- 469 Okunma
- 3 Yorum
- 4 Beğeni
YAZA YAZA GELDİĞİM O NOKTA...
Bir ç/engele takılı olmanın raconu aslında tüm olup biten ve başarmakla düşünmek arasındaki o ince çizgi adeta aklımın tarayıcı iken sezilerim bazen içimin ezildiğine tanık olmak hoş duygular yaşatmıyor.
Bir hatmi çiçeği iken evrenin tek süsü ve benimse tek süsüm içimden gelen bir gülümsemenin taşıdığı ve taşıttığı farkındalık.
Doğduğum günden beri içinde bulunduğum o kuvöz ve hava almanın mucizevi varlığı…
İnsanlara pek benzemediğim aşikâr gerçi hep de aynı kefeye koymuşken kendimi ve tüm insanlığı hele ki bu pandemiden sonra biliyorum bazen ilerisine yürüdüğümü hayatın genelde de geride kaldığımı itiraf etmek çok kolay olmadı hani.
Şehir efsaneleri kimi zaman kulağıma çalınan ne de olsa şehrin sadık sakiniyim kendimi bildim bileli eşleştiğim İstanbul gibi bazen tahayyül de edemiyorum: neyi mi?
Haritada sınırlı küçük bir lokasyona denk düşen şehri İstanbul ve yirmi milyondan fazla bir nüfusu barındıran. Akla zarar gerçekten de: bu kadar kısıtlı ve sınırlı bir coğrafyada bunca insanı ağırlamak tıpkı yüreğimde ağırladığım insanlık ve yaşadığım hayal kırıklıkları ile binlerce parçaya b/ölündüğümün de verdiği şaşkınla hani nerede ise bedenim dar geliyor kimi zaman.
Yere göğe sığamadığım zamanlarda hâsıl olan enerji patlaması ve dörtnala gezindiğim ruhumun koridorları ve ben de tıpkı İstanbul gibi iki yakamı asla bir araya getiremiyorum.
Defolu bir fani olduğumu düşünüyorum kimi zaman: ne kadın ne çocuk ne insan ne eşya hatta beynimin gri hücrelerine olan düşkünlüğümle sık sık beynime verdiğim emirler sayesinde aştığım onca şey ve ek olarak yüklendiğim sorumluluk ve üstüme vazife olmayan ne ise bir beşer olarak nerede ise her suçtan bilfiil hüküm yediğim.
İçimdeki okyanusa denk düşen o sefil ve de tek zerremle bazen dalgalanıyorum bazen ruhum kıyıya vuruyor ama sığda oynaşan bir dalga da değilim en çok da boğulmakla iştigal ve dibi görüp ansızın yüzeye çıkıp yıllarda yetecek nefesi ve enerjiyi depolayıp filmi başa sardığım.
Bazense alt yazı geçtiğim alt belleğim ve yaza yaza geldiğim o nokta aslında çok geriye gidip kendimi ilk hatırladığım.
Neresinden baksanız dört yaşındaki halimi dün gibi hatırlıyorum ve yarım asırlık ömrümde şaşıyorum da; bunca zamanı ve hayatımı nasıl heba ettiğimi.
Mahkûm hayatım elbet ilk gündeki hızından bir şey kaybetmeyen ve ıssızlığımın da tek getirisi iken kendimle baş başa kaldığım yetmezmiş gibi acımadan kendimi yargılayabilmenin verdiği kâh güç kâh içgüdü kâh sıkıntı en çok da kendimle olan sürtüşmemden dolayı dikiş tutturamadığım hayatın gerçekleri.
Kariyer de çocuk da yapan hemcinslerime her nedense benzemediğimi iyiden iyiye kabullenmişken bir kere bile öykünmediğimi artık iyice bellemişken aralıksız kendimi kâinat terazisinde tartıyorum ama ruhumu ama zihnimi ama yüreğimi.
Bedensel olarak zaten kendimi defalarca darağacında sallandırmışken dış sesin baskısı eskisi kadar yakmıyor canımı.
Bir virüsün esir aldığı kâinat.
Bense gerek yetiştiriliş tarzım gerek disiplinli mizacım gerek muhafazakâr addedilecek hayat görüşümle biliyorum da çevremdekiler nazarında nasıl da uyumsuz olduğumu.
Dâhil edildiğim tek grup da yok iken daha doğrusu insanları kategorize etmekten de hoşlanmazken ve şiarım iken kırıp dökmeden yaşamak ve tek kalp incitmeden yol almaksa kalp kırıklarımdan binlerce Gülüm inşa edebilirim.
Had safhadaki mahcubiyetim.
Sevgi odaklı olmamın ertesinde kendimle olan yıldızımın da barışmadığını not düştüm mü…
Sözcüklerse bağlanan basiretime tek iyi gelen en çok enerji katan ve enerji patlamalarımda illa ki kendimi yazarken bulduğum ve işte kat çıktığım varlığımda kat izi olan ruhum ve duygularım ne de olsa plansız programsız yaşayıp sevmenin haricinde doğaçlama yazmanın da verdiği huzur ile kendimi tek iyi hissettiğim mekân elbet kalemin şahlandığı ve miadı çoktan dolmuştur diye bildiğim mazinin küllerinden yeniden doğduğu ve anda saklı iken mevcudiyetim mutluluğuma da vesile iken kalemin tutanaklara geçtiği binlerce duygu binlerce cümle…
YORUMLAR
Dâhil edildiğim tek grup da yok iken daha doğrusu insanları kategorize etmekten de hoşlanmazken ve şiarım iken kırıp dökmeden yaşamak ve tek kalp incitmeden yol almaksa kalp kırıklarımdan binlerce Gülüm inşa edebilirim.
