- 680 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HERKESE YARARLI YAZI PAYLAŞIMLARI -1- ZİHNİNİ YENİDEN YAZ ...
HERKESE YARARLI YAZI PAYLAŞIMLARI -1- ZİHNİNİ YENİDEN YAZ (*)
.
.
ÖNSÖZ :
*
İnsan davranışlarını oluşturan ve etkileyen pek çok faktörler var. Bunların en başta geleni, çocukluk yıllarımızın ilk 3 – 5 yaşlarına kadar sahip olduğumuz beynimizin bir film kaydetme makinesi gibi, yaşadığımız ortamdaki tüm insanları, olayları, davranış biçimlerini bir film kaydı gibi beynimizin arka lobunda bulunan BİLİNÇALTI BEYİN’e kaydederek, bu program kayıtlarını, tüm yaşamındaki davranış biçimleri halinde sürekli çalışan , devrede olan bir aktif program haline getirmiş olmasıdır.
*
Beynimizin arka lobu, beynimizin çok büyük bir bölümünü oluşturmakta. Ve, aynı anda 40 milyon bit’lik farklı veriyi işleyebilmekte. Kısacası çok çok büyük bir veri işleme hızına sahip ve de, geçmişimizde, çok büyük bir bölümü, çocukluk yıllarımızdaki yaşadığımız ortama ait kayıtlarla doldurulmuş durumdaki bir program. Tutum ve davranışlarımızın , gün içerisindeki tüm hal ve hareketlerimizin neredeyse tamamı, bu çok eskilerde kaydedilmiş program kullanılarak otomatik olarak gerçekleştirilmekte. Bu, Bilinçdışı beyin, ( Bilinçaltı beyin ) ; gün içindeki tutum ve davranışlarımızın % 95 - % 99’luk büyük bir bölümünü idare etmekte. Yüksek bir işlemci hızına ve kapasiteye sahip olan bu Bilinçdışı beyin devrede iken, saniyede sadece 40 bit’lik bir veri işleme hızına sahip olan Bilinçli beyin, dikkat edemediğinden, bu olan bitenin farkına dahi varamamakta. Bu nedenlerle, davranışlarımızın çok büyük bir bölümü, geçmişte kaydedilerek yüklenmiş olan Bilinçdışı beynimizin programlarının otomatik olarak işletilmesiyle oluşmakta.
*
Yaşamımıza yön verebilecek olan şahsi istek ve arzularımızın, gelecek ile ilgili düşünce, hayal ve düşlerimizin, günlük yaşamımıza olumlu gelişmelerle katkı yapamaması ve yaşamımızın rutin döngülerin ötesine geçememesi, gerçekte en büyük sorunlarımızdan biri durumunda. Bilinçli beyin, hayal ve düşünce merkezimizdir. Bilinçli beynimizin daha etkin kullanılabilmesi halinde, Bilinçsiz beynimizdeki otomatik program kayıtlarının üzerlerine yeni yeni kayıtlar yaparak, gelecekle ilgili duygu, düşünce ve hayallerimizi, bu Bilinçaltı beyimize kaydedebilmemiz mümkün. Yeni kayıtlarımız, kendi duygu, düşünce, hayal ve ideallerimizden oluşacak ve otomatik olarak çalışan Bilinçdışı ( Bilinçaltı ) beynimize kaydedilerek, sürekli kullanılan programlar haline de gelebilecekler. Bu konuya ilişkin pek çok kitaplar, yazı, makale ve videolar bulunmakta. Ben çok yararlandığım bir video içeriğinden Türkçe yazı dilimize çevirilmiş düz yazı haline getirdiğim bir yazının geniş bir bölümünü burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
*
Topu topu 10 dakikalık bir videoda anlatılanları yazıya dökmek için sağlamına 5 saat civarında zaman harcamış durumdayım. Videosu, milyon adetlerden fazla kez tıklanarak izlenmiş. Lafı çok fazla uzatmadan yazımıza geçelim :
---------------------------------------------------------------------------------------
ZİHNİNİ YENİDEN YAZ ( 40 milyon Bit / Saniye ) Dr. Bruce LİPTON
‘’ 15 dakikada ‘’
(*)dan Alıntı yapılarak tarafımdan yazıya dönüştürülmüştür.
