- 951 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MEVLÜTLÜ-ÇALGILI-İÇKİLİ DÜĞÜN MEVSİMİ BAŞLADI -ÜÇ DÜĞÜNDEN ÜÇ KARE.....
Geçtiğimiz temmuz ayının ilk haftasında ikisi pazar ve biri de pazartesi günü olmak üzere üç düğüne gittim eşimle,kızımızla ve bir hocamla meal aile beraber şahit olduğum manzaraları buraya yazmak istedim.
Birincisi şehre uzak bir ilçemizde bulunan bir aile çay bahçesinde Belediye Parkında yapılmaktaydı.Biz düğün alanına girerken erkek tarafı ilçe merkezinde bir evden daha önce başka bir ilden Çorum’dan bir gün evvel getirdikleri bir akraba evinde duran gelini almaya konvoyla gidiyorlardı.
Biz vardık kadınlar ayrı erkekler ayrı birer çadır altındaki masalara oturduk.Biraz sonra yemek verildi ardından gelen çayları yudumladık.
Biraz sonra gelin alma alayı geldi gelin bahçeye alındı damatla beraber yakınları ile oyun havaları eşliğinde oyuna kuruldular.
Bir saat kadar oturduğumuz düğün yerinden müsaade alarak ayrıldık.Biz gittikten sonra muhtemeldir ki gelenler biraz daha artmış oyun halay dans Şişeler şarkısı eşliğinde devam etmiş akşam ona onbire kadar devam eden düğün gelinin erkek evine varmasıyla neticelenmiştir.
İnşallah gençler içki içmezler ocaklar yuvalar haramla kurulmaz bidayeti bozuk olmaz diye içimden dualar ederek ayrıldık Allah mesut etsin diye damada, babasına, kardeşine söyledik.
Nedense eskiden beri hocalarımızdan duyduğum için böyle sazlı çalgılı muhtemelen içkili düğünlere istemeye istemeye gider suratımı azdırır ve de ayrılırken asla hayırlı olsun demem.Hayır yoktur da onun için..
Düğüne gitmeden önce ilçe merkezinde bulunan Merkez camiinde öğle namazlarımızı eda ettikten sonra camii içinden dar bir merdivenle inilen bir Hak dostu evliyaullahın ve ailesinin kabirlerini ziyaret edip Allaha dua eyledik.
Balışeyh’te Ballı Baba ve Sulakyurt’ta Şeyh Samii ,Hasandede kasabasında Hasandede,Haydar Sultan Köyü’müzde Haydar Sultan,Koçu Baba Köyü’nde Koçu Baba Anadolu’muzda olduğu gibi her ilçemizde her köyümüzde evliyalarımız Horasan Erenlerimiz var.
Bu manevi erenler Anadolu’muzun İslamlaşmasında büyük rol oynamış.Trabzon’dan biliyorum Fatih Sultan Mehmet Han’ım 1461’ de Trabzon’u uzun yorucu bir seferde fethettikten sonra buraya Maraş’tan Konya’dan bir çok hocasını alimini evliyasını göndermiş.Halkı irşada koyulmuşlar ve buralar İslam yurdu olmuş.
Trabzon Rize karayolunda Maraşlı bir evliyanın mezarı olduğunu şöförlerin oradan geçerken müziği kapattıklarını biliyorum.Ayrıca Çaykara’ya bağlı eski adı Bacanlı yeni adı Maraşlı olan bir köy olduğunu da biliyorum.
Ama ne hikmetse bunca evliya eren kabri olmasına rağmen,İlçelerde gözüme çarpan bir husus da çok sayıda yol boylarında olsun içerde ilçe çarşısında olsun Tekel içki bayilerinin olmasıdır.Sulakyurt’ta Delice’de Yahşihan’da Çelebi’de artık her yerde Tekel bayisi var ve alkol rakı şarap su gibi satılıyor.
Burası İslam memleketiydi ne ara bu hale dönüştü anlamakta güçlük çekiyorum.Kim buna sebep oldu?Sebep olanların gözü kör olsun kabirlerinde rahat yatmasınlar.
Sazlı çalgılı düğün olur da gençler içki içmeden olur mu?Olmaz illa o mereti içecekler.Adam satmayacağı yere içkili market açar mı?Elbette bunlar alınıyor içiliyor ve de satılıyor gün boyunca.
Allah ıslah etsin.Peygamber sav. Allahın içki ile alakalı on kişiye lanet ettiğini ve içkiden elde edilen kazancın haram olduğunu buyuruyorlar.Alan satan taşıyan üzümünü veren,arpasını bira fabrikasına bile bile veren,getiren götüren içen alım satımını yapan on grup bu laneti hak ediyor.
