- 472 Okunma
- 1 Yorum
- 4 Beğeni
Merhaba Yabancı
Tuhaflıkların birbirini kovaladığı gülünç dünyanın, yere düşen bir yağmur damlası hızında kaybolduğu bir andan sıyrıldığımda başımda keskin bir acı hissettim. Kendi yarattığı tüm o kargaşayı sırtlanmanın verdiği ağırlık uykuda olduğunu bile unutturmuştu. Rüyadan kurtulmanın verdiği rahatlama etkisi ile düşünceli ve yorgun bir biçimde karanlık odadaki tavanı izledim. Bu açıdan kitaplığın üstünün görünmesini yine ters yatıyor olmama bağlıyordum. Derin bir nefes alıp sanki yan tarafımda olduğunu az önce sezmemiş gibi bir sakınlık ile başımı sağıma çevirdim. Duvar tarafında kolunu bükmüş, başını eline yaslayarak ürkütücü bir gülümseme ile yüzüme bakıyordu. Karanlık hareleri rahatça içinde petrol birikmiş kuyulara benzetebilirdim. Fakat çok fazla dikkat edemedim. Dudaklarımı aralayıp benden katiyen beklenmeyecek bir soru sordum
"Benimle yatmak ister misin?" Bu uygunsuz cümleyi neden söylemiştim? Bedenimde destekleyecek tek bir his yoktu. Boş gözlerle bakıyordum. Onu denemeye mi çalışmıştım? Neden? Neden sorulurdu ki böyle bir soru, birkaç santim uzağında yüzümü izleyen birine?
Düşüncelerimi hissediyordum, ama tavrı yöneten ben değildim sanki. Yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı. Eğlendiğini böylece belli ediyordu. Tıpkı benim gibi yerinden kıpırdamıyordu. Sadece gülümsedi, kendini biraz daha serbest bıraksa odayı dolduracak, geceyi bölecek bir kahkaha atacak gibiydi
Bu tavır karşısında ciddiyetle duruyordum. Kafasını sakince iki yana salladı ve gülüşünün arasından "Korkarım ki hayır.." dediğini duydum. Reddedilmenin verdiği afallama ile kaşlarımı çattım ve oldukça yavaş olmakla beraber gururla karışık bir pişmanlık hissettim. Fakat çok seyrekti. Biraz şaşkındım. Kendimden beklenmeyecek bir teklifte bulunmuştum ve hayır mı denmişti?
Yüzünün garipliğini farkettim, siyah boyanın gözlerinden ağzının kenarına aktığını, saçının dikenimsi ve dümdüz bir tutamının yüzüne geldiğini farkettim. Zihnim çalışmıyor gibiydi çünkü o an kendi odamda olduğumu, yatağın benim olduğunu, yabancının kim olduğunu, neden hiç kimseye benzemediğini, kostüm partilerinde insanların ürkünç şekillerde yüzlerine sürdükleri boyaların yüzünde ne işi olduğunu ve lanet olası karanlıkta bunun beni neden zerre korkutmadığını düşünmedim. Garip bir tanışıklık hissediyordum sadece. Çekinmemi engellemişti. Gözlerindeki bakışlarımı tekrar tavana çevirdim
"Tüh" dedim. "Şansını teptin" bu sefer sesli güldüğünü duydum. Gözlerimi tuhaf yüzüne daha çok bakmak istememe rağmen tavanda tuttum. Kendimce tepki veriyordum sanırım.
"Şaka yaptım" ufak bir alaycılık barındırsa da sesi oldukça naifti. "Kabul" dedi. "Tabiki seninle yatarım"
Yüklemi neden bastırdığını merak etmiştim. Utanmamı mı istiyordu acaba.. çünkü hiçbir şey hissedemiyordum. Kendi evimde olduğum için endişeli olmam gerekmez miydi? Onu da hissetmiyordum. Bu boşluk oldukça rahattı
"Ama vaktin yok" kafamı tekrar ona çevirdim
"Ne?" Görüntü bir anda bulanıklaşmıştı. Kulaklarım uğulduyordu, gözlerimi kırpıp açmama rağmen düzelmeyen bir görüntü kayması var gibiydi
Saç derim karıncalanmaya başladı. Kafamda durmadan ’ne vakiti’ sorusu dönüyordu fakat asla dile dökemiyordum. Gerçeklik algım kırılıyor gibiydi. Az önce bi takım rüyalardan uyanmıştım.. Evet.. yatağımda bir yabancı vardı.. Evet. Ne zaman? Tüm bunlar ne zamandı? Ne zamandaydım?
Kafamı çevirip tekrar onu görmek istiyordum. Buna zorluyordum ama yalnızca boyun ağrısına sebep oluyordu.
Yanağımda bir ıslaklık hissettim. Bir yağmur damlası düşmüş gibiydi. Ve petrol koktuğuna yemin edebilirim
"Sakinleş.." dedi
"Sakinim" yalan söyledim
"Gidiyorsun"
"Nereye?" Yüzünü görmesem de gülümsediğini hissedebiliyordum. Yemin ederim. Sanki üçüncü bir gözüm vardı..
"Benim olmadığım bir gerçekliğe" kelimeleri seçmek ve ağzımdan çıkarmak öylesine zordu ki
"Neden?" Sormak istediğim bu değildi. Ama zar zor çıkmıştı ağzımdan bu kısa kelime bile..
"Çünkü..." Yakınımdaydı. Çok yakınımdaydı, saçlarımın bir kısmının üzerinde yattığını bile hissediyordum. Fakat hemen altımda bir kara delik varmış ve tüm kemiklerimi ufalayarak ruhumu içine çekiyormuş gibi bir çekim vardı bir yerden gelen
"Ben gerçek değilim" nefesini yüzümde hissedebildiğim biri nasıl gerçek olmazdı? Uykudan uyanıp onunla konuşmuştum. Onu görmüştüm. Hayır. Gerçekti. Kafa karıştırmak istiyordu, eğlenmeyi sevdiği belliydi
Fakat bu şey de neydi kafamın içindeki? Parçalanmış bir ağrı misali. Neden kararıyordu her yer? Elimi hışımla onun tarafına uzattım. Bedenine çarparsa eğer netleşecekti içinde bulunduğum durum. Ama hayır. Parmaklarım soğuk duvara sürtünüp geri tepti.
Artık gözlerimi açmakta zorlanıyordum, açınca da sadece tavanı görüyordum. Bir şeyler beynimin içinde sürünüyor gibi rahatsız edici bir huylanma yaşıyordum.
"Sakın"
"Anlamıyorum" diye fısıldadım çaresizce..
Sonra güldüğünü duydum
"Boşver." Dedi gülerek
Yutkundum.
Başka bir rüya mıydı? Rüyalardan uyandığımı sandığımda aslında başka bir rüyaya mı uyanmıştım. Bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum. Vücudumda dolaşan yoğun bir merak hissi ile zihnim, gözlerim ve tüm algılarım ile beraber tekrar uykuya gömüldü.