- 528 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SÜLEYMAN'IN ÇOCUKLARI
Süleyman inşaat ustasıydı. Yeni taşınmıştı mahallemize. Nerede iş var oraya gider, kesene usulü çalışırdı. Kaldığı ev kiraydı ve beş çocuğu vardı. Çocukların en büyüğü on üç, en küçüğü ise sekiz yaşındaydı. Herkes acıyarak bakardı Süleyman’a, beş çocuk inşaat işiyle nasıl doyardı. Neden çok çocuk yaparlar ki diye eleştirirdi bazıları. Nasıl olacak bu işler diye birbirine sorarlardı. Bu baba bu çocuklara nasıl bir gelecek sağlardı. Kimini göre serseri olurdu bu çocuklar, kimine göre yeni inşaat ameleleri. Hayat zordu Süleyman için. Ama mücedeleden vazgeçecek gibi de görünmüyordu. Yarı aç, yarı tok bir şekilde beş sene yaşadılar mahallemizde. Sonra taşınıp gittiler kimsenin bilmediği bir yerlere. Aradan on beş sene geçmişti. bende büyümüştüm bu arada. Ailem, öğretmenlerim ve yakın çevrem büyüyünce büyük adam olacak diye bir beklentiye girmişken benden yana, ben çaycı olmuştum. On beş sene geçmişti aradan ve mahallemize lüks iki otomobil girmişti peş peşe. Durdu otomobiller kahvehanenin önünde. Altı kişiydiler arabadan inenler. Herkes meraklanmıştı ama kimse bir şey sormadı önce. Oturdular masaya çay, kahve söylediler kendilerine ve şöyle bir etrafı süzdüler. Galıba tanıdık birilerine bakıyorlardı ve en sonunda komşumuz Ahmet amca tanıdı onları. Vay dedi Ahmet amca; Süleyman hoşgeldiniz buralara. Süleyman hoşbulduk diyerek kalktı ayağa, yaklaştı ve sarıldı Ahmet amcaya. Sonra tanımayanlara tanıtıldı herkes.İnşaat ustası Süleyman ve onun beş erkek oğullarıydı yanındakiler. Bir zamanlar ne olacak bu çocukların sonu denilen o çocukların biri doktor olmuş, biri hastane müdürü, biri savcı bey, dördüncüsü avukat. En küçükleriyse mimar olup çıkmış. Büyüyünce büyük adam olur sanılan ben, onlara çay verdim o gün...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.