- 291 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUZEY RÜZGARLARI ÖLDÜĞÜMÜ FISILDAYACAK KULAĞINA Bölüm- 7
KUZEY RÜZGARLARI ÖLDÜĞÜMÜ FISILDAYACAK KULAĞINA
Bölüm- 7
Leyla, elinde laptopu ile hızla Büşra Amirin odasına girdi.
‘’ Amirim, bir cinayet daha.’’ Dedikten sonra, laptopu Büşra’nın önüne bıraktı. Yine aynı oyun sergilenmişti.
Büşra,’’ Allah kahretmesin’’ deyip, arkasından sunturlu bir küfür salladı. Leyla, amirine ağzı bir karış açık bakakaldı.
‘’ Bu küfür bu odada kalacak, yoksa seni süründürürüm.’’
‘’ Tabii Amirim, ben bir şey duymadım. Yoksa küfür mü ettiniz?’’
‘’ Yalakalık yapma.’’
Yerinden kalktı ve Leyla ile odadan çıkarak, arkadaşlarının yanına doğru yürüdü.
‘’ Etrafıma toplanın arkadaşlar, Eda, Serra, Kirli, Heval ve Hansa, yeni bir cinayetle karşı karşıyayız. Adresi Leyla’dan alın. Ekip şefiniz Eda Komiser. Hemen yola çıkıyorsunuz. Cansın, sen Asayişte kalıyorsun.’’ Ekip yola çıktıktan sonra, Vedat Komiser,
‘’ Amirim, Ekip sorumlusu olarak, Kirli, Heval ve Hansa varken, neden bir çömez?’’
‘’ Zaten sinirliyim Vedat. Beni mi sorguluyorsun? Burada benimle laf yarıştıracağına kalanlarla devriyeye çık.’’
Hansa, Eda’ya bakarak,
‘’Kızım, sen Büşra Amire büyü mü yaptın?’’
‘’ Valla bende bir şey anlamadım Başkomiserim.’’ Kirli,
‘’ Bu adrese göre, ikinci cinayette aynı yerde işlenmiş. Serra, sen İlayda’yı arasana? Ondan ses seda çıkmadı.’’
‘’ İki üç defa aradım ama telefonuna bakmadı.’’ Kirli,
‘’ Aklıma kötü şeyler geliyor. İnşallah düşündüğüm gibi değildir.’’
Gözlerini açıp etrafına bakınan İlayda, gerinerek yattığı yerden doğruldu. Bir an nerede olduğunu anlayamadı. Birden kafasında bir şimşek çaktı. Hastalanmamıştı. Almila, uyanık davranarak kendisini uyutmuştu. Kesinlikle bir cinayet daha işlendi. Yattığı yerden kalkarak odasından çıkarken, Takozla karşılaştı.
‘’ Ablam nerede?’’
‘’ Biraz önce bahçeye çıktı.’’
Kapıya doğru yürüyerek bahçeye çıktı. Almila’yı sandalyede otururken buldu.
‘’ İlayda kızım bu ne uykusu böyle, saat 11’e geliyor.
‘’ Ne oldu bende anlayamadım abla.’’
Bu sırada telefonu çalan Almila telefonu açınca arayanın Ruşen olduğunu görünce telefonu İlayda’ya uzattı. Telefonu alan İlayda Almila’dan uzaklaşarak Ruşenle konuşmaya başladı. Bir süre karşısındakini dinledikten sonra, Almila’ya dönüp,
‘’ Abla, arayan abim bana iş ayarlamış hemen gitmem lazım.’’
‘’ Bari kahvaltı yapsaydın aç aç mı gideceksin?’’
‘’ Alacağım olsun abla.’’
‘’ Akşama geç kalma yemeğe yetiş. Sana köfte yapacağım.’’
‘’ Geç kalmamaya çalışacağım.’’
Evden ayrılır ayrılmaz olay yerine doğru giderken aklına Moloz geldi evde yoktu. Olay yerine yaklaştığımda biri kolumdan tutup duvar dibine çekti. Kafamı kaldırınca, Eda komiserle göz göze geldim.
‘’ Senin ne işin var burada? Büşra Amir Asayişe dönmeni emretmişti.’’