--------------------------------------------------------------------------------------
Bu programlar bütün hayatınız boyunca sahip olduğunuz bir inancı, bekli 15-20 dakika içerisinde değiştirebilirler.
Bu yöntemlerin birçoğu, çocukluğunuzda olduğu gibi, bir ‘’süper öğrenme’’ hali yaratıyorlar.
Buna rağmen hala daha iyi ve daha hızlı bir yol var…
( Tam olarak anlamak için, videonun sonuna kadar izlenmesi tavsiye edilmiş )
…
- Zihnin iki bölümü var. Bilinçaltı Zihin, orijinal beyindir. Ve her saniye, çevreden gelen 40 milyon bit veriyi işler.Zihin çok güçlü ve çok hızlıdır.Fakat tamamen alıştığını yapar. Yaratıcı değildir. Sadece öğrendiğini tekrarlayabilir. Evrimsel olarak beynin öndeki bölümü, ‘’ prefrontal cortex ‘’ bilince sebep olur. Bilinç, beynin küçük bir parçasıdır. Benlik ya da bilinç eklenmiş bir seçenektir. Ve insanların çoğu bu seçeneği çalıştırmaz. Fakat bilmelisiniz ki, bu bölüm saniyede sadece 40 bit veri işleyebilir. (Beynin arka lobunda yer alan ve beynin büyük bölümü olan)Bilinçaltı zihin, (bilince sebep olan ön kısımdaki küçük bölümden) 1 milyon kat daha güçlüdür. Bilinçaltı hızlıyken, Bilinçli zihin işlemleme anlamında yavaştır. Bu yüzden acil bir durumda ya da stres halinde Bilinçaltı operasyonu yönetir. Çümkü hızlıdır ve çok fazla veri ile başa çıkabilir.
*
İki zihin arasındaki fark : Bilinçaltı sadece alıştığınızı yapar. Yaratıcı olan Bilinçli zihindir ve özgür irade üretebilir. Bilinçli zihin, vücudunuzun tamamında herhangi bir şeyi kontrol edebilir. Vücudumuzun istemli hareket eden bölümleri olduğunu söylüyorlardı. Ama artık bunun doğru olmadığını biliyoruz. Örneğin, bakın yogiler( yoga ustaları) kalp atışlarını, kan basınçlarını ve vücut ısılarını Bilinçli zihin ile düzenleyebiliyorlar. Yani, Bilinçli zihin çok az şeyle başa çıkabilirken, Bilinçaltı zihin binlerce görevle eşzamanlı başa çıkabiliyor. Son zamanlarda nöro-bilimciler Bilinçaltının geleceğinizi, kararlarınızı gerçekten nasıl şekillendirdiğini konuşuyorlar.
*
Söyledikleri şu : Bilişsel nörobilimcilere göre, bizler bilişsel aktivitemizin sadece % 5 kadarında bilinçliyiz.Çoğu insan, günlerinin % 1’indebilinçli zihindeler. Her gün, Yaratıcı zihninizle yani Bilinçli zihninizle hayatınızda olan bitenin sadece % 1’ini yaratabiliyorsunuz. Bu yüzden hayatınızın % 95 ila % 99’u Bilinçaltı zihninizdeki programlanmadan geliyor. Yani bu şu demek, belki de o dükkandaki ebeveynlerinin ona ‘’ sen hak etmiyorsun ‘’ dedikleri çocuksunuz. Gününüzün % 95’ini, hak etmediğinizden emin olmak için hayatınızı sabote ederek geçireceksiniz. Bunun nedeni, Bilinçaltının görevinin, sahip olduğu programdan gerçeklik yaratmak olmasıdır. Yani, olumsuz bir programlanmanız varsa, günün % 95’inde o olumsuz deneyimi yaratacaksınızdır.
