- 1199 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Âşık Veysel Şatıroğlu'nun Hayat Felsefesi
Âşık Veysel gerçek adıyla Veysel Şatıroğlu (25 Ekim 1894; Şarkışla - 21 Mart 1973; Sivas), Türk halk ozanı. Afşar boyunun Şatırlı obasına mensuptur. Küçük yaşlarda çiçek hastalığından dolayı gözlerini kaybetmiştir bu duruma üzülen babası ona bir saz almış. Veysel, görmeyen gözlerine inat gönül gözüyle içinde kopan fırtınaları, duyguları sazının tellerinde nağmeleştirmiştir. Sazı onun her şeyidir, sözleriyle, türküleriyle, mütevazı kişiliğiyle köylerden şehirlere, halkın gönlünde taht kurar. Fakirliğine, acılarına, hastalığına, gözlerinin görmemesine rağmen umudunu kaybetmemiş eserleriyle herkese umut ışığı olmuştur. O Anadolu’nun bağrından çıkmış, aşık geleneğinin kimseyi ayrıştırmayan, karalamayan gönlü vatan sevgisi ve insan sevgisiyle dolu büyük bir ozandır. Şiirlerine baktığımız zaman ölümlü şu yalan dünyada kavgaların boşa olduğunu, onun hayat felsefesinin iyilik, sevgi ve barış olduğunu anlarız.( Dost dost diye nicesine sarıldım/Benim sâdık yârim kara topraktır. diyerek topraktan gelip yine toprağa gireceğimizi haykırır. Başka bir dörtlüğünde vatan sevgisini dile getirir; Birleşiriz bir bayrağın altında/ Biz Türklerin ikilik yok aslında/Yanar tutuşuruz vatan aşkında/Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız. Senlik benlik şiirinin 2 dörtlüğünde ise ;
Şu âlemi yaratan bir
Odur külli şeye kâdir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası.
(*varvara: gürültü, sonuç, birine alacağını, ödememek.)
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuştur emir Haktan
Rahmet dile sen Allah’tan
Tükenmez rahmet deryası.
diyerek herkesin aklına, gözüne gerçeği sokar. Bir kimseye yapılabilecek en büyük kötülük onu dinlemeden peşin hüküm verip yargılayıp haksız infaz etmektir.
Aşağıda onun şiirlerinden bazı örnekler vereceğim.
Bu Dünyayı Kuran Mimar
Bu dünyayı kuran mimar
Ne hoş sağlam temel atmış
İnsanlığa ibret için
Kısım kısım kul yaratmış
Kimi yaya kimi atlı
Kimi uçar çift kanatlı
Dünya şirin baldan tatlı
Eyvah balı tuza katmış
Kazması yok küreği yok
Ustası var çırağı yok
Gök kubbenin direği yok
Muallakta bina çatmış
Bu çark böyle döner durmaz
Ehli aşklar yanar durmaz
Aşk meyinden kanar durmaz
Sevgi muhabbet yaratmış
Hep biliriz dünya fani
Oyalıyor seni beni
Adem atadan bu yana
Nice insan gelmiş gitmiş
Bu dünyaya gelen gülmez
Bir yol var ki giden gelmez
Bu hikmeti kimse bilmez
Ona sır demiş kapatmış
Bu nizamı böyle kurmuş
Kendi çekilmiş oturmuş
Veysel’e türlü dert vermiş
Durmadan derman aratmış
Aşık Veysel Sen Varsın Orda şiirinde ise görmeyen gözlerine inat Allah’ı daima hissettiğini beyan eder.
Saklarım gözümde güzelliğini
Her neye bakarsam sen varsın orda
Kalbimde gizlerim muhabbetini
Koymam yabancıyı sen varsın orda
Aşkımın temeli sen bir alemsin
Sevgi muhabbetsin dilde kelamsın
Merhabasın dosttan gelen selamsın
Duyarak alırım sen varsın orda
Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar
Renklerin içinde nakşını saklar
Karanlık geceler aydın şafaklar
Uyanır cümlâlem sen varsın orda
Mevcudatta olan kudreti kuvvet
Senden hasıl oldu sen verdin hayat
Yoktur senden başka ilânihayet
İnanıp kanmışım sen varsın orda
Hu çeker iniler çalınan sazlar
Kükremiş dalgalar coşar denizler
Güneş doğar perdelenir yıldızlar
Saçar kıvılcımlar sen varsın orda
Veysel’i söyleten sen oldun mutlak
Gezer daldan dala yorulur ahmak
Sen ağaç misali biz dalda yaprak
Meyva çekirdeksin sen varsın orda
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece
Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşem gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece
Düşünülürse derince
Irak görünür görünce
Yol bir dakka mıkdarınca
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel işbu hale
Gah ağlaya gahi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Veysel 1941-1946 yılları arasında Köy Enstitülerinde saz öğretmenliği yapar ve Türkiye’nin her köşesini gezip sazı ve sözüyle konserler verir hatta köy okullarının mezuniyet törenlerine, düğünlere bile katılır. Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsünde iken meşhur ’Toprak’ şiirini yazmıştır.
Onu kültürümüze kazandıran Ahmet Kutsi Tecer olmuştur. Onun yıldızı Ahmet Kutsi Tecer’in, 5-7 Kasım 1931 tarihinde Sivas’ta yaptığı I. Sivas Halk Şairleri Bayramına katıldıktan sonra parlar. İl bazında sanatını ilk icra ettiği yer Sivas’tır. Veysel, 5-7 Kasım 1931’de I. Sivas Halk Şairleri Bayramına katılır. Mecburî hizmet için 1930’da Sivas’a gelen Ahmet Kutsi Tecer, burada, Sivas Lisesi edebiyat öğretmeni Vehbi Cem Aşkun ve müzik öğretmeni Muzaffer Sarısözen ile tanışır.
