- 266 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Orman Yangınlarının Düşündürdükleri (1)
ORMAN YANGINLARININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ (1)
Değerli okuyucularım,
Bildiğiniz gibi bu gazetede haftada bir gün yazıyorum. Son iki ay içinde bu köşede yayımladığım yazılarımın başlıklarına göz attım ve şunu gördüm ki sekiz yazımın dördü doğa ile ilgili. Yazılarımı takip edenler bilir; sırasıyla “Doğa Katliamı”, “Deniz Salyası”, “Taş Kalpliden Taşın Kalbine”, “Greenpeace Haklıymış” başlıklı köşe yazıları yazmışım ve tabii ki hepsi de doğanın kirletilmesi, ormanların yok edilmesi ve iklim kriziyle ilgili.
İki haftaki önceki yazımdan kısa bir alıntı yapıyorum:
…“Bilim insanlarının tespitine göre sera gazı etkisiyle dünyanın ısısı iki derece artmış. İklim bilimciler: “Kutuplardaki buzlar eriyor, denizlerdeki su seviyesinin yükseliyor, yakın bir gelecekte yüzlerce sahil şehri su altında kalacak,” diye bas bas bağırıyor.
Avusturalya’da 2019 Haziran’ında başlayan orman yangınları 240 gün sürdü; bu yangında 8 milyon hektar (seksen milyon dönüm) orman yok oldu, yangında bir milyar yüz milyon hayvanın telef olduğu tahmin ediliyor.
2021 Haziran’ında Kanada’da sıcaklar sebebiyle sekiz yüz insan can verdi, yaklaşık üç yüz yerde çıkan orman yangınları sönmek bilmiyor, Lytton bölgesinde halk tahliye edildi.
Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Kaliforniya eyaletinde termometreler 54 dereceyi gösterdi, ülkede orman yangınlarıyla mücadele aralıksız sürdürülüyor.
Herkesçe malumdur ki “kış, kar, soğuk” denince ilk akla gelen yer Sibirya’dır. Dünyadan haberler verildiğinde öğreniyoruz ki Sibirya bile orman yangınlarına esir olmuş. Yabancı kaynaklı gazeteler Brezilya’nın Amazonlar bölgesinde bu yıl içinde 2300 orman yangını çıktığını, altın madenciliği yüzünden Amazonların çöle dönüşmeye başladığını yazıyor.
Alanı daraltıp ülkemize geçelim. Trakya’da kuraklık yüzünden Meriç ve Tunca nehirlerinin debisi düşerken Doğu Karadeniz Bölgesinden her gün şiddetli yağış ve sel felaketi haberleri geliyor. Sele teslim olan Artvin Arhavi’nin hâli içler acısı… Güneydoğu Anadolu’da ise kuraklık hüküm sürüyor. Cizre’de sıcaklık 49 dereceye yükseldi. Bir zamanlar Amerikan filmlerinde şaşkınlıkla izlediğimiz hortumlar artık ülkemizde de görülüyor. Marmara, bünyesine boca ettiğimiz kimyasal atıkları ve lağım pisliklerini kusuyor; göllerimiz ve akarsularımız her geçen gün kuruyor.”…
Sevgili okuyucular, maalesef ki bu yazıyı yayımladıktan birkaç gün sonra Antalya’nın ikinci büyük ilçesi olan Manavgat’ta, aynı anda dört ayrı yerde orman yangını başladı ve hızla yayıldı. Yurdumuzun cennet köşelerinden biri olan şirin Manavgat’ın ormanlarıyla ve binalarıyla cayır cayır yanıp küle dönüşünü tv ekranlarından şaşkınlıkla ve dehşete kapılarak izledik ve hâliyle gözlerimiz THK’nın yangın söndürme uçaklarını ve helikopterlerini aradı.
Fakat heyhat!.. Ne THK mensupları vardı ortalıkta ne de yangın söndürme uçakları. Bana göre orman yangını demek THK demekti; ormanlarımızın koruyucusu ve kollayıcısı onlardı çünkü. Bu kurum “Kurban derilerinize bize verin, ormanlarımız yanmasın” sloganıyla yıllarca kurban derisi toplamış, hayırseverlerin bağışlarıyla kendini geliştirmiş ve on yıllar boyunca orman yangınlarıyla mücadele etmişti.
