- 490 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HATİCE SAADET BARANER
Türk kadınının güçlü seslerinden biri olarak tanıyoruz Suat Derviş’i. Asıl adı Hatice Saadet Baraner.
1905 yılında İstanbul’da doğan ve edebiyat yaşamına şiirle giren Suat Derviş, gerçekçi ve toplumsal edebiyatın gelişip yerleşmesine öncülük eden yazarlardan bir olarak ünlendi.
1930 yılında gittiği Almanya’da Berlin Konservatuarı ve Edebiyat Fakültesi’nde okudu. 1933’te yurda döndükten sonra ’’Son Posta’’,’’Cumhuriyet’’, ’’Tan’’, ’’Haber’’ gibi gazetelerde tefrika romanları yayınlandı. 1941’de 15 günde bir yayınlanan sanat-edebiyat ve fikir gazetesi ’’Yeni Edebiyat’’ı , çıkardı.
Toplumcu görüşler doğrultusunda yazdığı fıkralar ve eleştiri yazıları bu dergi haricinde ’’Yeni Adam’’, ’’Ses’’ ve ’’Uyanış’’ dergilerinde de yayımlandı. 1953-1963 yılları arasında bazıları yabancı dillere çevrilen diğer romanlarını İstanbul’da yazdı.
İlk şiiri 13 yaşındayken yayınlanan Suat Derviş, ilk romanı ’’Kara Kitap’’ basıldığında 16 yaşındaydı. 1934-1953 yılları arasında bazıları yabancı dillere çevrilen diğer romanlarını İstanbul’da yazdı.
Popüler edebiyata toplumcu- gerçekçi bir öz kazandırdığı söylenen Derviş’in tefrika edilmiş ancak kitap olarak basılmamış çok sayıda eseri bulunuyor.
Doğan Kitap, yazarın daha önce ’’Fosforlu Cevriye’’, ’’Ankara Mahpusu’’, ’’Çılgın Gibi’’ adlı eserlerini yayımlamıştı, Son olarak, Suat Derviş dizisi kapsamında ’’Hiçbiri’’ adlı romanı yayımlandı.
Suat Derviş, ’’Hiçbiri’’ adlı romanında annesi ve babası tarafından terk edilmiş bir kız çocuğunun gel-gitlerle dolu yaşamını konu alıyor. Büyüyünce pervasız bir kız olan Cavide hayatında hiç sevilmediğini düşündüğü için, kimseyi sevemeyecek , kimseye merhamet etmeyecek , tüm benliği kendisiyle dolu olarak kendisine olan aşkıyla yaşamaya devam edecek. Ama bir gün hayat ona aşkın varlığını kanıtlayacak, o zaman terk edişlerini, tüm yalnızlığını, tüm sevgilerini anlayacaktır. Ama yine de hayat ondan yana olmayacaktır.
’’Hiçbiri’’, bir kadının hayata bakışını anlamaya çalışan bir roman. Yalnızlıktan, sevgisizlikten , cesurca sevmekten bahseden bir kitap. Günün koşullarına göre bir başkaldırı romanı olarak da görülebilir. ’’Hiçbiri’’ , kadına daha özgürce bakıyor, kadının toplumdaki , ailedeki yerini sorguluyor. Bir aşk romanı olarak da bir solukta okunabilir, o günlerin toplumuna derin bir bakış açısı olarak da.
’’ Ankara Mahpusu’’ , Fransızca yayımlanan ilk Türk romanı özelliğini taşıyor.
Yazarın kendisi tarafından Fransızca’ya çevrilen roman, Türkçe baskısından 11 yıl önce 1957 yılında Fransa’da yayımlanmış. O dönemde bazı dergi ve gazetelerde roman hakkında bir çok eleştiri yazısı çıkmış. Les Lettres Françoises’te yazar hakkında şöyle deniyor:
’’ Biz bu kadın Türk yazar hakkında çok şey öğrenmek istiyoruz. Yaşadığı dönemi, yetişme tarzını, eserlerini...Ne yazık ki Fransa, Türk romanı hakkında hiçbir şey bilmiyor.
’’Ankara Mahpusu’’, Fransa’da yayımlanmış ilk Türk romanıdır. Çok sade, aynı zamanda büyük bir ustalıkla yazılmış bir roman. ’’ Ankara Mahpusu’’, öncelikle klasik bir aşk ve ihtiras romanıdır.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.