- 324 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sistematik
Devletler milletlerin resmi ve milli hırsızlarıdır illegal her şeyi legal yolla yapma haklarını kendilerinde görürler devletlerin derinleri en pis işler için vardır milletlerin kabul edemeyeceği illegal işler için aktif görevde bulunurlar gerektiğinde dosya tutulmaz veya tutulsa bile dosya olmayan gerçeklerle son şeklini alır en azından millete karşı gerçekler asla konuşmaz her seçimde milletler kim kendini soysun onu seçiyor haklı bir dava yok haksızken tüm nedenler var olan her şey herkes ikinci bir kimliğe ihtiyaç duyar devletlerin resmi olmayan ikinci kimliği derin devlettir devletin olduğu yerde hep bir derinlik vardır gizlilik esas alınarak ciddi çalışmalar yürütülür böyle durumlarda derinlik hayat kurtarır düşüncesi yaygın en azından sistemin dayattığı gerçek bu mevcut düzenin sağlıklı olması sağlıklı bir gelecek için çok önemli bozuk düzen sahte kahramanlar yaratır mevcut iktidarlar iktidara aday olanlar genelde umutsuzluk yaratıp umut diye ortaya çıkarlar yardım edilecek yoksulluk isterler ortadan kaldırılmış yoksulluk işlerine gelmez zaten milletlerin yoksulluğu rezilliği iktidarların iktidar adaylarının işine gelir devleti yönetimlerde mevcut düzenin gerekliliği budur bir yerde yani iktidara gelip diktatör olmayacak bir kişi veya bir parti yok en azından ülkemizde bu böyle ne dini inanç ne de bu inançtan yoksun olmak kişi veya partileri diktatör olmaktan alıkoymuyor istisnalar kaideyi bozmaz bir iki devleti yönetim farklı olabilir bu devleti yönetime sahip milletler ihya olur tabi ihya olmaları yine yönetenlerin farklı bir anlayıştan besleniyor olmalarıdır milletini ihya edemeyen devletleri göz önünde bulundurursak dini yönetime bağlı milletlerin durumu hiç iyi değil hatta içler acısı bile denebilir bilimle tam barışık olmamaları hatta kimi dini yönetimlerin bilime tümüyle kapalı olmaları sorumlu oldukları milletlerin gelişimini gelişerek ilerlemesini engelliyor böylelikle cehalet mevsimi hüküm sürüyor geçmişe takılı kalmak geleceği derinden yaralar kimi yaraların kapanması için geçmişte yaşamaktan kurtulmak gerek diğer yandan laik yönetim dini yönetimin aksine bir sömürüye ayna tutar dini yönetime fazla içine kapanırken laik yönetim fazla dışarı açılır ölçüsüzlük her iki tarafı yıkıma uğratır ve her iki taraf birbirini ibret olarak gösterir birbirlerine benzemekten korkarlar şeriat yönetiminde belli kalıplar vardır bu kalıpların dışına çıkılmaz değişen zaman yenilikleri gereklilikleri kendiyle getirir yani yenilenmemek elde değil yenilenmeyenler yeni şartlara ayak uyduramayanlar yok olur şeriat yönetimi takıntılı biçimde yeniliğe ve zamana karşı bu yüzden haklılığı mümkün değil zamana karşı direnen zaman gibi gerçek olamaz zaman hayatın gerçeği bu gerçeğe uymayan zamanla var olamaz var etmeye çalışanların gayretine rağmen yok olur gel gelelim laik yönetime laik yönetimlerde sihirli kelimeler vardır aslında şeriat yönetimlerinde sihirli kelimeler daha çoktur lakin her iki yönetimin sihirli kelimeleri birbirinden farklıdır laik yönetimde medeniyet demokrasi çağdaşlık birer sihirli kelimedir milletleri etkilemek için kullanılır başarılı olunurda zıt kavramlar tüm zıtlıklar birbiriyle çatışır laikçiler şeriatçıları medeni çağdaş olmamakla suçlar demokratik görmezler yobaz diye sınıflarlar şeriatçılar laik kesimi yoldan çıkmış olarak görür medeniyet demokrasi altında bir sömürüye tanık olduklarını söylerler her iki kesim birbirinin ibretidir her iki kesimde haksız çünkü ölçüsüzlük her iki kesimde mevcut sapkınlık her iki kesimin gerçeği inanç ve ideoloji olarak kendini aldatma var esasen bu aldatmalar bir insanlık sorunu insanlığın gerçeklerinden biri ülkücülük ideoliji olarak kendini aldatmanın başka bir yolu yine ülkücülük şeriattan laikliklten çok sonra ortaya çıkmıştır ülkücülük laikliğin iyi tarafını almakla kötü yanını laikliğe bırakmakla ortaya çıkmıştır yine kendi sapkınlığını belirlemiş her inanç ideoloji gibi kötü yönlerini aklama yoluna gitmiştir eksiklik burda başlıyor insanların bir şeyleri olduğu gibi kabul edememe uymama uydurma sonra sorunu var kabul edebildikleri kabul görsün diye inanç olsun veya ideoloji olsun bunların güzel yönlerini göstererek kendini inancını ideolojisini onaylatma ihtiyacı duyar bu ihtiyaç tatmin olmak için bir yoldur çatışmaları kaosları beraberinde getirebilen bir yol insanın hangi inançtan veya ideolojiden olursa olsun kendinden olmayanı hoş görme hoş karşılama durumu pek yok oysa hayat bizden olmayanlarla da güzel anlamımız bizden olmayanda saklı insanoğlu böyle bir hoşgörüden medeniyetten demokrasiden uzak sözde kalıyor her şey özüne inmedikçe yöneticilerin yönetim biçimi ne olursa olsun insanların zayıflıklarından eksiklerinden faydalandığı bir gerçek haksız düzende tek haklı dava bu düzeni yıkmak olur inançların ideolojilerin ırkların maddi manevi zenginliklerin insanların birbirini yok etme nedeni olmadığı yarınlar tüm insanların ortak özlemi olmalıdır aksi takdirde her inanç ideoloji ve üstünlük safsataları birer yıkım olarak insanlığa dönecektir kıyameti böyle özlemek olmaz açıkçası şimdi yapılan tüm savaşlar kaoslar çatışmalar dünya huzurunu bozan tüm nedenler kıyameti özlemekten başka bir şey değil ve haklı bir dava yok bu haksız düzende iyilik güzellik bile nedensiz yapılmıyor insan iyilik ve güzellik için bir nedene ihtiyaç duymamalı daha insan olmayanlar o bu olmaya kalktı sonuç ortada şimdi ne oldukları belli değil belirsizlik insanoğlunda yanılgılara sebep oluyor yanılgılar bataklığa dönüyor sonra da batan batana dünya da sistematik bir düzen var sistematik düzen bir döngüden ibarettir her şey birbirini tekrarlar ve tamamlar insan göğe yükselmek isterken yeryüzü bataklığına gömülendir bataklıktan kurtulabilirse yeryüzünde gül diye yeşerebilir
Sinan Bayram
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.