***
Yolda il merkezimize dönerken bir Kurs’tan bir hoca, imam arkadaşım aradı bir salonda bir abimizin evladının mevlütlü düğünü var oraya hazırlanmış yemekleri hem götürüp hem de ilahi mevlüt proğramını icra eder misiniz dediler.Hay Hay efendim dedik yemekleri alıp şehir merkezindeki bir düğün salonuna gittik.
Gayet mütevazi bir mevlütlü düğün süslü bir kına salonu arkadaşımızın evi müsait değil Talebe Yurdumuzun düğün salonu var ama şu anda kapalı, burada yapmaktan başka şansı yok.Belli bir alanda ev düğününe müsaade var yoksa salonları tutup yada nikah salonundan almaktan başka bir seçenek bırakmıyor idarecilerimiz düğün sahiplerine.
Mustafa Eren Hoca’mla her zaman olduğu gibi masaya oturduk proğram başladı.İçerdeki fon musikisini kapatıp Hocam mikrofonu eline aldı.Davetlilere aileler adına hoş geldin dedikten sonra Allahın kelamı Kuranı Kerimden bir aşrı Şerifi okumaya başladı.
Herkes pür dikkat bizi ve okunan Kuranı Kerimi ve ardından okunan ilahileri dinliyorlardı.Üç beş ilahi okuduktan sonra Almanya’dan gelen yaşlı tanıdığımız bir müsafir hocamız düğün ve nikahla alakalı mevzuda bir kısa sohbet için masaya geldiler.
Sohbet ardından yemek ardından yemek ve duası derken proğram takı merasimiyle devam etti.Kadınlar ayrı salonda girişler ayrı erkekler ayrı salonda .Gözüme nahoş bir hadise yansımadı.Bu zamanda artık bu kadarına da iyi güzel demek durumundayız.
Velime yemeği düğün yemeği sünnettir.Ama günaha vesile olmamak ve saz söz çalgı ve içkiden mutlaka kaçınmak suretiyle.Yoksa düğün yapma günah işleme günaha insanları da sokma kardeşim.
Büyük şehirlerde salonlarda açık hava kır düğünlerinde musikili ilahili düğünler başladı bu sıralar internet ortamlarında görüyoruz.Bunlarda da haremlik selamlığa dikkat etmek gerekiyor.Yoksa sazlı çalgılı düğünden farkı kalmaz.Allah ve Resulu olan bitenden razı olmaz.
Başı kötü olanın akibetide kötü hayırsız olur.Hoca Efendinin sohbetini can kulağımla dinledim.Hoca Efendinin sohbetini can kulağımla dinledim.Yaşlı tecrübeli hocaefendi bakalım neler söylemiş:
’’Değerli kardeşlerim size bir kaç kelam etmem arzu edildi.Hem bir yandan yemeklerinizi yerken bir yandan da bizi can kulağınızla dinlemenizi istirham ediyorum.Malüm Cenabı hak duyma işitme duygusunu ondan sonrada tefekkür duygusunu insanoğluna bahşetmiş.
Düğünde nikahtan bahsedeceğim.Hoca nikahı derler halk arasında.Hoca nikahı diye bir şey yoktur.Onun adı dini nikahtır.
Biz erkekler evin reisiyiz bazen bir anda kızıp sinirlenebiliyoruz.Onun için ağzımızdan çıkan kelimelere cümlelere dikkat etmek durumundayız.
Nikah mehirle vuku bulur mehirsiz de nikah olmaz.Almanya’da bir nikahta mehirleri zikredip nikah senedini yaptıktan sonra hanım kızımızın eline verdim.Sabahın erken saatinde namazımı kıldım biraz istirahat edeceğim sırada kapımızın zili çaldı.
Baktım bir beyefendi birde hanımefendi.Buyurun dedim bu saate hayırdır dedim.Beyefendi Efendim dedi sen gelin kıza bir evrak verdin.Bu evraktan biz de istiyoruz dedi.Tamam dedim.
Ondan kolay bir şey yok.Boşanın beyinizden yeniden size bir nikah kıyalım size de o evraktan verelim dedim.Nikah senedi yapayım dedim.Nikahlı değilseniz yapalım dedim.Ayıptır dedim yahu.
Damadın anne babasıydı o gelenler bu gelin ilerde boşanırda bizden o parayı alırlarsa biz ne yapacağız dediler.Bunu bizzat ben yaşadım.
Onun için halkımız gerçekte nikah nedir bilmiyor.Nikah Allahımızın emri,Efendimiz as.ın sünneti İmamlarımızın dört imam Hanefi, Şafi, Maliki ve İmam-ı Hambeli hz.lerininde ittifakı ve içtihadıdır.Ehl-i Sünnet vel Cemaatin ittifakıdır.
