- 381 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞİN İZLERİ GELECEĞİN ÖZÜDÜR
Bu söz bize hayatımız’da geçmişimizi nasıl kontrollü oluşturacağımızı anlatır. Çünkü geleceğimiz kaçınılmaz bir biçimde geçmişimiz olacaktır. Ve geçmişimizde karşılaştığımız olaylardaki karar ve tepkiler mutlak ihtimalle geleceğimizi belirler. Buna binayen geçmişi iyi anliz ederek geleceği ön görebiliriz. Fakat geçmişi analiz etmeden yalnızca alışkanlıklarla gözü kapalı yaşar isek alışkanlıklarımızın esareti altında kontrolsüzce yaşarız.
Bu söz bize geleceğimizi oluştururken ve konrolsüz yaşamdan çıkıp, kontrolü elimize alıp, alışkanlıklarımızın yani "geçmişimizin" kontrolünde değil. Geçmişi mantık süzgeçinden geçirerek bizim oluşturduğumuz bir geleceğe ilk adımımızı nasıl atacağımızı anlatır.
Alışkanlık demek geçmiş demektir. Gemişte zevk aldığımız (örneğin: kahve içmek) yada çoğu zaman kendimizi kanıtlama çabamız sebebiyle sigara içmek gibi ortaya çıkan ve bunun tekrarı ile alışkanlık dediğimiz olgunun doğuşu ve bunun ilerisinde mecburiyet olarak görmemizin sebebidir alışkanlık.
"Mecburiyet" neyse bunu sonra konuşuruz. Biz alışkanlığa göri dönelim.
Alışkanlıklarımız saniyelerimizdir. Saniyeler dakikaları, dakikalar, saatleri, saatler, günleri, günler, ayları, vs. vs. İşin özü saniyeler başta bizi, sonra etkileşimde olduğumuz kişileri ve onlarında etkileşimde olduğu kişileri derken, kozmik bir hayat dalgası ile , etki tepki denizine katılır. Alışkanlık dediklerimiz ister negatif, ister nötr, isterse de pozitif olsun, herzaman için bulaşıcıdır. Bir örnek vermek gerekirse sigaradan verelim.
Hadi sigara içmeye başladığın yaşa dönelim 18 yaşındaydın diye bir tahminde bulunayım. Mutlaka bu yazıyı okuyan birinin yaşını tutturabilirim. Neyse, yeni bir ortama girdin bu ortamda gözüne çarpan ilk kişi, o ortamın starı olan en popüler kişidir. Tam bu noktada sana bir haberim var tahminen hayatının yüzde 60’ı artık o popüler kişinin özellikleri ile oluşacaktır. Ta ki ondan daha havalısını bulana kadar. Hayatımızı blu çağımıza kadar ailemiz, blu çağından sonra ise "havalı" olarak gördüklerimiz ile inşa ederiz. Konudan çok saptık. Sigara diyorduk. O havalı çocuğun sigara içmesi sebebiyle ve onun gibi havalı olma arzusuyla diğer bir çok özelliği ile sigara kullanmasını da hayatımıza entegre ederiz. Bu bizim üzerimizden başkalarının hayatlarına ve onlardanda başkarına derken. Kozmik hayat dalgalarından biri olarak bu alışkanlıklar hiç yok olmadan etki tepki denizinde yol almaya devam eder.
İnsan keşfettikçe algılarının açılacağı yanılgısı içerisindedir. Keşfettiğin herşey hayatına yeni bir opsiyon ekler. Opsiyonların çoğaldıkça yaşam alanın, görüş alanın, nefes alanın kısıtlanır. Çünkü keşfettiklerin hayatında birer alışkanlık olur. Örneğin çok geri gitmeden 1980 yılına bir yolculuk yapalım.
İnsan hayatında ki keşifler.
(televizyon, sinema, tiyatro, ev telefonu) en az iki’si her insanın hayatında vazgeçilmez alışkanlık halindeydi.
Günümüze gelir isek. Televizyon, cep telefonu, tablet, bilgisayar, oyun konsolu, sosyal medya içeriği için zorunlu tatil yada "havalı" mekanlar vs. vs.
Hayat 1 su bardağıdır.
İnsan ise yaşamı ve yaşadıkları ile o bardağını dolduran sudur. Peki alanımız zaten kısıtlı iken bunca keşfi zorunluymuşcasına alışkanlık haline getirdiğimizde sizce biz yaşıyormuyuz yoksa hayatı yakalayabilmek için yarışıyormuyuz.
İnsan ölümlü olduğunu ve kısıtlı bir zaman için dünyada vãr olduğunu bildiği için çok şey yaşamak ister. Dolayısıyla hızlı yaşamı tercih eder. Bunu yapabilmesi için her an bir sonraki anı planlar. Fakat her seferinde içinde bulunduğu anı kaçırır.
"Hızlı yaşamak isterken yaşamı kaçırır insan"
Hayatını doğru değerler üzerine inşa etmek için
şu anda kendine sorman gereken soru şu.
Bu yaşamım ve ahir yaşamım için neye ihtiyacım var.
Ve bu ihtiyaçları tesbit ederken, son nefesinde kendine sorman gereken şu soruyuda dikkate almalısın.
Bu hayatımda sonraki hayatım için ne kazandım ve ne kazandırdım.
UNUTMAYALIM Kİ!!!
Geçmişini es geçen geleceğini yıkımla tebliğ eder
Geçmişinden ders çıkaran geleceğini güvenle tesis eder...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.