‘’ Ben polis değilim Eda Komiser. İstediğim saatte, istediğim yere giderim.’’
‘’ Belanı arıyorsan başka çöplüklerde dolaş, anam avradı… Davranışlarına dikkat et başka bir şey söylemiyorum.’’
Eda, olay yerine iyice yaklaşınca, gözüne kestirdiği, kapısı açık bir binadan içeri girerek, İlayda ile iki katı tırmandıktan sonra, olay yerini gören bir dairenin kapısını çaldı. Kapıyı yaşlıca bir kadın açtı. Rozetini kadına gösterdikten sonra,
‘’ Teyzeciğim, Asayiş Şubeden Eda Komiser. Müsaade ederseniz, sizin dairenizden olay yerini kontrol etmek istiyorum?’’
Yaşlı kadın karşısında, gencecik bir kadın polis görünce, şaşaladı ve
‘’ Tabii polis kızım buyurun içeri geçin.’’
Eda, cebinden ufak bir dürbün çıkartarak, Olay Yeri ekibinin çalışmalarını izlemeye başladı. Olay yerinden Kemal’in bir oraya bir buraya koşuşturmalarını gülümseyerek seyrederken, Eda’nın elindeki dürbün alarak, Olay yerinde toplanmış olan kalabalığa dikkatle bakmaya başlayan İlayda kendi kendine konuşur gibi, ‘’ Tabii ya tahmin etmeliydim Komiserim. Kalabalığın arka tarafında, 1.60 boylarında, oldukça kilolu siyah uzun saçlı adamı görüyor musunuz? O şahsı izlemeye alın.’’
‘’ Şüpheli mi?’’
‘’ Hem de nasıl. Lakabı Moloz, adı Nuri Ayaz, Almila’nın iki oğlundan biri. Yalnız şimdilik dokunmayın. Zira sorgu odasına götürecek kadar kanıt yok elimde. Maktulün kimliği belli oldu mu?’’
‘’ Evet, Alya Altındal. 25 yaşında 1.70 boyunda esmer güzeli genç bir kadın. Şimdilik kimliğinden çıkarabildiğim bu kadar. Daha da önemlisi, Maktulün sağ avucuna tutuşturulmuş, şiirin ikinci bölümünün yazılı olduğu bir defter yaprağı vardı.’’
‘’ Komiserim başka bir şey dikkatinizi çekmedi mi? Kızın sadece ayağında külot var o kadar. Ne etek ne de pantolon.’’
‘’ Tabii ya, kızın ayağında pantolon vardı. Etek olsaydı kalçalarına kadar kumaşı kesecekti. Pantolonu çöp konteynırınında bulacağıma eminim.’’
****
Heval, Hansa’ya,
‘’ Çokta gençmiş yazık olmuş kızcağıza.’’
‘’ Oturup ağlanacağımıza bir şeyler bulalım. Asayişe eli boş mu döneceğiz?’’
‘’ O kadarda değil. Maktulün öldürülüş şekline dikkat ettin mi? İlk işlenen cinayette tek bıçak darbesi vardı. İkinci cinayette iki bıçak darbesi var. Diğerinden farklı olarak eteğini kısaltmaktansa çıkarmayı uygun görmüş. Benzerlik kızın sağ elinde şiirin devamı var. Bundan da cinayetlerin devam edeceği anlaşılıyor.’’ Hansa,
‘’ Eda Komiser nerede onu göremiyorum?’’
‘’ Eda Komiseri boş ver Şiirin bulunduğu delil torbasını versene bana.’’
Delil torbasından şiirin yazılı olduğu defter sayfasını çıkaran Heval dikkatle tekrar tekrar okudu.
‘’ Hansa,bir de sen oku.’’
Hansa, Heval’in elinden kâğıdı alıp okumaya başladı.
2
‘’Eğer bir gün seni bırakıp gidersem,
Yüreğimi öksüz kalan anılarımızla,
Dolduracağım. Sensiz geçecek gecelerimin,
Sıcacık tanığı olacak. Ve ben senin olmadığın,
Bir dünyada yaşamaya alışmaya alışacağım.
Bekleme beni. Geri dönmeyeceğim.
Defterden silinecek kaydım.’’
