- 504 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
TADIM TUZUM
Bir yazının, bir şiirin tadında ve tuzunda, kıvamında önümüze gelebilmesi için, öncelikle ve özellikle; şair, yazar her kimse, yazının ve şiirin ikliminde olması lazım. Yazmada iklim en öncelikli iştir. İklim, insanda zamanı ve saati belli olmasa da, periyodik olarak gelip giden bir durum olduğunu biliyoruz. Yıllarca süren iklimler olabileceği gibi, aylık, haftalık, hatta günlük iklimlerden de söz edebiliriz. İkliminde olmak ve iklimini bulmak bir ruh halidir. Yazı, ya da şiir her neyse uğraştığınız, yahut her ikisi; itici bir arzu ile dolmak, yazmasam ölürüm noktasında bir iştihaya sahip olmaktır. Yazma isteği ve arzusu olanlar bu iklimi sürekli korumalı ve canlı tutmalıdır. Bir kapıdan girip, ötekinden çıkmak gibi müşahhas bir durum değildir ama, fark edilebilir bir şeydir; girilir ve çıkılır. Yazacaksanız elinizden geliyorsa çıkmamak için bir ömür direnin...
İlham, anlık gelip giden yazma arzusu, eğer ikliminde iseniz işe yarayan bir şeydir. İkliminde olmayanın ilhamı da olmaz. Olduğunu var saysak bile, yazdığı şeyin kesinlikle tadı, tuzu ve kokusu, bir lezzeti olmayacaktır. Bunlardan yoksun bir yazı ve şiir size tat vermez ki gidip başkalarına da versin. İlham gerçekten anlık bir şeydir, bir duygunun, bir düşüncenin anında zihninizde billurlaştığını hisseder, görürsünüz. Bunlar bazen dar, bazen geniş kapsamlı olarak gelir. Bazen öyle yoğun gelir ki, neyi yazacağınızı değil, neyi yazmayacağınızı düşünmek zorunda kalırsınız. Kelimeler yağmur gibi yağmaya başlar, o an sizin göreviniz sadece girdiğiniz yolda işinize yarayan kelimeleri içlerinden seçip almaktır. Bu yoğun gelişi bazen çerçevelemekte, disipline etmekte zorlanırsınız. İlhamı da tetikleyen, tahrik eden şeyler vardır, bunları aramazsınız, bunlar yaşadığınız hayatta, okuduğunuz bir kitapta, bir merhabada ansızın önünüze çıkan şeylerdir. Bu tetikleme ve tahrikleri kullanma mahareti tamamen size ait bir şeydir. Çok iyi kullanırsanız çok güzel bir yazıya, şiire vesile olabilir. Tabi tahrik ve tetiklemenin de iki yüzü vardır; olumlu ve olumsuz. Yazıcı her ikisini de kolaylıkla kullana bilir. Çünkü hayatta ne her zaman iyi şeyler olmakta, ne de her zaman kötü şeyler olmaktadır. İyilikler, kötülükler, güzellikler de periyodik olarak yaşanan şeylerdir. Yazarın şairin asli görevi de öncelikle zamanın elinden tutmaktır. Zaman içinde yaşadığı hayatın ta kendisidir. Bunu geçmişle ve gelecekle ilişkilendirmek de yine yazıcının görevidir. Burada bildiğimiz kültür devreye girer. Kültür ve kelime de diyebiliriz. Bir yazarın, bir şairin gönlünden geçenleri, hayalerini, duygu ve düşüncelerini bize olduğu gibi yansıtması için, her hayal ettiği mevhuma karşı gelebilecek kavramlar ve kelime haznesi olması gerekir. Bu ne kadar genişse, yapacağı seçimler de o denli kaliteli olacaktır. Tabi bütün bu anlattıklarımız yaptığımız, yapacağımızdan çok olması gerekenle ilgilidir.
Tabi şu iddiada olanlarda var; bir takım çalışma ve yeni gelişmeler eşliğinde; derler ki aslında ilhama filan gerek yoktur, belki zaman ayırmaya bile; yazılan, çizilen her şeyin bir matematiksel yüzü vardır, belli teknikleri kullanarak bir yazı ve şiir yazmayı başara bilirsiniz, ilham da neymiş bu bir iş, ya başarırsın, yahut başaramazsın. Ben şahsım olarak halen birinci bölümde yer alanlardanım, yani matematik kısmına henüz geçmedim! Ben duyguyu ve düşünceyi çok önemseyen biriyim. Ne duygudan, ne de düşünceden hiçbir şey adına taviz veremem. Kendiliğinden olursa da bir şey demem...
Hayrettin YAZICI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.