- 444 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PUTLARA TAPANLAR
Allah’a şirk koşulan canlı ve cansız her şey put olarak adlandırılabilir. Fakat biz taştan, tahtadan, demirden yontulan heykeller üzerinde duralım. Her ne kadar insanlar ilk başta bunu duydukları zaman eski toplumlara ait olduğunu ya da bilimin ulaşmadığı günümüzdeki ilkel toplumlara ait zannetsede gerçek böyle değildir. Zira bu tür bir şirkin özünde aslında bu heykellerin temsil ettiği kavram yatmaktadır. Bu sebeple bu putlara tapanlar genelde bu putların bizzat kendilerinden ziyade onların çağrıştırdığı kavramı benimsemektedirler. Bu şekilde yol gösterici, hüküm koyucu, koruyucu, kurtarıcı olarak Allah’a ortak koştukları varlıkları kendi akıllarınca yonttukları heykellerde ölümsüzleştirmeye çalışmaktadırlar. Yontulan putlar aslında şirk koşulan varlığı ya da kavramı temsil etmektedir. Bu yüzden bu heykeller asıllarıyla aynı saygı ve hürmete tabi tutulmaktadırlar gerçekte şirk koşulansa bunların temsil ettikleri mana ve zihniyettir. Nebimiz İbrahim’in müşrik kavmininde benzer şekilde temsili heykeller yaparak bunlara taptığı şöyle haber verilmektedir.
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
"Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir? " Biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk" dediler.(Enbiya Sûresi 52-53)
Ayettende anlaşılacağı üzere bu putlara tapınmalar insanlara atalarından miras kalmaktadır. Her ne kadar putlara tapınma mantıksız olsada insanların daha çocukluktan itibaren aldıkları telkinler sebebiyle en modern toplumlarda bile yadırganmayacak sosyal bir davranış biçimi haline gelmekte ve bu putların aleyhinde söylenen bir söze çok sert bir şekilde karşılık vermektedirler bu putların bir özelliğide zamanla bunların temsil ettiği kavramla aynı tutulmaya başlanmasıdır. Bu putlara tapınma şekline Dünyanın pek çok yerinde rastlayabiliriz. Örneğin Türkiye üzerinden hareket edelim. Kemalistlerden bazıları Allah’a iman ettiklerini söylüyorlar fakat aynı zamanda Atatürk’üde Allah’a ortak koşuyorlar Allah’tan ayrı bir gücü olduğunu ağzen dile getirmeselerde kalben söylüyorlar Atatürk olmasaydı Kurtuluş Savaşı kazanılamazdı gibi cahilce bir iddiada bulunup Allah’ın Atatürk’ü sadece bir vesile kıldığını eğer Allah isteseydi başka birisini vesile kılabileceği gerçeğini gözardı ediyorlar bu sebeple başta ilahlaştırdılar sonra kendisinin heykellerini yaparak hatırasını ve düşünce sistemini korumaya çalıştılar sonrasındaysa bu heykelleri koruma kanunu çıkarttılar kendisine yaptıkları hürmetin aynısını hatta daha büyüğünü heykellerinede yaptılar Kemalistler içinde bu heykellerin temsil ettiği kavram kurtarıcı Atatürk’tür. Halbuki eğer Allah isterse şeytanda Kur’an öğretir sonrasında Yahudilere saldırır ve hangi ülkeden saldırmışsa bu ülkede olanların hepsinin ölmesine sebebiyet verir ve o ülkeden birisine Allah o sırada korunaklı yerin Suudi Arabistan olduğunu ve o ülkede yaşayanları Suudi Arabistan’a göndermesini vahyeder o kişide insanları Suudi Arabistan’a gönderir. Bu durumda bu kişide vesile olmuş olur. Arap toplumuda aynı Kemalistler gibi bizzat heykellere tapmıyordu. Zira tarihi kayıtlara göre bu putlar belirli kavramları temsil etmekte olup bir nevi simge niteliğindedir. Yani Arap toplumuda onların temsil ettiği anlama tapıyordu. Örneğin bu putlar güç, para, bereket, kadın gibi anlamlar taşımaktaydı. Dolayısıyla müşriklerde akılsızca bu anlamlara tapıyorlardı. Geçmişteki müşriklerde Allah’ın varlığını biliyorlardı fakat yaptıkları heykellerin temsil ettiği kavramlara gereğinden fazla değer vererek onları ilahlaştırmışlardı.(Allah’ı tenzih ederiz.) Biz heykel yapmak şirktir ya da haramdır gibi bir iddiada bulunmuyoruz. Zira Elçi Süleyman içinde heykeller yapılmıştı. Heykeller yapılan çiçek, balık heykelleri gibi bir anlamda olursa bunda sıkıntı olmaz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.