- 391 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Maslığın Madende Ki Mavisi
O toprak yeşerir mi? Ayak bastığımız yerden, filizlenir mi tekrar? Söylesene, gün doğar mı birdaha? Kaybolduğundan beri görmez oldum yarını. Baksana bana, kaybetmeden ruhumdaki düşünceleri, dilediğim hayalleri, unutamadığım çaresizliği. Söyle, çekinme batan yürekteki hüzünlü solmuş çiçeği. Dik yürüyelim derdin, biri sırtını eğdiğinde ilk ona giderdin. Güçsüz dursaydım benide sever miydin? Ben sustum, gözlerin anlatsın. Ben konuştukça kalbimdeki derinleşmiş hisler, haraplığı anlatsın. Yansın. Kopsun birbirinden yarattığın yaygara, gönül bahçemden gülü kopardın ya. Bırak, o da en temizinden kopsun! Fırsat kol gezdikçe dalgalı deryanda, ya bırak, ya da bırakma. Kafamı vurdukça duvarlara, hatıran geçmiyor gönül kasamda.
Gözlerin bir denizin maviliğini anlatıyor. Kaptanlar endişeli yelkenleri açıyor. Saçların yollarıma şerit olmuş ama bu yolu neden kimse bulamıyor? Unuttun uzakta beslendikçe, kimin kollarındasın, nerede ve nasılsın? Yanılmışsın, en çok seven bendim, onu da unutmuşsun. Sana meleğim dediğimi hatırlıyor musun? Her günümüzü yeni bir gülle tazelediğimi, ellerimin terlediğini, dudaklarımın titremesine, unutmuş olamazsın. Bende yanılmışım ve kandırmışım kendimi. Sen her şeyi unutmuşsun. Bir uçurtmaymışız, direğe takılmışız her poyraz vurduğunda kuyruklarımız ayrılmış birbirinden. Yalan mıyım ben, ben neden yalan oldum. Hakikatin balosu var, seni sallayacak kalbinin frenkansında. Yapma bunu, yaratma aklına her getirdiğini. Değiştir bazı şeyleri, yoksa sen değişmedin mi? Kim olduk bu ayrılıkta? Ben gözü dönmüş bir serseri, sen umursamazlığın prensesi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.