Şiiri bir kere daha okuduktan sonra, Hansa’ya,
‘’ Laboratuvarda, şiirlerin yazıldığı iki defter sayfasını karşılaştıralım. Ne çıkacak görelim. Bir de İlayda çıktı başımıza. Büşra ile oturup ciddi ciddi konuşmanın zamanı geldi.’’
‘’ Bak bu konu beni de düşündürüyor. Kız birden aramıza girdi çıkmak bilmiyor.’’
‘’ Şuna kız deyip durma görmüyor musun? Tarık Ahmet’in kapatması oldu.’’
‘’ Neyse bu konuyu kapatalım. Kayıt dışı, arkadaşlara söyle Asayişe dönüyoruz.’’
Kirli’nin ikazı ile kendimize geldik.
‘’ Arkadaşlarınız hakkında dedikodu yapmak çok ayıp. Söyleyeceğiniz bir şey varsa yüzüne söyle.’’
Heval Kirli’ye dik dik bakarak,
‘’ Bakıyorum sende ilayda’cı kesildin başımıza. Ne kızmış be? Hadi toparlanın Asayişe dönüyoruz. Bana bir daha söyletmeyin.’’ Kirli,
‘’ Kusura bakma Heval, sen değil Eda Komiserim dönelim derse, Asayişe döneriz.’’
‘’ Nasırıma basma Kirli, yoksa bozuşuruz haberin olsun.’’
Eda’nın geldiğini gören Heval. Laf sokmaktan kendini alamadı,
‘’ Eda Komiserim, gezintiye mi çıktınız.’’
Eda, Heval Başkomisere bakmadan, çöp konteynırını karıştırmaya başladı. Birkaç dakika sonra elinde bir kot pantolonla yanlarına gelip, Kirliye uzattı.
‘’ Kirliciğim bunu delil poşetine koyabiliriz mi? Yola çıkmadan bir şey daha yapmam lazım.’’ Dedikten sonra, maktulün önüne çökerek kızın külotuna dikkatle baktıktan sonra,
‘’ Tahmin ettiğim gibi kız regl döneminde bu ilginç işte.’‘
Apartmanın kapısından İlayda’yı aldıktan sonra Asayişe doğru hareket ettik.
Asayişe dönerken, iç kimsenin içinden konuşmak gelmiyordu. Bu ise çok ender olan bir durumdu. En sonunda Serra patladı,
‘’ Ne oldu size, ağzınıza fermuar mı çektiniz? Bu ne suskunluk ya?’’
Birden büyü bozulmuş gibi, er kafadan bir ses çıkmaya başladı. Aralarında konuşmayan iki kişi vardı. Eda ve İlayda. Minibüs Asayişin bahçesine girip, şoför arabayı stop ettikten sonra, Eda arkadaşlarına hitaben,
‘’ Ben bu kadar kötü müyüm Heval Başkomiserim? Merak etmeyin bugün bu işten çekildiğim hepinizin yanında Büşra Amire bildireceğim.’’
Bir anda minibüsün içinde buz gibi bir ava esti. Kirli,
‘’ Sakın aklından böyle bir şey geçirme. Senin akkında kimse konuşmadı. Eda Komiser,
‘’ Heval Başkomiserim karşınızda olmayan birisinin hakkında, astınız olsa dahi konuşurken lütfen telsizinizi kapatın. Burada söyleyeceğim bu kadar. Geri kalanını Asayişte konuşuruz.’’
Arkadaşları Asayişten içeri girerken Eda, lavaboya doğru yürüdü. İlayda’da arkasından ses çıkarmadan takip ediyordu. Lavabodan içeri girdiler. Eda Komiser, duvara yaslanıp gözlerini kapattıktan sonra, birden dizlerinin üzerine çökerek, sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. İlayda Eda’ya sarıldı. Bir yumak oluşturdular. Sakince,
‘’ iç kimseye pabuç bırakma arkadaşım. Utanacak birileri varsa, onlar. Elini yüzünü yıka Asayişe dönelim.
Büşra Amir Eda’yı karşısında göremeyince,
‘’ Eda Komiser nerede?’’ Serra,
‘’Lavaboya uğradı Amirim. Şimdi gelir.’’