Onun için nikahsız yaşayan insanlara gayrı meşru yaşıyorlar deriz.Bu haramların en büyüğüdür.Hele tarafeyn erkek ve kadından birisi veya her ikisi evli oldukları halde birbirlerini kandırırlarsa ne büyük cinayet işliyorlardır.
Huzuru İlahide bunun hesabını nasıl verecekler.Hz. Allahın cc. azabı çok şiddetlidir,çetindir.Bunu nasıl çekecekler bilemeyiz.
Bugün buraya bir Velime düğün yemeği cemiyeti için toplanmış bulunuyoruz.Onun için beraber davetliyiz.Davetli olarak bana da üç beş kelime konuşma fırsatı verdi kardeşlerimiz.
Ben de en mühim olan bu günün Velimenin nikahın esaslarından ve şartlarından bahsetmek istedim.Hepimizin oğlumuz var kızımız var değil mi?
Yaşlı olmam hasebiyle Almanya’da diyelim ki ayda yirmi tane nikah kıyıyorum.Seneye varmadan on dokuzu kayboluyor ayrılıyor.Gömlek değiştirir gibi karı koca değiştirmek ne büyük cinayettir.
İmamı Birgivi Hz.leri Allah dostu büyük bir zattır.İzmir’in Ödemişe bağlı Birgi kasabasında köyünde yaşamıştır.Bir gün İzmirde alışveriş için çıktığı çarşıda annemizin yani hatunun gözü birisine kaymış.
İmam da bu durumu farketmiş.Karşı taraftaki benim gibi cahil değil Evliyaullahtan.Allah Allah demiş içinden ben buna bir ders vermeliyim demiş.
Eve gelmişler çok özür dilerim.Helaya ihtiyaç gidermeye giriyor.İhtiyaçta kullandığı ıbrığı eskiden çanaktan olurdu vuruyor ve kırıyor.Bir bağırıyor ortalığı yıkıyor.Aman Allahım diyor bakın dostlar başıma gelene..
Annemiz Efendi ne oldu noldu bir şey mi oldu diye koşarak hemen geliyor.Hanım sorma diyor.Yıllardan beri benim helada edep yerimi gören ıbrık kırıldı.Yeni bir ıbrık alacağım o da bizim edep yerimizi görecek.
Bundan daha büyük bir musibet olur mu diyor ve ağlıyor.Annemizin şalteri düşmüş Efendiler.Hemen gereken dersini almış.
Onun için Değerli Kardeşlerim,kızımız var oğlumuz var Allahım hepimizin çoluk çocuğuna hidayet eylesin.Hidayet Allahtandır.Eğer hidayetli olurlarsa yanlış tahtaya basmazlar.Yanlış ifade kullanmazlar.
Nikahı yanlış sözle batıl geçersiz hale getirmezler.Yanlış yere gitmezler.Ama hidayetten yana nasipleri yoksa maalesef analar üzülür babalar üzülür cemiyyet üzülür millet üzülür.
Ama bugün eskiden bir köyde iki genç birbirini sever düğün dernek olmadan kaçarlardı.Anneler babalar yıkılır.Küserler torunları olur barışmazlar.Niye benim kafamı yere eğdirdin.Ben seni arınla namusunla iffetinle bembeyaz gelinliğinle gelin etmek istiyordum.
O beyaz gelinliğin bir manası vardır.Anneden doğduğum gibi tertemizim.Elim dilim ayağım gözüm kulağım hiç bir uzvum haramla meşgul olmadı.Sana tertemiz geldim demektir.Onun için Cenab-ı Hak bizi bizden, bizi mukaddes dinimizin özellik ve güzelliklerinden ayırmasın.
Müslümanın olmazsa olmazıdır nikah.Müslümanlar için değişmez ve şaşmaz ilahi bir emirdir nikah.Onun için ben nikahı burada böyle ilan ettim.Filan oğlu filanın filan kızı filanla düğün Velime cemiyyeti vardır.Davetlisiniz gelin beraber olalım.
Üzüntüde sevinçte müslümanlar hep birbiriyle beraberdir.Cenazemiz birlikte kalkar düğünde beraber oluruz.Düğünlerde bayramda seyranda hep beraber olmak durumundayız.
Bu sene Bayram namazında hocam siz sohbet edin dediler.Oğlum ben her sene sohbeti ediyorum siz gençsiniz siz sohbet edin dedim yok hocam cemaat böyle istiyor siz yaparsınız dediler.Olur dedim başladım.
Genç nesil bayramlaşmayı bilmiyor.Unuttular unutturdular.Kırk küsür senedir Almanya’da gurbetteyim.Bayramın özelliğini bayramın güzelliklerini unutturdular.Çocuklar el öpmeye gider büyükler sever başlarını okşar.Onlara harçlık verir.Cimri olmayın.Çocuklara harçlık verin.Bayramımızı iple çeksinler.
