- 396 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HAYATIN MERKEZİ
İnsanlar ne garip değil mi? Kendi düşüncelerinim izi bile allamadığımız bir yapıdayken çevremizdeki kişilerin bizi anlamasını istiyoruz. Bunu sen de yapıyorsundur diyenleri duyar gibiyim, haklılarda ben de yapıyorum. Her yapışım bana bir başka şeyi hatırlatıyor. Sosyallikten ne kadar kaçarsak kaçalım her seferide dönüş yine insana oluyor. Bir yarayı açılmasına sebep olan insanoğlu bir başka yarayı saran mehlemde oluyor. İnsanlık için doğru veya yanlış olmuyor. Derler ki bir konuda hangi yerden baktığın değil hangi kişinin gözüyle baktığın önemlidir. Her insan kendine en yakın bulduğu kişinin gözüyle bakıyor yaşama bu bizim seçimimiz gibi görülmese de kişiliğimizin bir yansıması olduğunun farkına varmıyor. Bu kadar adımıza karar vere kişilik nedir peki? Açma o konuyu diyenleri işitir gibiyim kişilik için birçok tanım yapıla bilir fakat bana göre en uygun tanım hayata yaptığımız seçimlerin bize bıraktığı izlerdir. Bu yüzdende farkında olmasanız bile gün içinde ya kendimizi ya çevremizdeki birinin tavırlarını yani kişiliklerini sorguluyoruz. Bu sorgulama aşamasında da insanlar öğretilen ahlaki değerleri sorguladığımızı sanırken bir nevi kendimizle kıyaslıyoruz sonunda ise ya saygı duyuyor ya da alaya alıyoruz. Kendi içimizdeki bu karmaşayı yansıtmadan saklıyor gizliyor ve kapalı kapılar arkasına hapsediyoruz her an içimizde yaşadığımız bu duyguların sadece kendimizde var olduğunu ve bizi zayıflattığına inanıyor ve ağlamayı zayıflık olarak görüp içimizde tutuyor ve her gün daha da ağırlaşmasına izin veriyoruz. Mutluluk maskesi adı altında iyi olduğunu haykırıyoruz cihana. İşte bu maskeyi takan insanların taktığı maskeyi fark eden insanlar olmalı hayatımızı merkezide. O zaman aydınlanır en karalık geceler, ulaşır şafak aydınlığa gerçekten mutlu olur ve gülümser insan. İçte ve samimi unuttuğumuz içtenlikle.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.