- 311 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kuzey Rüzgarları Öldüğümü Fısıldayacak Kulağına Bölüm- 3
Kuzey Rüzgârları Öldüğümü Fısıldayacak Kulağına
Bölüm- 3
Pazartesi günü Asayişten içeri girince, bizi gören Kirli,
‘’ Oo bizim tatil kaçakları dönmüş, Amirim yanmışınız? Ama masanızdaki raporu görünce daha fazla yanacaksınız.’’
‘’ Sanırım başımız yine dertte.’’
‘’ Raporu okuduktan sonra o’na siz karar vereceksiniz Amirim.’’
‘’Odama geçelim işimiz neymiş görelim.’’
Kirlinin hazırlamış olduğu raporu okurken, kulağımda anlattıklarındaydı.
‘’ Kızımız, bir seksen boylarında film yıldızı kadar güzel, esmer, yirmi beş yaşlarında. Buraya kadar normal, anormal olan, kalbine tek bıçak darbesi ile öldürülmüş. Kan yok tertemiz, eline bir kâğıt tutturulmuş ve kâğıtta bir şiirin ilk bölümü yazılmış.’’
‘’ İlk bölümü olduğunu nereden biliyorsun?’’
‘’ Tamamını internetten okudum.’’
‘’Eğer bir gün seni bırakıp gidersem,
Heybemi düşlerimle dolduracağım.
Bu düşlerin her birinde sen olacaksın.
Sarılacağım her kadının bakışlarında,
Seni arayacağım. Gülüşünüzü hatta
Konuşmalarınızı karşılaştıracağım.
İşte, yani, ne deyişlerini arayacağım,
Ve aradıklarımı bulamayınca,
Senden başka hiç bir kadına sarılamayacağım.
Düşlerim ve hayallerim kalacak,
Senden bana yaşanmış günlerin adına.’’
****
Büşra Amir,
‘’Ben bu şiiri biliyorum, senin dediğin gibi çok daha uzun. Neyse bana Serra ile Eda’yı çağır.’’
Biraz sonra ikisi de karşımdaydı, Serra Komiser,
‘’ Amirim, bizi çağırmışsınız?’’
‘’ İkinizi neden çağırdığımı biliyor musunuz?’’
Eda Komiser,
‘’ Hiçbir fikrimiz yok Amirim.’’
‘’ İkiniz Yenibosna Adli Tıp Kurumuna gideceksiniz. Elimizde bir kurban var. Adı Ahunaz Aksuna. Bu maktulün otopsi raporunu alacaksınız. Serra, senin görevin kızı koklamak ve neler hissettiğini bize anlatmak. Sana güveniyorum. Bir şeyler bulmaya çalış. Sana gelince Eda, maktule kadın gözüyle bakacaksın. Bu konuda senin hislerin çok kuvvetli. Otopsiyi yapan doktorun dahi gözünden kaçmış bir şeyler olabilir. Bunları senin göreceğine inanıyorum. Şimdi iş başına.’’
Büşra Amirin yanından çıkan, Serra ile Eda, şaşkınlıkla bakıştılar. Eda,
‘’ Asayişte, bizden daha kıdemli arkadaşlar varken, niye biz? Sen bundan bir şey anladın mı?’’
‘’ Bir şeyler tahmin edebiliyorum. Ben ölümün kokusunu alıyorum. Sen ise, hiç kimsenin görmediği şeyleri görüyorsun. Hatırlıyor musun* Bir cinayet vakasında, yerde yatan cesedin bıraktığı izlerden yola çıkarak, olayı çözmüştün. Orada adamın son nefesini vermeden önce, toprağa eliyle yazdığı mesajı senden başka kimse fark etmemişti. Hadi hemen yola koyulalım.’’
Büşra Amirin yanında bulunan Kirli,
‘’ Amirim, şaşırdım doğrusu, Heval’le Hansa dururken, bu işi iki çömeze verdin.’’