Birgün baktım bizim Türk çocukları ellerine fener almışlar mahallede şeker topluyorlar.Onların böyle bir günleri var o günde şeker topluyorlar Almanya’da..Çağırdım gelin oğlum dedim buraya..Okulda öğretmenimiz kim yarın çok şeker toplarsa onlara daha çok not vereceğim dedi..
Çocuğun ismini aldım okula gittim. Okul müdiresiyle görüştüm.Ne hakla dedim sen kendi kültürünü bizim Türk çocuklarına aşılamak istiyorsun.Biz de şeker toplama bayramda olur.Bizim iki tane büyük dini bayramımız var.
Öyle insanlarsınız ki bize o bayramların ilk iki günü işte izin bile vermiyorsunuz dedim.Tatil etmiyorsunuz dedim.Müslüman Türksünüz haydi bayramınızı yapın diyemiyorsunuz dedim.Ama kendi Yortu’nuzda her şeyi kapatıyorsunuz.
Onun için Değerli Kardeşlerim bizi bozmak yozlaştırmak bizi mazimizden koparmak için ellerinden geleni yapıyorlar.Bizde örfümüzden adetlerimizden ananelerimizden dinimizden asla taviz vermemeliyiz.İslam dinimizin içini boşaltmaya boşalttırmaya asla müsaade etmemeliyiz.
Bayramlar sevinç günü düğünlerimiz sevinme günü.Cenazelerimiz de üzülme günü.Onun için hem sevinç günlerimizde hem de üzüntülü günlerimizde bizler beraberiz.
Almanya’da bir cenazeden bir misal vereyim.Bir kardeşimizi tabuta koyup Türkiyeye yolladık.Günlerdir evinde dua Kuran okuyoruz.Bir Alman önüme geçti.
Beyefendi günlerdir buraya erkenden gelip geç vakitte gidiyorsun ne var burada dedi.Hastanede vefat etti görmediler.
Dedim burada Dede vardı.Bu evin direği o öldü, direk yıkıldı buraya takviye için geliyoruz dedim.Ha dedi gitti.
Bunlar ölü bilmez diri bilmez .Cenaze olunca birgün siyahlar giyinirler o kadar.Ama bizim örfümüz adetimiz Kutsal dinimiz ne diyorsa biz onu yaparız.Allah bizi, Kutsal İslam Dinimizin özelliklerin ve de güzelliklerinden ayırmasın.
Değerli Kardeşlerim kıymetli vakitlerinizi aldım biraz kırıcı konuştum.sürçi lisan ettimse özür dilerim.Allaha cc. emanet olunuz.’’
Hocamızın sohbeti butrada bitiyor.Allah kendilerine sıhhat sağlık afiyet versin.
***
Bir gün sonra da bir akşam bir komşumuzun oğlunun düğünü vardı.Bir başka ilçe merkezinde Belediye Parkını birisi kiralamış düğün salonu olarak işletiyormuş.Mantar gibi düğün salonları türemeye başladı.Sayıları hızla artıyor.
Astronomik rakamlar konuşuluyor.İnsanları mecbur ediyorlar bir bakıma.Gelin hanımlar damatların ipini eline almış Hacı Dede Hacı amca oyuncak olmuş.Utancından düğüne de gelmiyorlar ya da birkaç dakika görüntü verip düğün yerinden ayrılıyorlar.
Bazı arkadaşlarımız dindar takva ama kızı oğlu öyle değil ne yapsın onları kıramıyor ama bizi kırıyor bir salonda onların istediği şekilde düğün yapıyor bizi de davet etmiyor.Kınamıyorum bizim kızımız oğlumuz ilerde ne olacak bakalım.
Her gelen gün gideni aratıyor.Elli sene değil yirmi sene evvel bile böyle değildik.Televizyon hele hele internet alemi gençleri epeyce yoldan çıkardı.
Yirmi sene evvel Ankara’da Sıhhıyeden Kırıkkale otobüsüne binen bir ünüversiteli kızımızın göbeği açık askılı tişötün üzerine kısakol gömlek giydiğini,Kırıkkaleye geldiğimizde üzerine hırka alıp kollarını örttüğünü çevrenin bu işteki rolünü görmüş yazmıştım.
Şimdilerde Zafer Caddesinde koca koca kızlar göbekleri açık elbise ile dar eteklerle bacakları açık geziyorlar.Ünüversitelilerin ele alınacak durumları yok kalmadı..
Düğün yemekli olursa elli bini yüz bini gözden çıkartmak lazım.Müsafire göre miktar
değişiyor.Fotoğrafcı,kuaför,berber,garson,aşçı,savcı,davulcu,müzisyenler derken rakam katlanıp gidiyor.
