- 530 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR CEVAP BEKLİYORUM..
Dayanamadım.
Bir gün..
Madem size ulaşamıyorum. Ne yapmalıyım? Sorusunun cevabı olsun diye, oturdum bir çırpıda, hiçte çok düşünmeden, tereddütsüz on sayfaya yakın bir mektup yazdım size.
Bütün her şeyiyle kötü bir gri, bozuk bir renkte olan şu İstanbul’un caddelerini dolaşırken, yüreğimde yılların biriktirdiği çöküntüyü yaşıyordum. Otururken parklarda, çevremi saran sahte yeşilliklerle, boyanmış demir yığınlarıyla, yerlere döşenmiş suni yeşillikler boğuyordu beni iyice bir.
Pek rüya görmüyordum son yıllarda, gördüğüm rüyalarımsa sadece çocukluğuma dairdi; sabahları unutmaya zorluyordum kendimi. Kendimi mutlu ve özgür hissettiğim çocukluğum sahip olduğum tek servettir benim için.
Hayatıma hep kendi irademle yön vermeye çalışırken, gördüm/öğrendim ki ben sadece bana biçilen rolü oynamaya zorlanan bir bireymişim; on yaşıma kadar yanlış bilgileriyle beni kotlayan büyüklerimizin sahte bir görüntüsüydüm, o kadar. Kendimce doğru bildiğimi, yaşamaya çalışırken de gördüm ve öğrendim ki yalnızım, yalnızmışım.
Ne hayaller kurmuş, ne çok senaryoların hayatımla ilgili uygulamaya girmesi için çok zorladım kendimi, imkanlarımı.. Aradan sadece yıllar geçmiş oldu.
Onlar bildiklerini okumaktan vazgeçmediler hiç.
O gün ve şimdiye hayat akışımı değiştiren “SİZ” ve sizin varlığınız hayata karşı oluşan bütün “kötü” tarafları değiştirdi.
Sessizce gülüyorum halime..
Mutlu muyum? Evet. Çok.
O gün bir mektup yazdım size; yazdığım her cümlenin sonuna uygun noktalamaları yaparken dilimde, “Yahu kurban! Ben seni ne çok sevmişim meğer.” Hep tekrarladım, tekrarladım: “BEN SENİ NE ÇOK SEVMİŞİM.
Son bir yıldır mektubumdan haberiniz var, okuduğunuzdan da eminim. UMUTLA BİR HABER BEKLEDİM. DOLDUM TAŞTIM SAATLERCE, GÜNLERCE.
Bir mektup.. bir cevap bekledim hep.. sadece tazelenen duygularıma umut olsun diye..
Hatırlarsanız ısrar ettim okumanız için.
O “aşk ve sevgi yüklü” duygularım kadar uzun olan mektubu önce “MEKTUP” sonra “ARA BÖLÜMLER” olarak size ulaştırdım internetten.
Ola ki yazmışsınız ve bundan sonra yazarsanız; her satırında senin/sizin yüzünüzü göreceğim heyecanıyla hep postayı gözlüyorum ya da sosyal medya da bana yazacağın birkaç satır…
Haydi lütfen.
Ola ki yazarsanız boğuk olan dünyam nefes alacak daha bir canlanacağım; daha bir anlam kazanacak türkülerim, şiirlerim.
O mektubunuzu alırsam..
… sizin kalp atışlarınızla benim kalp atışlarımın birleştiği, bir olduğu an olur o an.
“İnsanın insana yakınlığı yüreğinin atışı kadardır. Mesafelerin önemi yoktur.” Demiş benim gibi yürek yangını olan birisi.
Selam saygılar.