Aklıma Gelmişken...IV
Siyah önlüğündeki beyaz lekelere yenisi eklenmişti. Saçları da hâlâ bizden istenen kısalıkta değildi. Ben, öğretmenden yine fırça yiyecek diye düşünürken, Orhan, artık grileşmiş yakasından az önce düşen düğmeyi iki parmak ucuyla tutmuş, tek gözü kapalı inceliyordu. Birden sordu.
“Sen yapacak mısın?”
“Ne yapacak mıyım?”
“Çocuk.”
Soru hiç beklemediğim yerden gelmişti.
“Bilmiyorum ki” dedim, “Bazen yaparım bazen yapmam…”
Yüzünü buruşturup başını iki yana salladı.
“Cidden yapacak mısın?”
“Bilmiyorum” dedim, “Bilmiyorum. Nasıl yapılıyor ki?”
Oynayıp durduğu düğmeyi bir fiskeyle kara tahtaya kadar fırlattı.
“Ben de bilmiyorum” dedi, “Ama çok pis bir şey o. Ben karıma öyle bir şey asla yapmam.”
Bir şey daha söyleyecektim ki, sınıfa diğer öğrenciler ve hemen ardından öğretmen girdi.
Ders çıkışı evlerimize bir grup arkadaşla dönerken, aramızda Orhan yoktu. Daha dersin başında müdür tarafından çağrılmış, geri dönmemişti. Diğerleri şakalaşırken benim kafamdan, çayırda gördüğüm at, ördek yavruları, mini mini bebekler, tırtıllar kelebekler, emzikler, biberonlar geçiyordu.
Eve girer girmez, kendimi tüplü televizyonumuzun olduğu vitrinin önüne attım. Televizyonun sağında solunda kalan bölmelerde, tabak, çanak, fincan, bardak vs vardı. Benimse gözlerim alt kısımdaki ansiklopedileri tarıyordu. Harflere bakıyordum. AB-CÇ-DE-FG sırasıyla gitmesi gerekirken, CÇ atlanıyor, DE’ye geçiyordu. Sondan başa, baştan sona bir kez daha aramaya hazırlanırken, annem geldi.
“Noldu oğlum, ödev mi var?”
“CÇ kitabında bir şeye bakacaktım da.”
Bir de annem aradı, başka yerlere baktı. CÇ yok. CÇ yok. CÇ yine yok. CÇ hâlâ yok.
“Tamam”, dedi annem birden, “Baban, Orhan’ın babasına vermişti onu. Çok oldu. Lazımsa gideyim alayım.”
Annem hazırlanmış, çıkmak üzere açtığı kapıyı kapatırken, kendi kendine mırıldanıyordu.
“Gittiler ya çoluk çocuk.” Sonra bana döndü. “Hastaneye gitti onlar, dedi, “Orhan’a beşinci kardeş geliyor.”
Artık, büyük sırrın yazılı olduğu yerden emindim.
“Tamam” dedim, “Ödev yok zaten. Çocuk nasıl yapılıyor, ona bakacaktım.”
YORUMLAR
olricx
mizah olarak ele almayacağım oli çok gülemedim çünkü ama yazında yine ters köşe olmuş noktalar da "
var yok değil...
çocuk denildiğinde aklıma hep yeğenimin o safça masum lafı gelir:
"anneee!"
-söyle çocuğum
"yengemin karnı niye böyle balon gibi şiş?
-yakında küçük bir bebeği doğuracak yengen
"ne yani bebeği nasıl yemiş ki yengem?"
-ıııh şey oğlum! sana şimdi nasıl anlatsam ki:))
valla bana sorarsan anne ve babaların çocuk sahibi olmaya yetkindir, uygundur ya da hak kazanmıştır! gibi bir ehliyet sınavı gibi geniş kapsamlı bir sınava tabi tutulmalılar bence...herkes çocuk sahibi olamaz oli...bak bu sözün altında bile gizli gizli anne ve babaların bir hükümdarlığı söz konusu sanki...
olricx
o dediğin bu mevcut dünya düzeninde olmaz bu arada. baktığın açıya göre, ütopik ya da distopik dünyaların işi bu.
Ansiklopedilerden ve öykünden umutluyum. Sanki bi saçma olasılığı durduran güç, ilkel yanımıza üreyin diyor. Bunlar da çocuk Olricx. Tüm öykü ve şiirler. Kayıp cilt yok.
olricx
olricx
cç kitabına da atılmak üzereyken rastlamıştım. ilerde ona da farklı bir yazıda paragraf ayıracağım.