Asgari ücretle bir işte çalışan fakir gariban genç yıllar boyunca evlilik için para biriktirmek ya da taksitle bankadan kredi çekip modern kölelik sistemi olan taşerönlük sisteminde çalışmak zorunda kalıyor.
Rahmetli vaiz Timurtaş hocanın bir sözü aklıma gelir böylesi durumlarda.Efendiler evlilikler pahalandıkca zinalar ucuzlayacaktır derdi.Evlilik yüz bin iküyüz bin.Zina yüz lira ikiyüz lira afedersiniz.
Evlenemeyen müslümanın evladına,alçak adamlar zinayı kolaylaştırmayacak sunmayacaklar mıdır sanıyorsunuz.Buna bir çare bulmak fakir gariban müslüman çocuklarına mehir evlilik düğün salanu imkanı sağlamalıdır.
Peki devam ediyor mu bu evlilikler hayır beş yıla varmadan eşler ayrılıyorlar.Nafaka çocuk bir sürü sorunlar.Mantık evlilikleri mantık icabı parakesilince hemenece bitiyor.
Damatlar gelinin elinde birer üç maymuna dönmüş durumda kaynana kaynar kazan,borç icra haciz ortada kalan masum çocuklar ilerde güzel bir çevrede yetişmedikleri için aynı kaderi bir bakıma yaşıyorlar!!
Bir ailede evde haram yeniyorsa,harama bakılıyorsa ve evde haramla alınmış ise sorarım size burada huzur olabilir mi sizce?
Bir evde sabah namaz kılınmıyorsa öğle ikindi akşam yatsı ezana hürmet edip abdest alıp seccadeler serilip te Allahın huzuruna varılmıyorsa o evde insanın ruhu daralmaz da ne olur?
Şeytan al. bile arkadaşlık yaptığı insan beş vakti kılmayıp geçirince senin başına geşlen bela bana da uğrar deyip hemen o akşam o arkadaşının yanından kaçmamış mıydı?
İnsanlar niye cinci hocaya gidiyor, olmadı niye psikologlara gidiyor.Ruhları daralıyor da ondan.Sonu intihar bunun.İnsan da nefis var ruh var.Ruhu meleki ibadetle dua ile zikirle hayatta kalır.
Nefis şeytan insana günahı vesvese ve ilham eder sonu hüsran ve huzursuzluk olur.Patlama noktasına gelince de ya intihar ya da karşıdakine cinayetle neticelenir.
Allah cc. Kalpler ancak Allahı beni zikirle mutmain olur buyurmuyor mu?İbadetleri yapmaktan başka harama helale dikkat etmekten başka çaremiz yok.
Düğünden bir saat evvel Yahşihan mezarlığında yatan annemi ziyaret ettim dayıla beraberler dua edip ayrıldık.Yahşihanda bir aile parkı var oraya gitmek isterken vaktin yaklaştığı görüp ilerdeki Demir Köprüyü gezelim istedim.
Sultan Abdulhamid Han Ceddim 1903’ te Almanlara yaptırmış.Kaynak vida yok o zamanlar hepsi perçinle yapılmış tıpkı Paristeki Eyfel Kulesi gibi.Trenler gemiler buharlı kazanlar sobalar yakın zamana kadar hep perçinle yapılmaktaydı.
2013 te Devletimiz bir resterasyonla Demir Köprüyü yenilemiş bir bakıma çok güzel olmuş.Bugün yanında beton köprü var oradan sadece insanlar ve hayvanlar geçiyor gururla Kızılırmağın üzerinde bütün ihtişamıyla arz-ı endam ediyor Demir Köprümüz..
Burada dikkatimi çeken husus Kızılırmak kenarına gelen şahışlar llerinde siyah poşette getirdikleri rakı şarap özellikle de biraları içiyorlardı.
Bütün Bahşılı Yahşihan Hasandede köylerimizde Kızılırmak kenarında kontrolsüz parklarda bu durumun olduğunu uygunsuz işlerin çevrildiğini gördüm gezdim ve yazdım ilgili mercilere.Yapacak bir şey yok dediler.
Neyse düğüne yarım saat kala salonun yanındaki parkta bir kamelyaya oturup parktaki meyve ağaçlarına bakıp elmalardan bir kaç adet koparıp yemeye başladık.
Düğün salonu girişinde abdal dediğimiz davulcular gelen konukları davul zurnayla karşılamaktaydı.Oldum olası davulcunun o karşılamasından ve davul sesinden hoşlanmam.
Hanım baktı benim ayağım gitmiyor.Yavrumuzu alarak salonun yolunu tuttu ne de olsa arkadaşları yakınları vardı onlarla bir an evvel konuşmak görüşmek istiyordu.