Ahmet Kutsi, önce ’Halk Şairlerini Koruma Derneği’ni kurar ve başkanlığına Belediye Başkanı Hikmet Işık Bey’i getirtir. Halk türkülerinin, hikâyelerinin ve âşıklarının harman olduğu Sivas’ta derneğin tüzüğünde de yer aldığı gibi derhal bir âşıklar programı yapmayı düşünür. Halkın oldukça ilgi gösterdiği Âşıklar Bayramına; Revanî, Meslekî, Suzanî, Süleyman, Karslı Mehmet, Müştak, Yarım Ali, Talibî, Yusuf, San’atî, Ali gibi âşıklar katılır. Üç gün süren Bayram sonrası Tecer, iştirak eden âşıklara ’Halk Şairi’ olduklarına dair bir kâğıt verir. Bu belge, gezici âşıklara gittikleri yerlerde çok kolaylıklar sağlar.
Program sonrasında Veysel’e 10 lira verilmek istenir. O günlerde hemen her Anadolu köylüsü gibi oldukça yoksul, üstü başı eski, hırpani , yamalı, ayakkabıları yırtık durumda olan Veysel; ’Siz bize değer verip buralara kadar çağırdınız; asıl bizim size vermemiz gerekir.’ diyerek ödülü almaz …Onun gayesi geçici para pul, şöhret değildir, gönlündeki asil duruşu izhar edip ye kürküm ye devrinde o bunları elinin tersiyle itip karakterini ortaya koyuyor. Dünya malına tamah edip onu haksız yoldan toplamaya çalışmak susuzluğunu deniz suyu içerek gidermeye benzer, kişi ne kadar içerse içsin boşadır.
Veysel pek çok sanat faaliyetlerine katıldı, okul ve kışlalarda sayısız konserler verdi. Ayrıca 30 Ekim 1964’te Sivas’ta yapılan II. Sivas Halk Şairleri Bayramına ve 28-30 Ekim 1967’de Feyzi Halıcı’nın düzenlediği II. Konya Âşıklar Bayramına da katılmıştır.
Gözünün kör olması, şiirlerindeki tabii söyleyiş ve ezgilerinin orijinal oluşu, seçtiği konular ve sentezci yapısı Veysel’i şöhret kazanmasını sağlayan en önemli faktörlerdir.
Şiirlerinde genellikle Veysel, bazen de Sefil Veysel ve Veysel Şatır gibi mahlaslar kullanmıştır. Veysel, bir şiiri hariç, bütün şiirlerini dörtlüklerle vücuda getirmiştir. En çok yarım kafiyeyi kullanmıştır. Şiirlerinde ağız özelliklerini muhafaza etmiştir.
Veysel, hemen her konuda şiirler söylemiştir. Hepsi orijinaldir ve kendisine hastır. Bunu ezgileri ile de bütünleştirince şöhrete ulaşmıştır. Şiirlerinde her ferdin düşüncesine, duygusuna, inancına ve dünya görüşüne yer vermiş birisi olarak şiirlerinde ’Aşk, Tabiat, Fikri, Dert, Taşlama-Yergi-Eleştiri, Dinî-Tasavvufî-Mistik, Millî, Kendisiyle İlgili, Ünlü Kişiler, Kuruluş-Tesis, Gurbet, Gönül, Yurt-Belde, Öğüt, Fanilik, Zümre’ gibi konuları ele almıştır. İşlediği konular göz önünde tutulduğunda Veysel’in dert, tabiat, vatan-millet ve birlik şairi olduğunu söyleyebiliriz. O’nun KARA TOPRAK, Hepimiz Bu Yurdun Evlatlarıyız, SENLİK BENLİK NEDİR BIRAK şiirlerini okuduğumuzda nasıl bir engin gönle sahip olduğunu anlarız.
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sâdık yârim kara topraktır
Âdem’den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yedirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sâdık yârim kara topraktır
Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sâdık yârim kara topraktır
İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır
Aşık Veysel Şatıroğlu
Hepimiz Bu Yurdun Evlatlarıyız
Bu nasıl kavgalar çirkin döğüşler
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Yolumuza engel olur bu işler
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Birleşiriz bir bayrağın altında
Biz Türklerin ikilik yok aslında
Yanar tutuşuruz vatan aşkında
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Hedef alıp dövüştüğün kardeşin
Seni yaralıyor attığın taşın
Topluma zararlı yersiz savaşın
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Herkes ilim deryasında yüzüyor
Çıkmış ayın çevresinde geziyor
Yazık bize yollarımız uzuyor
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Kitaplar yazılmış nasihat dolu
Birlikte güçlenir gençliğin kolu
Gençliğe emanet Atatürk yolu
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Söyler Veysel sözlerinden vazgeçmez
Bulanık çeşmeden kimse su içmez
Ganadı olmasa kuşlar da uçmaz
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Aşık Veysel Şatıroğlu
SENLİK BENLİK NEDİR BIRAK
Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül âlemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürt’ü Türk’ü ne Çerkez’i
Hep Ademin oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi
Kuran’a bak İncil’e bak
Dört kitabın dördü de hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Binbir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ataş
Söndürmektir tek çaresi
Kişi ne çeker dilinden
Hem belinden, hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası
Şu âlemi yaratan bir
Odur külli şeye kâdir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuştur emir Haktan
Rahmet dile sen Allah’tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah’tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası…
Aşık Veysel Şatıroğlu
Eserleriyle 7 den 70’e herkesin gönlünde yaşayan gerçek bir ozan olan Aşık Veysel’e Allah’tan rahmet diliyorum.
Araştırıp Yazan: Orhan ŞENTÜRK