Büşra, Kirli’ye bakıp güldü,
‘’ Herkesin yeteneği farklıdır. Bu işin altından rahatlıkla kalkacaklardır. İkisine de güveniyorum. Şimdi bana Aynınur’la Vedat Komiseri çağır.’’
‘’ Emredersiniz Amirim, postan bu çağırma işini başarı ile yapacaktır.’’
‘’ Kirli, bazen çok komik oluyorsun.’’
****
Büşra Amir, yerinden kalkarak, odasından çıktı,
‘’ Çocuklar, saat kaç oldu?’’ Cevap Aynınur’dan geldi,
‘’ 16.30 Amirim.’’
‘’ Kirli, ben bu kızları Adli Tıpa gönderdiğimde saat kaçtı? Bu saate kadar gelmiş olmaları lazımdı.’’
‘’ Bmn ende merak etmeye başladım Amirim. Yoksa güvendiğimiz dağlara kar mı yağdı?’’
‘’ Gamlı baykuştan hiç farkın yok Kirli.’’ Heval,
‘’ Büşra, yoksa sen çocukluğunda Swing’mi okuyordun?’’
‘’ sen okumadıysan, cahil kalmışsın demektir arkadaşım.’’
Bu sırada Asayişin kapısı açıldı ve içeri kaçaklar girdi. Serra ile Eda’yı gören Büşra,
‘’ Derhal odama geçin. Başınız büyük belada.’’
Eda Komiser,
‘’ Odanıza gitmeye gerek yok Amirim. İsterseniz burada arkadaşlarımın önünde hesaplaşalım. Adli Tıpta, işimiz yarım saatte bitti. Oradan çıkıp bir kafeye uğradık ve raporumuzu ortak hazırladık.’’
‘’ Bu ne demek Serra, ben size ne dedim? Siz ne yapıyorsunuz?’’
‘’ Arkadaşımın sözünü kesmezseniz, sorunuzun cevabını da alırsınız.’’ Heval,
‘’ Büşra Amirle böyle konuşamazsın Serra.’’
‘’ Cesedi inceledikten sonra, Eda ile benim ortak kararımızdır bu. Eda, anlatmaya devam et.’’ Cansın,
‘’ Bunlara bir şey olmuş, çıldırmışlar.’’ Eda, kaldığı yerden anlatmaya başladı,
‘’ Beni dikkatle dinleyin şimdi. Sizde Heval Başkomiserim. Adli Tıbbın morgunda cesedi dikkatle inceledik. Kurbanın adını zaten biliyoruz. Ceset bir çöp konteynırının yanına dikkatlice bırakılmış. Ceset sabaha karşı bulunmuş. Kurbanın adı Ahunaz Aksuna. Ben anlatırken sizlerde kurbanın ismi ve soyadı üzerine biraz fikir cim lastiği yapın. Kurban, kalbe saplanan bir bıçak darbesi ile öldürülmüş. Burada ilginç olan, bir defter sayfasına yazılan uzun bir şiirin ilk
bölümü. Bu şiirin tümü üzerinde fikir birliğine varıncaya kadar üç saat tartıştık.’’ Büşra Amir,
‘’ O şiiri bende biliyorum, Tuğrul Ahmet’in yazmış olduğu uzun bir şiir. Aman aman, bir şiir de değil.’’
Serra,
‘’ Amirim, siz o şiirin tamamını okudunuz mu?’’
‘’ Evet, okudum.’’
‘’ Hiçbir şey fark etmediniz mi?
‘’ Yoo bildiğiniz şiir.’’ Eda,
‘’Bilmediğiniz bir şey var Amirim. Tuğrul Ahmet o şiiri benim için yazmıştı.’’
Bir anda Asayişte bir uğultu koptu. Büşra Amir,
‘’ Senin için mi yazdı?’’
‘’ Evet, Amirim, onun için şiirin detaylarını benim kadar bilemezsiniz. Konumuza dönersek. Şiir dört, beş bölüm olarak yazıldı ama bir bütün olarak yayınlandı. Şiiri bölümlere ayıracak olursak, her bölüme bir cinayet. Anlayacağınız karşımıza seri bir katil çıkarsa hiç şaşırmayın. Serra ile bu konuda fikir birliğine vardık. Kurbanımızın adı ve soyadı neydi Serra? Kaldığım yerden sen devam et.’’