Ben de akşam ezanı yakın olduğundan yakında bulunan Yahşihan İstasyon camiine gideyim akşam namazımızı cemaatle eda edeyim dedim.İstasyon camii çok güzel aile ortamında içerisinde eş dost camii cemaatinin kadınlar ayrı erkekler ayrı bahçesinde oturdukları kışları çay içip sohbet ettikleri bir mahalle camisi.
1960’ larda yapılmış camii,Yahşihanın kuruluşu 1400 yılları imiş.Kırıkkale’mizden daha eski bir bakıma.Caminin tuvaleti abdestliği görülmeye değer çayhane var bahçede hollerde koltuk masa tabureler var.Her tarafa halıya basarak gidebiliyorsunuz.
Namaz sonrası bir arkadaşımı gördüm bir saate kadar onunla holde bir koltukta sohbet ettik,dertleştik halleştik.Birbirimiz görmeyeli çok olmuştu Kardeşiyle daha çok samimi olduğum arkadaşımızı camide yatsı namazı için geride bırakarak düğün yerine açık hava düğün salonuna vardım.
Bütün masalar dolu olduğundan ,kalabalık ortamda kıyıdan köşeden sahneyi izlemek zorunda kaldım..En sonunda bazı akrabalarımızın olduğu bir masaya iliştim oturdum.Ne düğün sahipleri ne de oturduğum masadaki akraba hanımlar hoş geldin diyemedi deselerde ben duyamadım gürültüden.
Ortada gelinle damat ve yakınları oyunlar oynadılar.Aman Allahım neydi o vaziyet!..Kadın,erkek,yaşlısı ,genci,açığı,kapalısı biraz sonra da halaya durmazlar mı?
Biraz evvel mescitte namaz kılan teyzem değil miydi bu ortada göbek atan?Ne hünerler varmış yengelerimde..
Ramazandan en sonda kurbandan yeni çıktık,nasıl olsa sevabımız çok değil mi?Birazı gitse de olur,Allah bizi bundan dolayı yakmaz mı diyorlardı acaba..
Şu kadarcık günahı da görme Rabbim diyerek söylenen teyzem dinden çıkacağını nasılda unutmuştu..Tövbe estağfirullah ne günlere kaldık Allahım dedim kendi kendime.
Sanki büyülenmiş,şeytanın çocukları tarafından efsunlaşmış gibiydiler..Fazla durmadım desem de bir kaç sati buldu gezindim sağda solda saat 10.u biraz geçe haydi hanım gidelim dedim düğün alanından ayrıldık..
Eskiden düğünlerde dansöz bir tane olurdu,şimdiki kızların hepsi dans ediyorlar, dansözlüğe soyunmuşlar...Açığı kapalısı,erkeği kadını ortalık yerde hep beraber oynuyorlardı.
Çok güzeldi kızımın düğünü diyen teyzeler,maşallah çok güzel olmuşsun kızım diyen davetliler işin ruhundan ne kadar da uzaktılar..
Şeytan, inan olsun camideki hocalarımızdan bin kat fazla mesai yapıyor.Bu milletin başına bir gelecek var.Sanki mübarek ramazan kurban muharrem ayı hiç gelmemiş güzelim memleketime.
Bir de şuna dikkat ettim karşı değilim asla ,başlarını deve hörgücü şeklinde yapan kız ve kadınlarda tesettür tam manada yok ve erkek kadın bunlar dansda ediyor,oynuyorlarda.
Hemde normalmiş gibi acayip göbekler atıyorlar..Hiç yakışmıyor be kardeşim!Oynayacaksan erkeklerle beraber hiç olmazsa Allahın emri başörtüsünü bu melanete alet etme..Kadınların olduğu ortamda eğlen,kına yak,oyna..
Bu yeni de değil,namazımı da kılarım dansda ederim,el de sıkışırım diyenler yarın başka işleride yaparlarsa şaşmam.İyi günde değiliz diyor işin farkında olanlar...
Vatandaşa sokak düğünlerini yasaklayan idareciler bu nahoş düğünlere de bir el atsalar iyi olacak.Kadın erkek ayrı olsa da günaha bari girmesek.
Akrabadan,komşudan mı vazgeçeceğiz yoksa günaha mı gireceğiz...Din görevlilerimiz camide boş yere millete nasihat etmeseler mi acaba ?Zira hiç tesir etmiyor,millet bildiğini okuyor...Henüz ufukta değişen bir şey yok...Türkiye aynı eski Türkiye...
***
Müslüman kardeşimin düğünü evde veya bir salonda olabilir ama şartı vardır..
Kadınlar bir arada kız,erkek çocuklarla beraber,arada bir perde veya ayrı salonlarda,odalarda olacak..Düğünde ,sünnette Allahın kelamı okunacak,mevlid,ilahi söylenecek ama müziksiz olmak kaydıyla..
