- 465 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Işığa Yürüyen Hikayeler/ Kör Dalış
Küllerini savuruyorum rüzgara. Rüzgar alıp götürüyor seni okyanusa. Okyanus da umuyorum ki huzura. Huzur dolu bir yerlere alıp götürüyorlar seni ama benden çok uzaklara.
Seni bırakmam kolay değil. Sanki binlerce parçaya bölünmüş gibi acıyorum. İnan ki ağlamak böyle dolu dolu olmamıştı hiç hayatımda.
Birini sadece hayallerinde görebilmek. Ufak bir esinti gibi teninde hissetmek. Bu duygu nereye kadar benimle kalır ki, onu da bilmiyorum artık ben.
Her şey zamana yenilirmiş. Ya zaman seni de alıp giderse zihnimden. O zaman ne yaparım ben.
Tanrı’dan nefret ettiğim ilk zaman değildi seni benden aldığı zaman.
Ama en ağırı buydu hem de en ağırı...
Nasıl silinir içimden bu öfke, iyileşir mi kalbimdeki bu yara, şu an kelimeler çok anlamsız geliyor inan bana.
Her şeyin farkında olmam işimi daha da zorlaştırıyor.
Yaşamın ölümle kutsanmışlığı...
Zamanı gelen şeylerin bile anlamını sorgulatıyor. Kendimi binlerce parçaya ayırıp küllerinle beraber okyanusa dağıtmak istiyorum. Huzur denilen bir şey varsa orada buluşmak istiyorum.
Anlamsızlıklar boğuyor beni. İçini dolduramadığım bir hayatı taşımak.Yalanlarla yaşamak.Yalanlarla doldurmak ağlayan yüzümü.
“Gülüyorum bakın hiçbir şeyim yok ki.”
Bir kaosa dönüyor zihnimde her şey. Bir kaostan ibaret bedenimde taşıdığım her yaram.
İnsan canını yakarak gülümsemez.
Bir tebessüm uğruna tenine yeni yaralar kazımaz.
“ Böyle bir saçmalık olamaz.”
Öyle vazgeçmiş bir yerindeyim ki hayatın, şimdi, şu an, bitmekten başka hiçbir şey bana iyi gelmez.
Çekilin karanlığımdan.
El yordamıyla yaşadım hayatı zaten, kör bir dalışla ona son vermek bana ağır gelmez.
ışığa yürüyor ayaklarım...zamanı geldi biliyorum.
y..:
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.