- 474 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İNSAN MI
Bu benim insana dair tanımlamam tabi, insan yarımdır ve her insan bitip tükenmeyen deli bir özlemle doğar. Bütün ömrünü bu yarımlığını tamamlamaya ve bu deli özlemini gidermeye vakfeder. Burada en sıkıntılı şey, yarım olanın; neresi, ne kadarı ve nasıl olduğudur. Bunun ve bunların adını koyamamak da ayır bir problemdir. İnsan şudur dediğini zor da olsa bir gün elde edebilir ve ne yazık ki bunun da ucu açıktır. Bana göster yarımlığın nerede diye sorduğumuzda gerçek bir cevabı varsa ne ala, yoksa işi çok çetindir. Hayatta var olmanın çetinliklerinden birinin ana kaynağı olmak gibi bir yere sahiptir yarımlık. Buna kimin, kimlerin, nasıl dolduracağını bilmediğimiz bir boşluk da denebilir. Bunu hayatımızda ve duygularımızda sürekli kılan şeyse özlemdir, bitip tükenmeyen deli özlem. Bunlar biri birinden ayrı şeylermiş gibi gözükse de aslında biri birini tamamlayan, iten, çeken şeylerdir. Ne kadar istesek ve zorlasak da birbirlerinden ayrı düşemezler, düşünülemezler. Bir yangın topu gibi küre oluşturur ve bir ömür içimizde dolanıp dururlar. İnsan değişir, dediğimizde söylediğimiz şey, aranmaya devam ettiğini ilandır aslında. Hem içinde, hem dışında bunu sürekli dener. Huzur ve sükunetin onun arkasında olduğunu sürekli düşünür, duyar ve vehmeder. İnsandaki davranış bozuklukları, sürekli değişiklik arzusu ve denemeleri, herkesin az çok yaşadığı inanç kaymaları, ağır sorgulamalar, hırçınlıklar, boş vermeler, vazgeçmeler, yeniden sarılmalar...Bunların hepsi bu arayışların insandaki iz düşümünü oluştururlar. Bu insanın yaşadığı öylesine tuhaf bir şeydir ki; aha, işte, olacak! dediği yerde, yeni bir yangını başlattığını bilemez. İnsan son yokuşa geldiğinde ve etrafına yeniden baktığında, eğilip içine baktığında; gördüğü ve göreceği şey aynı şeydir. Yarımlık ve deli bir özlem. Oysa bunların uğruna bir ömür feda edilmiştir. Hiç mi bir şey olmamıştır? olmuştur elbette; işi gücü olmuştur, evlenmiştir, çoluğu çocuğu, hatta torunları olmuştur, gezmiştir-görmüştür, koşmuştur, düşüp yeniden kalkmıştır, acılar çekmiştir, zaman zaman gülmüş gülümsemiştir. Bunların hepsi olmuştur da olmayan şey; bir yarımlığın halen kendisine eşlik ettiği ve bir deli özlemin başucunda onu beklediğidir. Bütün bu olup bitenler sonuçta bir yere varır ve insan şöyle düşünmeye başlar; galiba bu iki şeyin de tamamlanacağı yer burası değildir. Çevir diye elimize verilen yarım çemberin, diğer parçası ötelerde bir yerde olmalı. Burada bakmadığım yer kalmadığına göre, başka türlü de olamaz...İnsanlar içinde bunların yani buldum diyenlerin istisnaları olmuştur, kendileri öyle diyorlar, onlara inanıp inanmamakta özgürüz...
Hayrettin YAZICI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.