THK’yı Manavgat yangınında göremeyince bir an düşündüm: “Bir zamanlar ailemin ve komşularımın kurban derisi bağışladığı THK’ya ne oldu? Niçin kurban derisi toplamıyor? Uçakları, helikopterleri ve diğer yangın söndürme ekipmanları nerede?”
Ah, ah, ah!.. Ne kadar saf, unutkan ve vurdumduymazmışım meğer! İnternette araştırma yapınca gördüm ki 25 Eylül 2013’te çıkarılan bir yönetmelikle THK’nın kurban derisi toplama yetkisi elinden alınmış da ben farkında değilmişim. Peki sonra ne olmuş? Adı sanı duyulmamış dernekler ve vakıflar kurban kesim yerlerine üşüşmüş tabii. Kapan kapana, götüren götürene!.. İşte devletlularımızın son yıllardaki büyük hizmetlerinden biri!.. 2013 yönetmeliğini çıkarana da itiraz etmeyene de farkında olmayana da yazıklar olsun!
Orman yangınları hızla çoğalıp Akdeniz ve Ege’nin birçok ilini cehenneme çevirdiğinde Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, yangın söndürme uçaklarını ve helikopterlerini kiralamak amacıyla THK’yı arıyor, santraldaki görevli memur: “Saat 15.30, bu vakitten sonra burada kimse kalmaz,” diyor. Sonradan öğreniyoruz ki THK’nın kayyım başkanı Cenap Aşçı düğüne gitmiş!
Vay memleketim vay!.. Vay memleketimin güzel insanları vay!..
Gazeteciler, Tarım ve Orman Bakanı’na “Yangın söndürme uçakları nerede?” diye sorunca şok bir cevap işitiyoruz Bakan Bey’den: “Envanterimizde yangın söndürme uçağı yok, ihaleye çıkacağız.”
Vah memleketim vah!.. Vah memleketimin güzel insanları vah!..
Ormanlar yanıyor; ilçeler, köyler yanıyor, vatandaşlarımız yanıyor, kurt kuş, börtü böcek yanıyor, birileri ise ihaleden bahsediyor.
Sonradan öğreniyoruz ki devletlular fi tarihinde orman yangınlarını söndürme konusunda ihale açmışlar ve THK’yı “Siz ihaleye giremezsiniz, sizin uçaklarınız 4900 litre su taşıyabiliyor, kapasiteniz en az 5000 litre olmalı,” deyip elemişler ve ihaleyi üç uçaklı bir Rus şirketine vermişler.
Sadece üç uçak!.. Siz bizim aklımızla dalga mı geçiyorsunuz beyler? Koskoca Türkiye’nin onca ormanını üç uçak mı koruyacak yani? Bu, iş bilmezlikten başka nedir? Üstelik THK yerine Ruslar!.. Aman ne yerlilik, ne millîlik!..
Be kardeşim; Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri sınırlarımızı kahraman Mehmetçikler koruyor, şehirlerimiz yiğit polislerimize ve konutlarımız fedakâr itfaiyecilerimize emanet; ormanlarımızı da on yıllardan beri THK koruyordu. Hangi akla hizmetle THK’nın en önemli gelirini yok ettiniz, hangi akla hizmetle orman yangınlarını söndürmek için ihale açıyorsunuz ve üstüne üstlük bu ihaleyi Ruslara veriyorsunuz? THK yetersizse üç uçak alıp THK filosuna kataydınız ya!
Şimdi sırada ne var? İtfaiye hizmetlerini de mi ihaleye açacaksınız?
Son söz:
Nasıl ki sınırlarımızın korunması, köyde kentte yaşayan insanlarımızın mal ve can güvenliğinin sağlanması özel şirketlere devredilemezse binalarımızın ve ormanlarımızın korunması da devredilemez. Ya THK’ya sahip çıkıp bu kurumu güçlendirin veya orman yangınlarına müdahale için yirmi otuz uçaklı, elli altmış helikopterli bir filo kurun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.