Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
Parlain m
Parlain m
@parlain-m

Söz konusu halı

3 Ağustos 2021 Salı
Yorum

Söz konusu halı

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

390

Okunma

Söz konusu halı

Kelimelerimi unutuyorum. Haliyle onlar da küsüyor. Kabahatli yalnızca ben değilim, aramıza insanlar, stabil anlamlar, yüzyıllık cildini gerdirip, yağı okuyucusunda göbek yapan kitaplar, koridorun soğuk zeminine uzanıp, kenarı beni düşürmek için kıvrılmış bir halı giriyor. daha hangi birini sayayım, uzak da olsa duyuyor, üzülür.

Örneğin ne ilginçtir şu salon duvarım. Bir kulağı var ki fille yarışır. Bazen hüznümü dinletiyor, yüzüne kapatıyorum. Üzerindeki asılı resme bakıyor. Küçüklüğümü seviyor da, umulmadık şefkat bağımlılık yaratır. Kanmam ben, duvar sonuçta, ne yapacağını kumuna sorar, o olmazsa bu odanın sonraki sakinine. Hem unutuldum bile.

Sözün kısası ki, uzunu elimizde yok malum, kazara bi söz çıksa ağzımdan, çarpık bir katılığa temas edip üremiyor. Açıklanam lüzum ederse de kelimenin gebeliği mümkün olmuyor. Zaten, üremenin suistimalle ilgisi var diye düşünürüm ve biri diğerine bir not bırakır gibi varlığının yükünü bırakıp gidiyor. İlla ki mevzu cinsellik ve çağrıştırmayabilir. Aklı ona giden için diyorum.

Sözün daha kısası, fevkalade acınası bir durumdur ki şapkadan tavşan çıkarmak yerine boşluğu gösterip seyirciden alkış bekleyeceğiz. Ne zamandır durumum bu. Nesneye küssem bir bulut yürümek isteyip de yüreyemeyen bir yağmuru getiriyor. Kırık çıkıktan diyorum kızgınlıkla yaz günü dolu yağıyor. Bir açıklama diğerini saygısızca açıklıyor. Kapı çalmış gibi bir an duraksama ihtimalimiz, her şeyin sırasını ve her şeyin daha sonrasını, devam ettirmek mecburiyetindeyim diyor.

Kelimeler söz konusu olunca havam nasıl da değişti. Sanki şu sayfa bir atın peşi sıra koşup yetişmeye çalışıyor. Sakinleşsinler diye halıyı yıkamaya verdim. Duvar uyuyor, aşk dediğimiz tuhaf bir metal örüntüsü. Sesi cazip. O da dişleyene kadar altın. Nüktedan kelimelerim, yine güldürdünüz beni, hay Allah.

Diyelim, sen desem karşımdaki ben anlıyor ya da sen diye cevap veriyor. Fasit bir daire, işin içinden çıkamıyoruz. Yağ satarım bal satarım oyununu yıllarca oynamaya mecbur kılınmış biri gibi. Bitti, yorulduk, sonra, rica ederim

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Söz konusu halı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Söz konusu halı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Söz konusu halı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.