- 667 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Fraktudan gazeller
O gün galbim nasıl güp güp atiya bi bilsez var ya. Sahanın içinde kalan son galdürük dolmasını benden önce gapcaklar diye ağzımdakini çiğnemeden yuttuydum da nerdiyse bizim açık agazlı mundar eşek gibi nalları dikecekdim.
Neyse işde, ne diyodug? He bizim mektep de beraber okuduğumuz gızlar baa haber salmışlar... 30 yıl sonra bi ariya gelelim demişler. Heyyy gidi günler heyyy. Ne yüzle baa haber yollamış giii şu şikilsizler, çarpuk bacaklu, höngül burunlular... Bah bah aklıma geldi nasıl elim ayam zangır zangır titriyaaa.
Ben u zaman zayıf çelimsiz hastaluklu bi gızdım ellam ki; az burnum aksa, sümüklü, kaşınsam uyuzlu, tökezlesem topal diyalardı baaa. İşleri güçleri dalga geçmegdi... Gendü sivilceli yüzlerine , semer sırtlarına bakmadan ba laf ederlerdi maymunlar.
Vayyy garılar gidipde datlu canımı heççç sıkamam. Aşurda hazır da evde kimse yokken bi demlig çayımı içer, dişlerimin arasındaki zeytin artıklarını taze otun sert tarafıyla kürdan niyetine karıştırırım daha iyi. Düşündüm de belkit giderim bi yol, o mundar suratları şeytana dönmüştür inşallah da el çırpıp ben de onlarla dalgamı geçerim...
Ne giysem acep, bu ulmaz bu da ulmaz a buuu heç ulmaz. Anam benim giymiye bi fışkım yokmuş ya ... Bunların hepsi şehirli heriflerle evlendi, beni mesetmezler gene bu cazular. Yarın cumurtesi, pazara gider sergilerden iki, üç entere alur eyicene bi giyerim de çatır çatır çatlaturum eyice...
Üç gün sonra. Günlerden pazartesi, saat: 11:04,5
Aha ben yıllar önce gittüğümüz mektebin uriye geldim bilen, bu avzu açuk gahbun garıları nerde galdılar la... Bekle, bekle, bekle... Aha uzagdan biri gelii, kim acaba gııı, gözlerim de pek seçmiii... Pösmen gafalu Fatma ellam, hiç de hazetmem kendünden... Aha iki kişi daha geliii, yürümesinden aynı Hacer valla da billa da u, yanındaki de gurum gurum gurularagggg geliii, kesin bu kendini beğenmiş gönüldür...
Fındık çotalının avuriye dovru eski bi kilim attım. Anam otirmiyada nasiket satiyalar hele hele şınlara bag, hanım olmuşlarda kilime oturmiyalarmış ... Forslarından da geçilmiyah...
Bu kilimi de gece üşümesin diye malların üzerine örtdidim. Az mal boku sürülmüş, bisa da sadır değmiş olabilü nolcak yani, bura köylük yer... Ayakta durmaktan bacakları ağrincik tırım tırım kurumuş boklu kilimin üzerine dizildiler mi saaa. Baa yer kalmadı artık yemişler yemişler de bişeyi unutmuşlar, neyse. Aşu fraktunun üstüne çıkimde bari götüm oturak görsün, ayakta direnmekten belimin bıkırdım ağrıdı.
Vayh emme de yorulmuşum garılar. Zaban beşinde galg, namaz kıl, kuzeni yak, mayalu ekme at, gabuklu böci kapa, mısırı ayranla, ineee sağ, sütü bişü mayala derken milleti gahvaltıya çaar. Malları aluya at, tavukları kışkışla, eteğen dolanan kediynen köpeknen uğraş.
Vayhhh a bu malların gözü çıkmasn e mi şuriya bag gi, sankit pazarda indirim var diiinci, Ayten abunun mısırlıığına doğru bizim gibi dört nala koşmiya başladılar mı saaa, garı zaten terelellü, beline sakladuğu daşları atmiya yer ariii... Besbellü bugün uykusu ağır gelmiş ki badal da görünmi.
