DEVENİN ZORUNA GİDEN
DEVENİN ZORUNA GİDEN
Kilometrelerce yolu, onlarca kilo yükü, gıkı çıkmadan taşıyan develerin bu kadar eziyeti çekmelerine şimdiye kadar bir itirazları olmamıştır. Onların zoruna giden ve itiraz ettikleri tek şey sanki kendileri gidecekleri yolu bulamazlarmış gibi eşeğin onlara rehberlik etmek amacıyla en önden gitmesidir. Buna çok içerledikleri rivayet edilir ve bu konuya dair kitaplarda, sosyal medyada; fıkralar, masallar anlatılır...
Yine rivayet odur ki; bazı insanların kısacık boyları, uzunca kulakları, sıksa vücutları ile bunları bir de yol mühendisi diye de abartmaları yok mu? İşte deveyi çileden çıkaran şeylerden biri de budur.
Eskiden köylerde zenginlerin develeri ve atları olurken, yoksulların da ancak bir eşekleri olurmuş. ‘’Eşeğin yönünü köyüne çevirdiğinizde, siz olsanız da olmasanız da o köyünü bulur.’’ diye anlatırdı büyüklerimiz.
Aşılmaz çölleri aşan, kervanlarda aylarca yük taşıyan, yol kenarlarındaki dikenler ile bile karınlarını doyuran, günlerce çöl sıcaklarında bile susuzluğa dayanabilen bu fedakar hayvanlara insanlığın borcu çoktur. Bu belki bir noktaya kadar normal karşılanabilse de develerin istem dışı güreştirilmesi bir insanlık suçudur...
Develere rehberlik ettiği, köyünü/evini en kısa yoldan bulduğu rivayet edilen eşeklerin nesli de günden güne azalmaktadır. Tabi ki ‘’inat’’ sözcüğü ile eşleştirilen develerin de...
Salih KOÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.