- 303 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kuzey Rüzgârları Öldüğümü Fısıldayacak Kulağına Bölüm- 5
Kuzey Rüzgârları Öldüğümü Fısıldayacak Kulağına
Bölüm- 5
Saat dört buçuğa doğru ayrılırken, Mikrop, sabah beşte Asayişin bahçesinde bulunmamız için bizi sıkı sıkıya tembihledi. Mikrobu başımızdan savdıktan sonra, İlayda, Cansın’a,
‘’ Büşra Amiri ara Asayişe dönüyoruz. Bizi beklesin bir zahmet.’’ Cansın,
‘’ Neden ben arıyorum? Sen ara.’’
‘’ Ben senden büyüğüm kızım ondan. Hadi oyalanma?’’
Cansın, söylenerek, Büşra Amiri aradı ve Asayişe dönmek üzere yola çıktıklarını söyledi.
Vakit kaybetmeden bir taksi çevirdiler. Hareket ederken, şoför,
‘’ Bakın kızlar, burada hayır işi yapmıyorum. Taksiye binecek kadar paranız var değil mi?’’ Cansın,
‘’ Parayı bilmem ama şoför kardeş, para yerine bu geçerlimi?’’ Diyerek rozetini adamın gözüne soktu.
Neye uğradığını şaşıran şoför,
‘’ Özür dilerim Komiserim, hep duyardım ama ilk defa başıma geliyor. Hakikaten kılıktan kılığa giriyormuşsunuz?’’
‘’ Şimdi gazla o zaman, istikamet İstanbul AsaŞube.’’
Asayiş Şubenin kapısını açıp içeri girmeden önce,
Cansın,
‘’ Allah’tan arkadaşların hepsi gitmiştir. Bizi bu kıyafetlerin içinde görmezler.’’
Kapıyı açıp içeri girince ikisi de olduğu yerde çakılıp kaldılar. Asayiş Şube tam kadro karşılarındaydı. Tabii arkasından gırgır şamata. İlayda bir an onlara baktıktan sonra, birden üzerindeki fistanın ucundan tutup, kendi çevresinde döndükten sonra,
‘’ Abe susak ağızlılar, hiç çingene kızı görmediniz mi, böyle alık alık bakarsınız? Burada bi Büşra Amir varmış onu ziyarete geldik.’’
Odasından çıkan Büşra, kızları görünce,
‘’ Oo bizim çingeneler gelmiş. Odama buyurun kızlar.’’
İlayda ile Cansın arkadaşlarına dillerini çıkartarak Büşra Amirin peşine takıldılar.
‘’ Evet, kızlar, gırgır şamata bitti. Bir şeyler bulabildiniz mi?’’ Cansın,
‘’ Bulduk sayılır Amirim ama Eda ile Serra Komiserim de bize katılırsa daha iyi olur. Anlatacaklarımız onları da ilgilendiriyor.’’
Çağırmalarına gerek kalmadı. Sera ile Eda odaya girdi.’’
‘’ geldiğiniz iyi oldu kızlar ama gelin anlatacaklarınızı arkadaşlarınız da duysun.’’
Hep beraber arkadaşlarının yanına geçtiler. İlayda,
‘’ Eda Komiserim sizin anlatmış olduğunuz bir hikâye vardı. Cansın’la gördüklerimiz o hikâyeye tıpa tıp oturuyor. Bir kırk beş boylarında cüce bir kadın. Güçlü kuvvetli iki de oğlu var. Birisi konuşma zorluğu çekiyor. Sanki biraz geri zekâlılar, de dikten sonra her şeyi sırası ile anlattılar. Cansın,
‘’ Eda Komiserim, şimdi sana düşen o mahallenin muhtarından Almila’nın soyadını öğrenmek. Zira A harfi ile başlıyorsa, yazdığınız senaryo şıp diye yerli yerine oturacak
.’’ İlayda,
‘’ Amirim, ben o tarafa yarın tek başıma gideceğim. Almila ile biraz daha yakınlaşmak istiyorum.’’
‘’ Asla seni tek başına göndermem.’’
‘’ Amirim, beni saygısızlık yapmaya zorlamayın. Onlarla başa çıkmasını gayet iyi bilirim. Arkamı da Ruşen Komiser kollar. Kaldı ki eğer tahminimiz doğruysa, bana dokunmayacaklar Adımın baş harfi ( İ ) ile başlıyor.’’
Büşra, biraz düşündükten sonra,
‘’ Peki, ama çok dikkatli olacaksın.’’
‘’ Cansın gel biraz seninle yarın yapacaklarımız hakkında konuşalım.’’
****
Asayişten ayrılan İlayda, yolunun üzerindeki fırından iki tane dumanı tüten ekmek aldıktan sonra, sokağın köşesinden dönünce, Tarık Ahmet’in kendisini kapının önünde beklediğini gördü.
‘’ Oh be seni gördüm içim rahatladı. Gir içeri yavrum. Bak Karamel’de seni görünce sevincinden etrafında dört dönüyor.’’
‘’ Sen onu benim külahıma anlat. Islak mama için bana yalakalık yapıyor.’’
Tarık Ahmet, kapıyı kapatır kapatmaz, İlayda’ya sarılarak,
‘’ Seni çok özledim hayatım. Bir daha böyle işlere girişme.’’
‘’ Bana nutuk çekme Tarık Ahmet. Boğazıma kadar boka battım. Onlar bana bir şey yapamaz ama bu gidişle sen beni boğacaksın.’’
2 SAAT ÖNCE
Mesai bitiminden sonra, Ruşen’in yanına yanaşarak,
‘’ Bak arkadaşım, yarın benimlesin. Sabah beşte Asayişin bahçesinde ol. Seninle işim var.’’
‘’ Biliyor musun İlayda? Sen polis olmalıymışsın. Seninle iyi bir ikili olurduk.’’
‘’Ne o, şimdi bana mı asılıyorsun? Tarık Ahmet duymasın. Şımarma dediğim saatte karşımda ol.’’
Ertesi günün sabahı, Asayişin bahçesinde buluştuk.
Mikrop,
‘’ Bu sabah galiba biraz daha kalabalığız, Cansın Komiser?’’
‘’ Dün Asayişe dönünce, İlayda ile bir plan yaptık. Bugün o planı uygulayacağız.’’
‘’ Yaptığınız planın içinde bende var mıyım?’’
Burada İlayda lafa karışarak,
‘’ Mikropçuğum, sen başroldesin. Sensiz bu iş zaten olmaz. Cansın, anlatıver planımızı.’’ Cansın,
‘’ Zevkle, şimdi dinleyin beni.’’
Yaptığımız planı dinleyen Mikrop. Biraz düşündükten sonra,
‘’ Fena değil, uygulamaya değer. Delikanlı, kızlarıma sahip çık, yoksa ölümün benim elimden olur. Şimdi sıra iş başı yapmaya geldi. Takılın peşime.’’
Şafak sökerken, bizde kâğıt toplama işine başladık. Almila’nın bulunduğu sokağa yaklaşınca, Mikropla, Cansın’ı baş başa bırakarak,
Kâğıt toplaya toplaya Almila’nın evine doğru yürümeye başladık. Ruşen’e
‘’ Şimdi sen arabayı bırak ve kaybol ben yalnız konuşacağım Almila ile.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.