*
- Şimdi problem şu : Bilinçli zihin ve Bilinçaltı zihin birlikte çalışır. Yani, Bilinçli zihin neye odaklanırsa onu yönetebilir. Odaklanmadığını ise, Bilinçaltı zihin yönetir. Günümüzün büyük bir bölümünde biz geleceği düşünüyoruz ya da geçmişi düşünüyoruz. Bilinçli zihnin yaptığı budur. Yani, eğer Bilinçli zihin şu ana dikkat etmiyorsa, gün içinde yaptığınız her şey sahip olduğunuz program tarafından yönetilmektedir. Fakat problem şu ki, dikkat etmediği için Bilinçli zihin, Bilinçaltı tarafından çalıştırılan programı göremez. Yani, her günün büyük bir bölümünde, şahsen istediğiniz programları çalıştırmıyorsunuz. Başkalarından almış olduğunuz programları çalıştırıyorsunuz. Bu programları görmediğiniz için hayatınız istediğiniz gibi gitmediğinde ‘’ Evren beni desteklemiyor ‘’ diyorsunuz.
*
Aslında gerçek şu : Sahip olduğunuz ve fakat görünmez olan davranışınız sizi sabote ediyordu. Önemli olan şu, bazı insanlar şunu söylüyor ‘’ Belki biraz pozitif düşünce çalışmalıyım ‘’. Pozitif düşünceyi hangi zihin yapar? Bilinçli zihin mi, Bilinçaltı zihin mi? Günün % 5’inde, saniyede 40 bitlik işlemciyle çalışan Bilinçli zihin. Bu çalışmayı yaptığınız esnada olan bitene dikkat ediyor musunuz? Gösteriyi kim yönetiyor? Günün % 95’nde 40 milyon bitlik işlemciyle çalışan Bilinçaltı zihnin deneyimsel programları! Pozitif düşünce işe yarar mı? Hesabı yapın! Problem şu, Küçük bir işlemciyle büyük bir işlemciyi yönetmek çok zordur. Bunun için ‘güç’ kelimesine baskı yaparak söylenen ‘irade gücü’ denen şeyi kullanmanız gereklidir.
*
İkinci aldatmaca ya da ikinci problem şu: Bilinçaltı zihin, kayıt yapabilen bir teyp gibidir. Bir tecrübeyi kaydeder ve sonra siz düğmeye bastığınızda o tecrübeyi size geri çalar. Sonra Bilinçli zihnimizi kullanarak Bilinçaltımızla konuşup programı değiştirmeye çalışırız. Şimdi şu şekilde düşünün, Bir teybiniz var ve ben size içinde bir program yüklenmiş bir kaset veriyorum. Kasedi koyuyorsunuz ve çalmaya başlamak için düğmeye basıyorsunuz. Program çalmaya başlıyor ve ‘’Programı beğenmedim’’ diyorsunuz. Sonra teybin yanına gidiyorsunuz ve ‘’Programı değiştir’’ diyorsunuz. ‘’Programı değiştir’’. Sorun şu, bunu yaparak teyp değişmeyecek. Eğer ‘kayıt’ düğmesine nasıl basacağınızı biliyorsanız, programı değiştirmek için yollar var. Yani, hayatınız sizin istediğinizi yansıtmıyor. Size verilmiş olan programı yansıtıyor. Buradan çıkmanın bir yolu Bilinç. Bilinçli olun ve böylece teybi çalmazsınız.