Ala kaderil imkan gelen müsafirlere -Velime yemeği- sünneti ifa edilecek..İmkanı olduğu kadarıyla ısrafa girilmeden ve harama düşmeden..Ne kadar güzel değil mi?İşte böyle düğünlere ne kadar masraf etsen belki de Rabbim hesabını sormayacaktır.
İşte böyle düğünlere,sünnet merasimlerine Resulullah Efendimizin ruhaniyeti teşrif edecektir..Biz de bazı cemaat Yurtlarında,arkadaşların ev düğünlerine katılıyoruz,ilahiler,sohbetlerle her anımızı ibadetle geçirmiş oluyoruz.
Salon düğünlerinde dansları,davulun önünde tepişenleri görünce de müslümanlığımızdan utanıyoruz!!Çalgılı düğünlere tüm şeytanlar iştirak edermiş,eserlerde öyle okudum..Çünkü merasimi bizzat şeytanın avaneleri tertipler,günah merasimlerini şenlikli hale getirmeye çalışırlarmış..
Ha bir de kim parasınını nerden kazandığını öğrenmek istiyorsa,nereye harcadığına baksın buyurulmuş.Çok severim ben bunu, miyardır bu,değişmez bir ölçü..Haydan gelen huya gider demişler ..
Yanlış bu söz ,ordan burdan gelen haram kazançlar,oraya buraya savrulur gider demekmiş bu da.
Hay’ da Allah,Hu’ da Allah öyle değilmiş...Yahudi dinimizi bize yanlış tanıtmış..Yahudiler yine bir eshabın adını (Hz.Kaka’ yı )hakaret maksatlı olarak kast ile bizlerin temiz bilincimize yerleştirmişler.
Hijyenin de eski Yunanda bir tanrıça adı olduğunu yeni öğrendim..Batsın bu dünya,kader utansın,verme istemem sözleriyle itikaden bizi dinden çıkarmışlar farkına varmadan yıllarca...Futbolun mabedi,doğa harikası sözleriye bizi dinden çıkartmışlar da farkında olmamışız..Ne günlere kaldık Ya Rabbi!..
Akrabalarımız ,komşularımız çalgılı düğünler yapıyorlar gitmeyecek miyiz.?Yukarıdaki ölçülere vurunca davete icabet sünnettir deyip te illa gitmek gerekmez.Yani gitmezsek günaha girmeyiz bil akis günahtan azade oluruz.
Davulcuya verdiğim parayı,çalgılı ,içkili düğüne verdiğim parayı Allah bana soracak diye böyle düğünlere katılmayı kılı kırk yararcasına ince eler, sık dokurum..
Mümkün mertebe içki satılan bir büfeden,marketten de bir şey almamaya itina ederim.Müslüman olmak ne zormuş Allahım.Her şeyi mahşer günü bir bir soracaklar diye insan tir tir titremek durumunda kalıyor.
Resulullah sav.bu merasimde olur muydu sualini sorarım kendime..Elbette gitmezdi der,bazen icabet etmem,çok yakınımsa da sureta giderim..Yani kalıbım gider,kalbim başka yerlerde olur.
Bir kenarda memleket meselelerini konuşmak,bilen bir alimi dinlemek olur mesela..Resulullah Efendimizi Cahiliye Devrinde çocuk haliyle çalgılı düğünlere götürürlermiş.
Muhammed Asım Köksal merhumun 13 ciltlik İslam Tarihini baştan sona okumuştum,orada geçiyor.Allahın lütfu keremiyle Efendimizi o esnada bir uyku hali kaplar,iş bittiktn sonra uyandırılırmış mübarek..
Biz öyle olamayacağımıza göre bir köşede halden memnun olmayan bir duruşla fazla kalmadan ve zevkü sefaya dalmadan ayrılmak en güzeli olacaktır..İlla da gideceksek fazla kalmamak,hoplayıp zıplamamak şartıyla davetiyesi verilip te en az günahla bu iş savuşturulabilir.
Günahı bu düğünü tertip edene aittir.Dede,ebe münevverdir ama yakayı geline toruna kaptırmıştır, kınamıyorum.Elinden geleni yapar, fiilin günahı faile aittir.
Çalgılı düğün sahibine hayırlı olsun denilir.Bunu derken maksat evliliğin hayırlı olmasını istemektir.İçki meclisiniz,çalgı meclisiniz hayırlı olsun kastıyla söyleyen imanını tehlikeye atmış olur.
Okuduğum eserlerde öyle hükümler fetvalar var ki içkili, düğüne ekmek hazırlayan, masayı yerleştiren bir kadının cehennemde göreceği azabı Resulullullah Efendimiz öyle anlatıyor ki sanki yaptığı tüm ibadetler boşa gidiyor ,ebedi cehennemlik olacak sanıyorsunuz..
