- 240 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞÜKRETMEK
Kur’an’da minettarlık duygusunun ifadesi "şükretmek" olarak tanımlamaktadır. Şükretmek, aracılar kim ya da ne olursa olsun, bütün nimetleri kendisine gönderenin sadece Allah olduğunun ve her konuda sadece Allah’a muhtaç olduğunun bilincinde olmak, Allah’a karşı teşekkür ve minettarlığını kalben ve dille ifade etmektir. Allah’a şükretmek ve O’na minettar olmak Kur’an’da gerçek bir kulluğun göstergesi olarak şöyle belirtilmiştir:
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O’na kulluk ediyorsanız, Allah’a şükredin. (Bakara Suresi, 172)
Öyleyse Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal(ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O’na kulluk ediyorsanız Allah’ın nimetine şükredin. (Nahl Suresi, 114)
Ayetlerden de anlaşılacağı üzere, Allah’a şükretmek başka ilahlar edinmeden, yani şirk koşmadan kulluk etmenin bir şartı ve göstergesidir. Müminler bütün nimetlerin Allah’tan geldiğinin bilincinde olup yegane güç, kuvvet ve söz sahibinin Allah olduğunun ve Allah’tan başka ilah olmadığının bilincinde olup katıksız imana sahipken müşrikler sahip oldukları bütün nimetleri Allah’ın bunları yaratmaya vesile kıldığı maddelere ve şahıslara bağlamakta ve büyük bir cehaletle onlardan medet ummakta onlara müteşekkir kalmakta, onlara şükretmeye çalışmaktadırlar örneğin bir kadının kocası çalışıp kadın çalışmıyor ve eve kadının kocası getirmeye vesile olunca müşrik kadın Allah’ı unutarak bunun kocasından olduğunu düşünmekte ve ona minettarlık duymaktadır. Mümin kadınsa parayı kendisine Allah’ın verdiğinin kocasının sadece bir vesile olduğunun bilincinde olup Allah’a şükretmektedir. Allah’ı unutarak gücü ve etkiyi Allah’ın kullarında aramak, onlara yönelmek, onlara şükretmek hem şirk hemde çok büyük bir nankörlüktür. Fakat insanların birbirlerine teşekkür etmeleri elbette yanlış değildir. Ama bunu yaparken özünde kendisine bu iyiliği yapanın Allah olduğunu unutmaması şarttır. Kur’an’da minet duyulması gerekenin Allah olduğuyla ilgili olarak Neml Sûresi 38-40. ayetlerinde Elçi Süleyman şöyle örnek verilmektedir:
(Elçinin gitmesinden sonra Süleyman:) "Ey önde gelenler, onlar bana teslim olmuş (Müslüman)lar olarak gelmeden önce, sizden kim onun tahtını bana getirebilir?" dedi. Cinlerden ifrit: "Sen daha makamından kalkmadan, ben onu sana getirebilirim, ben gerçekten buna karşı kesin olarak güvenilir bir güce sahibim." dedi. Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazlındandır, O’na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır. (Neml Suresi, 38-40)
Ayetlerden de anlaşılacağı üzere Elçi Süleyman bir istekte bulunmuş, onun bu isteğini yanında bulunanlardan birisi yerine getirmiştir. Fakat Elçi Süleyman bunu yapan kişiye minnet etmemiş, hemen Allah’a yönelmiş ve şükretmiştir. İşte müminlerin tavrı böyle olmalıdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.