çabalarında gerekli irşadın anlaşılma zaafiyetinin yaşanıyor olması.şevki yılmazın ahlaka bakışı tamamen emperyalizm kaynaklı görmesinden sömürüyü.burda bir haklılık görülsede bilgiye getirilen tanımda görmeli gerikalmışlığı.islam teknik bilgiyi öğrenmede zorlukmu yaşatıyor sorusu sorulmuş filozoflar tarafından.aydınlanmanın dine bakışı sakıncalımıdır açtığı politik alanda dünya hakimiyeti kuran felsefelerin kendini hissettirme açısından.bu alanda ürün vermiş yazarların ortadan kaldırılması bu şüpheleri doğrular nitelikte.