- 455 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
TARIM VE İSTANBUL
Tarımın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz
Hepimiz yiyiyor su içiyoruz.
Yeşilin olmadığı yerde tarım yapılamaz.
Tarım arazilerilerin olduğu yerde agaç da olmasi gerekir.
Ekilen ürün ne kadar su tüketirse ağaç da o kadar su üretmelidir.
Ağaclar topraktan suyu çeker dolayısıyla su yolu oluşturur.
Bunu siz göremezsiniz.
Ağaçla toprak arasındadır.
Gözüm istatiklere takıldı...
Çeşitli tarım üretıminde dünya birincisiyiz...
Yani ne eksek fışkırıyor topraklarımızdan.
Peki tarım ihracatında kaçıñci sıradayız.
Mantık olarak 1.inci sırada olmamiz gerekiyor.Hadi 1.cilikten gectik 2.3.4 sıralamada olmalıyız.
Cık cık inin inin en aşağiya inin sonuncu sıradayiz.
Neden böyle oldu?
Tarimsal kalkinma es geçildı sanaayiye yönelindi,
"Almanya sanayiyle kalkıñiyorsa biz neden kalkınmıyoruz düşüncesi tarım arazilerilerinin üzerine kurulan fabrikalarla üretimde derin yaralar açtı..
Avrupa da tarıma elverışsiz topraklara sahip olan ülkeler var ancak genelleme yapamayız.
Örneğin almanya sanayilesirken patates üretiminden vaz geçmedi
Sanayileşirken fabrikalarını sadece tarım arazilerine mi kurdu...
Hayır.
Ekili alanlara dokunmadığı gibı yeni alanlar yarattı
Biz ne yaptık çifçiye gereken değeri vermedik onları köylü statüsü ile büyük göçlere zorladık. ( köylü efendimizdir.ne yapıldı köylü topraktan uzaklastırılmaya baslanınca level indi..
Hoş zorlamak derken daha zahmetsiz daha kolay para sevdasına kapılanlar İstanbul’a hücüm etti İlk yıllarda kendilerine ikamet edecek yer yarattılar.
Yıllar içinde gecekonular türedi
...
Bugün o gecekonduların yerinde apartmanlar siteler yükseldi
Ev sahibi oldular. Bir istanbullu olarak onlardan ev kiralamıslığım oldu.
Onlar artık tahta bavullarla geldikleri şehrin sahipleri
Bizler ise miras kalan asaletimizle ayakta kalmaya çalışan kiracılarız.
Bu artık üst akılmı yoksa başka başka birşey mi bilemiyorum.Bir söz vardır " taş yerinde ağırdır diye.
Gelenler ağırlıkları ile geldiler.
Kendi ağırlıklarını geri de bırakarak.
İstanbul bu kadar yükü daha kaç yıl kaldırabilir bilmiyorum. Ancak bir gün isyan edecek .Çünkü Istanbul can taşıyan bir şehirdir
Hani agaçlarını kesip üzerine binalar diktiniz tasi topraği altın diye köstepek gibi oydunuz.
Canı yandı kanadı için için ağladı.
Umarim bu yüzbinlerce yıllık tarihinin 50 yılda yıkanlardan intikam almaz
Dilerim.
Ha tarımla başlamıstim ya söze İstanbul her türlü meyvenin
/ her türlü sebzenin yetistigi tek iklim ve toprağa sahip tek sehir olma özelliğine de sahipti betonlaşmadan önce..
Gülce Şeren/
24 Temmuz 2021
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.