Oh oh şu malları çabuk gine alıp afura bi sokim ben size yapcamı biliyom, tok evin aç kedileri sizi gidim sizin ha yettiz canıma. Abu malların peşinde urdan uriye seyirtmekten etekcek belime foltak gelmiye başladı mi sa. Gaynanam gomşu garılar gelinci hemen beni atar ortiya. Neymiş bizim gelin hiç yağ bağlamıyormuş. Anum açar u mendebur avzını zabahdan aşama gadar beni gonuşu, bi u tarafa keydürü bi bu tarafa, anam insan bisaa yorulu, az nefesi dıkanu, ağzı gurur yoggg garılar yog, bu garı yorulmaz anuuum yorulmaz valla da billada yorulmaz. Beni irezil ettü yetmiyomuş gibi öyle bi fırsla anlatu ki, gören sankit etimi yiya sanır...
Yürem pırpır edi, içimden öyle şeyler demek istiyam ki de işde biz anamızdan öyle görmemişük. Mal boku gibi zabahdan aşama gadar yat, her şey önen gelsin, bi de beni beğenmiya şua bag şu, hele hele az gid de gararmış dişlerin yıka, badana fırçasıyla sene de bi kere de olsa fırçala a gahbun garısı, heç mi medeniyet görmedin?
Ne diyodum gıii ben, he... bu geri kalan garılar nerde acap, hani Emineler, Sevgigiller yok, Münire, Sabiş, Lütfiye, Zeynep, Özlem daaa kim vardı gi, anummm beem gafam hiç yerinde yog ya, unutmuşum isimleri, çaktirmim bari şincik alay eder bu cazular benen. Bakalım neler anlatcekler.
Hepsi de okumuş, biri doktor, biri mühendis olmuş. Olmuş da ne olmuş ayol benim gibi gözü görmez, yollarına yürüyemez olmuşlar, haytttt gülimde boşa gitmesin bari. Aha şunlara bag şunlara ben "ötün" dedim diye nasıl dönük gözlerinin altından birbirine bakıp benen dalga geçip, eğleniyalar. Ne var ötün dediysem, bıldır dediysem hele hele sömelekler okumuşlar da adam olmuşlar ba kenefler.
Emme ben sizin dilizi çözerim. Eski günleri konuşmiya başladım bi yandan, dere kenarında oturan mitilgilin Naciye diye bi gocarının serentüsü vardı, uriye girer otururduk. Mektepten çıkınca kalan bayat ekmekleri yer mesünün anasını ağlatır, yanımızda kim yoksa kulaklarını çınlatırdık. Konu serentü olunci hepsinin dili taze çökelek gibi açılmiya başladı. Benden köylü konişmiya başladılar mı saaa, nasılmış dalga geçmek benen... ben adamı eşde böyle davul eder, dilinin kemerini açarım...
Ordu- Korgan: Yerel Şivesiyle yazılmıştır.
ü.yaldızlı
Fıraktu: tahta çit
Höngül burun: yassı ve iri burun
Seyirtmek: koşmak
Fors: Atmak hava atmak, havalı, burnu büyük
Gahbun garısı: kötü adamın karısı
Ötün: önceki gün
Bıldır: geçen sene
Fırslanmak: kızmak, sinirlenmek
Foltak: bol
Bıkırdım, belin orta yeri
Serentü: kuru bakliyat, turşu vs gibi ürünlerin saklandığı evin balkon bölümü
YORUMLAR
Kıymetli yazar nerelerdesiniz?Hatırlarmısınız bilmem "Erzurumlu Selim" rumuzuyla çok eserlerinizi okumuş yorumlar yapmıştık.Böylesi kıymetli yazınızı ve sizi aramızda görmek değerliydi.
Saygı ve hürmetlerimle.