- 635 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
İŞÇİ SERÇELER
Ankara Günlüğümden geçmiş bir bahar öyküsü...❤😘
DALLAR MEYVEYE DURURKEN
İŞÇİ SERÇELER...
Evimizin önündeki kayısı ağacına onlarca serçe konmuştu.Sessizce balkona çıktım, köşedeki sandalyeye oturup izlemeye başladım.
Öylesine meşguldü ki serçeler , bir köşeden onları izlediğimi farketmediler bile...
Yaşlı kayısı ağacı, tıpkı taze bir gelin gibi bembeyaz çiçeklere bürünmüştü.O kadar sık idi ki çiçekleri, beyaz çiçeklerden dalları görünmüyordu ağacın.Ve onlarca serçe vardı üzerinde.
Ağacın dibi, kar yağmış gibi bem beyazdı.Beyaz kayısı çiçeği yaprakları ağacın dibini kaplamıştı.
Daha iki gün olmuştu çiçekleri açalı.Nasıl bu kadar çabuk dökülmeye başlayabilirdi ki?
Bi taraftan bu soruma cevap alıyor, bir taraftan da üzülüyordum bu duruma.
Ama bir de ne göreyim...?
Benim tatlı serçelerim iş başında idi.Çekirdek gibi çitliyorlardı sanki tüm çiçekleri.Çiçeğin özündeki meyve tomurlarını diderek yiyorlar, bu arada beyaz çiçek yaprakları da yere dökülüyordu.
Onlar rızklarının peşindeydiler ve belki de topladıkları meyve tomurcuklarını gagalarına doldurup, yuvalarında bekleyen yavrularına götüreceklerdi belki de...Ya da karınlarını doyuruyorlardı sadece.Rabbim, hiç bir canlıyı açlıkla imtihan eylemesin.
Ağaçtaki çiçekler o kadar sık bi şekilde idi ki..
Belkide serçeler olmasa, bu sıklıktaki çiçeklerin meyveleri büyüyemiyecek, olgunlaşamayacaklardı.Sanki serçeler, bu meyve tomurcuklarını seyreltmek için yüce Rabbim tarafında görevlendirilmişlerdi...
Dağlardaki kendiliğinden yetişen ağaçların hikmeti de bu değil mi idi zaten?
Kuşlar yedikleri meyve tohumlarını katar katar uçarken göç ettikleri güzergahta dışkıları ile salıveriyordu doğaya. Yere düşen tohum toprakla buluşuyor ve toprak ana yeni bir ağaç fidanına gebe kalıyordu bu mucize birleşmeden.
Allah’ım, ne muhteşem düzen ve intizam kurmuşsun.Yarattığın her şeyin bir hikmeti var hiç şüphesiz. Yere dökülen beyaz yaprakları da eminim karıncalar taşıyacaklar yuvalarına...
Bu manzarayı görüp de gözlerin nemlenmemesi, yüreğin titrememesi ne mümkün...
Paylaşıldıkça büyüyor ve çoğalıyor tüm sevgiler.Meyve özlerini serçelerle,çiçek yapraklarını karıncalarla, çiçek özlerini arılarla , gölgesini kuşlar,kediler ve meyvesini insanlarla paylaşan kayısı ağacının , ağaçlıktan kaybettiği hiç bir şey yoktu...Bilakis daha çok sevgi kazanıyordu bence...
Veren el, alan elden üstündü işte.
Aldığımız nefesi dahi geri veriyorken ,hiç bir şeyin asıl sahibi biz değiliz aslında.Her şey emanet şu dünyada...
Dedim ya; paylaştıkça çoğalan en güzel şeydir sevgi..
Hiç değilse sevdiklerimizden esirgemiyelim sevgiyi..
Doğa mucizelerle dolu...Rabbimin mucizeleri sonsuz..Nimetleri kadar hikmetleri de uçsuz bucaksız...Allahım, şöyle bi etrafa bakıp da ; her şeyde seni görmemek, zikir,fikir ve şükürden uzak kalmak ne mümkün...?
Sana sonsuz şükürler olsun Allahım...
Nurgül KAYNAR YÜCE/ K. MARAŞ
YORUMLAR
Ne kadar güzel bir tefekkür yazısı.
Rabbım gören göz, veren el etsin.
Sıkıntılarla değil de rızkıyla, nimetleriyle bizleri kendine yaklaştırsın diyorum.
Çünkü biz insanlar sıkıntıya tahammülsüz yaratıklarız.
Yüreğinize sağlık Allah gam göstermesin. Sevgilerle Nurgül Hanımcım