‘’ Git çağır hemen gelsin.’’
‘’ Emredersiniz Amirim.’’
Biraz sonra üçü birden Asayişten içeri girince, Büşra Amir bir bakışta bazı şeylerin yolunda gitmediğini fark etti. Eda’yı hiç böyle dağılmış halde görmemişti.
‘’ bugün olanları birde senden dinleyelim Eda Komiser.’’
‘’ Size olay etraflıca anlatılmış olsa da bir de benden dinleyin Amirim. İkinci cinayette birkaç farklılık var.
Kalbe saplanan iki bıçak darbesi ve şiirin ikinci bölümü Etrafta kan yok her taraf tertemiz. Kız dünya güzeli, benim diyen eline su dökemez. Maktulün ismi ve soyadı A harfi ile başlıyor. Zira kimliği üzerindeydi.
Kızın pantolonu yoktu. Ve en önemlisi, ilk cinayette olmayan şey kız regldi. Önemsiz bir detay gibi görünse de, daha sonra önem kazanabilir. Ama şu andan itibaren elimizde üç zanlı var. Sizde bilirsiniz ki kan her zaman katilini yanına çeker. Bu günde öyle oldu sanırım. Elimizde üç katil adayı var. İlayda ile bir plan yaptık ve üç adayımızı da sıkı bir takibe alacağız.’’
’’Bu arada Heval Başkomiser lafa karıştı,
‘’ Bir ara ortadan kayboldunuz neredeydiniz?’’
Eda önce gülümsedi ve sonrada konuşmaya başladı,
‘’ Beni düşünmeyin Başkomiserim beni kan tutmaz. Olay yerini daha net görmek için tam karşısındaki apartmanın ikinci katında bir pencereden sizi izliyordum. Ve katil adaylarından birisini de oradan gördüm.’’
‘’ Bu çok yeni gelişme, kim oldukları hakkında bir fikrin var mı?’’
Eda, İlayda’ya bakınca, İlayda konuşma sırasının kendisine geldiğini anladı ve söze Eda’nın bıraktığı yerden devam etti.
‘’ Biliyoruz Amirim, Almila Ayaz, Cemal Ayaz ve Nuri Ayaz. Şu ana kadar her ne kadar parmak izi elde edemesek te, ben hepsinin parmak izini getireceğim. Bu arada Leylaya da bayağı iş düşecek.’’
Hemen Eda, lafı İlayda’nın ağzından alarak,
‘’ Bir gün yolunuz düşer de evimi ziyaret ederseniz, odalarımdan biri sadece bana ait. Kocam Azat bile, benden izinsiz o odaya giremez. Dört duvarında da yaptığımız operasyonların fotoğrafları ve hikâyeleri olduğunu göreceksiniz. Bugün bu şubede bir yere gelebildiysem sizlerin sayesinde. Ne yaptıysam arkamda daima sizlerin olduğunu bilerek yaptım. Ama bugün her şeyin yalan olduğunu anladım. Ben salak gibi hayal dünyasında kanat açmış uçuyormuşum. Büşra Amirim buyurun istifa dilekçem. Buraya kadarmış.’’
İstifa dilekçesini Büşra Amirin eline tutuşturan Eda Komiser, başka bir şey söylemeden Asayişten çıktı. İlayda,
‘’ Bu işe hiçbir şey düşünmeden hayatımı ortaya koyarak girdim. Benden de buraya kadar hoşça kalın.’’
Herkesin şaşkın bakışları arasında İlayda’da Asayişten çıkıp gitti. Kirli, Heval’i bir kenara çekerek,
‘’ Bak kızım özel günlerinde misin nesin bilemem ama bu işi düzeltmezsen altında ezilip kalırsın, arkandan bir Fatiha okuruz sadece haberin olsun.’’
Büşra Amir, hala olayların nereden nereye geldiğini anlamaya çalışıyordu. Kirli,
‘’ Amirim, şimdi hiçbir şey düşünmeyin. Yarın sabah seninle Aksaray’da buluşalım işi çözelim. Yoksa hiç hoş şeyler olmayacak.’’
‘’ Yarına bırakmayalım Kirli. Bu akşam Sedat Amiri ziyaret edelim.’’
‘’ Bana uyar.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.