Çok güzeldi yine Gülümm. Sevgimle her zaman.
Gülüm Çamlısoy
Güzel yüreğine selam olsun...
Hep hep sevgimlesin
Defolu bir fani olduğumu düşünüyorum kimi zaman: ne kadın ne çocuk ne insan ne eşya hatta beynimin gri hücrelerine olan düşkünlüğümle sık sık beynime verdiğim emirler sayesinde aştığım onca şey ve ek olarak yüklendiğim sorumluluk ve üstüme vazife olmayan ne ise bir beşer olarak nerede ise her suçtan bilfiil hüküm yediğim.,,,Güzeldi,,,,
Sanatçı kalbide gönllüde hep farklı olmuştur,,Çoğunluğa uymak zorunda da değilsin
Bence hayata tutunmak için güzel kalpli ollmak yeterlidir
selamlar dost kalem
Gülüm Çamlısoy
Teşekkür ederim yürek dolusu.
Zaten konu ne olursa asla içimi bozmadım aklıma dahi gelmedi.
Rol yeteneği olan kimseye de özenmedim üstelik.
Çocukluğumdan bu yana çok şey değişmedi iç dünyamda sadece kat çıktım hayata insanlar beni yerin dibine soksalar da orada filizlendim ve çiçek olarak açtım.
Sanırım adı: yere göğe sığmamak.
Seviyorum bu uhrevi yolculuğu gezmeye düşkün değilimdir ama kainatı arşınlıyorum yazdığım kadar.
Selam olsun
Yazmak içinizden geldiği gibi serbest bırakmak duygu yüklü kelime bulutlarını çorak topraklara belki bir nebze faydalanırsa canlılar bu yağmurdan ne mutlu bir durumdur. Karşılığını bir okumaya değişirken birikmiş tecrübe özveri dolu kalemden dökülenleri ne kadarda masumdur o yazar aslında. 5 kuruşluk menfaatler uzaktır yazdıkları beklentisi sadece okunmak.
Yazılarınız ve şiirlerinizi okumak takip etmek ne kadar rana,
Tebrik ediyorum
Sağlıcakla kalınız ustadem
Gülüm Çamlısoy
Çok da komik olan bir şey var değerli hocam azıcık geri gittim mi hayat yolculuğumda:
Çok yüklü bir maaşım varken ve de kariyer basamaklarını tırmanırken...
Her şeye rest çektim üstelik emeğimin karşılığını maddi anlamda alırken.
Başka bir dünyaya yelken açtım: mesleğimi terk edip eğitimci olmaya karar verdim andan itibaren.
Tek kuruş beklentim olmadan ve de tüm birikimimi harcayıp.
Tek yalan ve aabrtı yoktur hocam:
Öğretmenlik yapmak ve sayısız devlet okulunda öz veri ile çalıştığım.
Helal-i hoş olsun ve de.
Para çok elzem çok net ama yaşamak ve mutlu olmak için para kazanmak yetmiyor yine de önemini vurguluyorum.
Elimden giden bir şansı da tepmişken çünkü geç müracaat ettiğim için MEB na tayin olma hakkımı yitirdim.
nereden mi yola çıktım?
Beklentisiz yazarken ve vurguladığınız üzere sadece okunmayı ve anlaşılmayı ve anlatmayı dilerken...
Kimine göre hayatımı ellerimle harcadım ama mutluluk çok göreceli ve saygın bir mesleğim olması beni mutlu etmemişti hele ki ait olmadığım bir dünyada bir de mobbing uygulanmışken...
Binlerce cümle kurdum kurarım da çünkü iç sesimi henüz özgür kıldım.
Zaten özgürlük denen mefhum toplumda nasıl algılanıyorsa...
En azından yazarken özgürüm.
Bir de öğretmenlik yaptığım yıllarda özgürdüm.
Eğitimci bir babanın kızı olarak çok çabaladım demeki ki insan kısmeti kadar nasipleniyor hayattan ve para kazanmayı beceremeyen bir hayalperest olarak...
Elbette çevremde uyumsuz addedildiğim.
Ama Rabbim biliyor beni ve bilenler de var: siz ve sizler gibi.
Çok teşekkür ederim çok çok.
Yüreğiniz dert görmesin.
Sonsuz selam ve saygılarımla
mavitükenmez
Hep var olsun kaleminiz ve sağlıklı uzun ömürleriniz olsun efendim.
Sonsuz Saygılarımla
Teşekkürler
Gülüm Çamlısoy
Hem de yürek dolusu.
Estağfurullah ve evet, öğretmen kimliğimi hala saklı tutuyorum ama ruhumun yarısı belki de tamamı öğrenci kalmayı illa ki sürdürüyor sürdürecek de.
En sevdiğim aforizma:
''Tek bildiğim hiç bir şey bilmediğim.''
Sanırım Socrates'e ait.
Bir sözcük bir selam bir çift kelam nelere kadir bu anlamda hayatımdaki en büyük eksikliği yazma gayreti ile gideriyorum ki...
İletişim çağımızın en çok boşladığı daha doğrusu sağlıklı iletişimler kuramadığımız bir gerçek değerli üstadım ve de iletişim başlığı altında insanların birbirini kolaylıkla aldattığı bir dünyada hala temiz ve masum kalmanın hiç de zor olmadığı gerçeği belki de yalnızlığın bunda etkisi çok fazla...
Diğer yandan Edebiyat'ın verdiği güç ile yalnız olmadığımı biliyorum artık.
İnsan sevgim hep ağır basmışken kendimle kurduğum iletişimde de zikzaklar çizdiğim çok doğru.
En içten selam ve saygılarımla.
Duyarlı yüreğiniz dert görmesin asla