Serra,
‘’ Kurbanımızın adı, Ahunaz Aksuna. Burada dikkatinizi çeken bir şey var mı? Tabi vakadan uzak olduğunuz için bir tahminde bulunamıyorsunuz. Ben cevabını vereyim. Kurbanın adı da soyadı da A harfiyle başlıyor. Bu demektir ki, seri katilimizin adı ve soyadı da A harfi ile başlıyor. Daha öncede söylediğimiz gibi, saplantılı bir seri katille karşı karşıyayız. Unutmadan ilave edeyim, eğer ikinci cinayete engel olamazsak, göreceğimiz bıçak darbesi 2 olacak. Ama burada bir avantajımız var, ikinci cinayet işlendiği zaman araştırma alanımızın daraldığını göreceksiniz. Şimdilik bizden bu kadar. ‘’Heval,
‘’ Pes doğrusu, cinayeti hemen çözdünüz.’’ Eda,
‘’ Bekleyin ve görün, bize o zaman inanacaksınız?’’
Büşra Amir,
‘’ İkiniz odama gelin.’’
Büşra, Eda ile Serra’ya uzun uzun baktıktan sonra,
‘’ Sizden özür dilerim kızlar, geç kalınca peşin hüküm verdim ama olay nasıl çözülürse çözülsün çalışmanızı takdir ediyorum. Araştırmaya devam bu vaka sizin. Çıkabilirsiniz.’’ Hayal,
‘’ Çok mu fırça yediniz?
‘’ Ne
fırçası? Hayırr vaka bizim.’’
****
Eda, Serra’ya bakarak,
‘’ Bak kardeşim, bir işimiz daha kaldı. Onu da halledersek, her şey rayına oturacak.’’
‘’ Neymiş o?’’
‘’ Rapora ilave etmediğimiz konuyu tartışıp bir sonuca varamamıştık.’’
‘’ Hadi senin dediğin gibi olsun.’’
‘’ Yürü o zaman, istikamet Büşra Amirin odası.’’
Eda ile Serra, doğru Büşra Amirin odasına beraberce girdiler. Kızları karşısında gören Büşra Amir,
‘’ Gelin kızlar, galiba bana anlatacaklarınız bitmedi.’’
Eda,
‘’ Amirim, bu raporumuzda belirmediğimiz bir şey. Her ne kadar fikir birliğine varamasak ta ortak düşüncemiz.’’
‘’ Merak ettim şimdi anlatın dinliyorum. Belki önemli bir detayı yakalamışınızdır.’’ Eda,
‘’ Bize göre kurban katilini tanıyordu.’’
‘’ Bu kanıya nasıl vardınız?’’ Serra,
‘’ Kurbanın yüzünde korkudan çok şaşkınlık ifadesi var. İsterseniz bunun tatbikatını yapabiliriz.’’ Eda,
‘’ Serra, sen şu duvarın dibinde dur. Benim elimde de eterli mendil var seni bayıltacağım. Şimdi bana doğru yürümeye başla. Bana yaklaşınca selamlaşalım. Bana hafifçe gülümse. Ben senin yanından geçtiğim anda, hızla sana dönüp, mendili burnuna dayayacağım. Sol kolumla da boğazına sarıldığımı düşün. Kurban ne olduğunu anlayamadan, kendinden geçti. Boynundaki çizik konusunda seninle anlaşamamıştık hatırlıyor musun?’’
‘’ Evet,’’
‘’ Büyük bir ihtimalle katil uzun kollu gömlek giyiyordu. Kızın boğazındaki o izi gömleğindeki düğme yaptı.’’ Büşra Amir,
‘’ İkinize de aferin, iyi bir detay yakalamışsınız. Hala seri katil olduğuna inanıyor musunuz?’’
İkisi birden aynı anda cevap verdiler,
‘’ Evet, Amirim.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.