Müslümanlar maalesef sulandırılmış şu günde..Ortalıkta Osmanlı kadını da,erkeği de,hocası da,hacısı da kalmamış anlayacağınız.Mevlidli düğün yapacak ama el alem ne der diyor ordan şeytan,gibi şeytanlaşmış kadınlar..
Haccımı da yaparım ,Umreme de giderim,denizde anadan yarı üryan da gezerim diyen fasıklar çoğaldı günümüzde..
Bu en iyi günlerimiz belkide..Daha neler göreceğiz Ya Rabbi!...Sonumuzu sen hayreyle..
İhtiyarlardan ümüdi kestim demiş bir Allah Dostu baştan çocukları yetiştirmeye gayret etmiş..Doğru değil mi?
Sabah namaz için yataktan kalktığınızda pencereyi açın,balkona çıkıp bakın..Komşularınızdan kaçının lambası yanıyor ve sabah namazı kılıyorlar.Ben baktım ramazanda sahurda bile oldukça azdı..Bir,iki,üç,dört,beş,altı saydım..
Münafıklar sabah ve yatsı namazını cemaatle kılmakta zorlanırlarmış,ben demiyorum hadis diyor.Ben de çok zorlanıyorum bırakın cemaati evde ferdi olarak kılmakta bile..Kolay değil de ondan..
Gece yarılarına kadar televizyon seyredersek olacağı budur..Gözler zinayla açılıyor,gündüzleri hep zina yapıyor,gece de zinayla kapanıyor..Yalan mı dizilerdekileri bırakın, haberi sunan kadının göğsü na mahrem değilmi?Bakmıyan var mı?Yok,ben görmedim herkes bir şekilde bakıyor..
Cemaatla namaz, manevi bir yemektir..Allahın sevgili kullarına ziyafetidir..Namaz dinin direği,müminin miracıdır..Namaz huzurullahtır,layık olanı Allah huzuruna kabul eder..
Hocalar kürsüde hep anlatmıyorlar mı?Ondan sonra da hep şikayet ediyoruz.Maaşlar yetmiyor,açlık sınırındayız diye.Geçin bunları yeter ah bir kanaat edebilsek..
Cibrili Eminin semadan inip te insanlardan bereketi ,merhameti,rahmeti,muhabbeti kaldırdığı aşikar değil mi?Gökten Allahın cc.taş yağdırmadığına şükredelim...
17 ağustos depreminin olduğu günlerdeyiz..İnanın daha da kötüye doğru gidiyor dünya,memleketim...Her tarafta muazzam bir isyan,tuğyan ve ifsat var.
Hocası,hacısı,esnafı,kızı,bacısı bozulmuş,koyun izi keçi izine karışmış,kul hakkı yemeyen kalmamış,faizin adı kredi,flörtün adı kardeşlik ,günahın adı gençlik olmuş.
Başımıza bir gelecek var ama ne zaman,nasıl ve ne şekilde belli değil .Yangın deprem sel bunlar değil büyük felaket Dünya Savaşı benzeri Irak Suriye Afganistan gibi olma meselesi benim kastettiğim.
Etnada lavlarını püskürtüyor nice bir zamandır..Sodom ve Gomoreyi yakan yıkıcı azap kapıda belki de.
Gazze,Filistin halkı bombalar altında inlerken bizler klimalı salonlarda iftar sofralarında bir iyice semirip,kuvvetlenmedik mi?
İsraile güç vermek için kolalarımızı bir bir bardaklardan midelere indirmedik mi?.Orucumuz Kurbanımız kabul olmuştur inşaallah!Namazımız kabul oluyor mu acaba?
Bana göre şüpheli her işimiz karışık..Bize Allah merhamet etmezse inanın hiç birimiz cennete varmak şöyle dursun,sıratı geçemeyiz..Rabbim esirgesin bu Necip Milleti...
Rahmet etsin tüm müslümanlara,zalimlerin elinde inleyen masumlara ..Nusretini indirsin en yakın zamanda..Ondan geldik,yine Ona döneceğiz..Bizi imanda,Kuranda,yolunda giden salihlerden eylesin..
10.08.2021//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Evlilik sayısında azalış, boşanma sayısında ise artış var.
Düğün yapmak günümüzde çok pahalı hale geldi. Evlenmek isteyen gençleri bu durum çok zorlamakta.
Bahsettiğiniz salonların kiraları da ayrı bir dert. Salonlarda kovid olma ihtimali de Allah korusun çok yüksek.
Evlilikler daha sade ve müspet ortamda yapılmalı.
Osman Akçay tarafından 10.8.2021 22:53:06 zamanında düzenlenmiştir.