*
Çıkmak için ikinci yol : Klinik Hipnoterapi. Çünkü bu sizi öğrenme dönemindeki ( çocukluğumuzun ilk 3-5 yaşlara kadar ki dönemi) aynı beyin haline tekrar geri koyar. Ve böylece yeni bir program koyabilirsiniz ve teybe tekrar kayıt yapabilirsiniz. Hatta bundan daha da iyi ve hızlı bir yol var! Adına’Enerji Psikolojisi’ denen bir grup yeni psikoloji yaklaşımı var. Bir çok farklı çeşit mevcut. Örneğin, Holograpic Repatterning, Body Talk, EMDR, EFT. Benim en iyi bildiğim ise PSYCH-K. Bu programlar, teybin üzerindeki kayıt düğmesine basmak gibi. Bu programlar, hayatınız boyunca sahip olduğunuz bir inancı, 15 belki de 20 dakikada değiştirebilir. Bunların bir çoğu, PSYCH-K gibi, çocukken olduğu şekilde bir süper öğrenme hali yaratabilir.
*
Fakat şimdi size düşünceleriniz nasıl dışarı çıkıyor, ve hayatınızı dışarıda nasıl etkiliyor onu göstereceğim. EEG: cildinizin üzerine kablolar koyarsınız ve beyin faaliyetlerini okursunuz. MEG: algılayıcı başa temas bile etmez. Beyin faaliyetlerinizi başın çevresinden okursunuz. Bu sihir değil. Bir sinir, bir sinyali iletirken elektrik kablosu gibidir. Elektrik içeren bir bileşeni vardır. Ve bu elektrik bileşeni cilde temas eden elektrodlar tarafından yakalanabilir. Fakat bir kablo bir akım taşırken aynı zamanda etrafında manyetik bir alan vardır. Manyetik alan cildin içinden geçer. Düşünceleriniz kafanızın içinde değil! Düşüncelerinizle bağlantıya geçtiğiniz kişilerle enerjik olarak dolanırsınız. Bu bir çok kişi için tanıdık bir şeydir. Yıllardır görmediğiniz birini düşünürsünüz, ya da birinden bahsedersiniz. ‘Arkadaşım John’u 10 yıldır görmedim’ derim ve sonra telefon çalar ve arayan John’dur. Bu placebo, nosebo gibi.
*
Biriyle ilgili pozitif bir şey düşündüğünüzde, o kişi sizinle temas kurmak için bir çaba gösterir. Ama bu iki yöne de çalışır. Biriyle ilgili negatif bir düşünceye sahip olduğunuzda, o kişi nerede olursa olsun, sizinle ilgili negatif bir konuşma yaratacaklardır.
Yani şunu fark etmek çok önemlidir. Düşünceleriniz ve yargılarınız sadece size bağlantılı değildir. Hakkında konuştuğunuz kişilere de bağlantılıdır. Dünyada düşüncelerinizle bağlantı kurduğunuz şeyleri tahrik ve aktive ediyorsunuz. Bir haydut, bir caddede yürüyen bir çok farklı insandan hangisine saldıracağını seçmeye çalıştığında, sizce hangi kişi saldırıya uğrar? En çok korkan! Çünkü en çok korkan bu rezonansı yaratacaktır. Bu şu demektir, haydutun bir şey yapmaya dahi ihtiyacı yoktur. Sadece böö diye korkuttuğunda, herkes ona her şeyini verecektir.
*
‘’Deneyimlediğiniz dünyayı sadece kendinizin yarattığını bilme haline yaklaştıkça, sizin için bu yaratımı yapan kişiyi keşfetmek daha da hayati hale gelir’’
-Eric Micha’el Leventhal-
YAZININ SONU
---------------------------------------------------------------------------------------
* Böylesine önemli, yaşamımızı çok çok etkileyen bir konuyla ilgili bu paylaşım, dilerim ki, bütün insanlarımızın yaşamlarında olumlu bir etki sağlayabilsin. En kalbi duygularla, sağlık, huzur ve mutluluk dileklerimi sunuyorum insanlarımıza. Saygı ile.
.
.
Mert Yiğitcan
12 temmuz 2021 / İstanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.