- 499 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
H A C I S O F U
H A C I SOFU
Karamanoğulları Beyliği/ Devleti 2. Beylerbeyi Kerimüddin Karaman Bey’in torunu ve Bedreddin Mahmut Beyoğlu, Er menek Beyi ve sonrasında Devletin Beylerbeyi (Başkanı) Burhaneddin Emir Musa Bey, 1340 lı yıllarda Lamos yerleşim yerine kendi adına, “Lamos Emir Musa Paşa Beğ Camii”ni yaptırıp ibadete açar. Sadakay-ı Cariye türü bu caminin ve diğer hayrat eserlerin ilelebet payidar kalması için La mos, Uğurlu, Fariske, Daran ve Başdere.. gibi bakir vaziyette olan konar, göçer yer leşim yerlerinde taban arazilerin vakfiye bırakır.
Doç. Dr. Bilal Gök ve Tarihi müellifler Emir Burhaneddin Musa Bey’in Lamos Köyünde adına yaptırdığı Caminin; “Vakf-ı Camii Lamos inşa-i Musa Beğ min al-i Karaman” ve “Vakfı Camii der karye-i Lamos bina-i Paşa Musa Beğ an-üme ra-i Karaman” kaydından banisi olduğunu” belirtir. Karamanoğulları Beyler Be yinin Lamos’a yaptırdığı Cami, Beyliğin Beylerince Ermenek Kazası dışında köy yerleşimlerine yaptırılan ilk ve tek ibadet evidir.
Lamos Camii, bir vakıf eseridir. Özel vakfiyeleri mevcuttur. Caminin vakfiyelerin den sağlanan gelir, camide görevli i mam ve müezzinin yıllık ücretleri ödenir. Dini eğitim alanlara da yardım olarak verilmesinin yanı sıra caminin bakım ve onarım giderleri için sarf edilir.
Nitekim Lamos Emir Musa Paşa Beğ caminin, 1518 yılı vakıf geliri Tahrir Defte rinde; 240 akçe civarında olduğu belirtilir. Vakıf arazilerinden sağlanan gelir, vergi den muaf tutulur. Cami imamı, hem bu geliri hem de diğer vakfiyeleri yönetir. İste diği vakıf arazisinde ekim, dikim ve üretim yaparak her türlü tasarrufta bulunur. Vakıf camisinde imam olmak, halk arasında onurlu, saygın bir hizmeti yerine getirme nin yanı sıra iradı yüksek taşınmazları da yöneterek ekonomik olarak güçlenmeyi sağlar. Bu arada imam, Bedreddin Musa Beyin yaptırdığı Paşa zaviyesinin yönetiminde de söz sahibidir. Hatta Tahrir Defteri kaydına göre; “1500 yılında Lamos E mir Musa Paşa Beğ Camii imamı Abdurahman’ın, camiden i mamlık ücreti aldığı hal de caminin vakıf arazilerinden de gelir elde etmesi nedeniyle, ayrıca vergi vermesi nin uygun olacağı” öngörülür.
Köy yerleşimlerinin camileri ve mescitlerde görevli imamlar, kazalardaki Kadıların temsilcisi konumundadır. Camilerde imam olarak görevli olan kişi askerlik hizmetinden muaf sayılıp askere gitmez. Ayrıca vakıf camilerinde görevli İmamlar vefat e dince yerine erkek çocuğu imam olarak görev yapmaya başlar. Şayet vefat eden imamın erkek çocuğu bulun muyorsa, yeni imamı Kadı tayin eder.
Karamanoğulları döneminde uygulanan bu sistem, Osmanlı devrinde de aynen devam ettirilir. 1718 yılında Lamos Camisinde imam olan Abdülcelil’in aniden ölümü üzerine, erkek evladı olmadığı için Ermenek Kadısı, İmam Seyyid Hasan’ı günlük yarım akçe ücretle Lamos Camisinde imam olarak görevlendirir. Müezzinin (Hatıp) ücreti ise yıllık, 60 akçe kadardır.
Arşiv Uzmanı, Gazeteci ve yazar Mükremin Kızılca Hocamızın “1830 yılı Sarıveliler Nüfus Kayıtları” kitabında bildirdiğine göre; “Lamos Emir Musa Paşa Beğ Camiinde 1830 yılında İmam Ömer görevli olup Babasının adı bilinmemektedir. İ mam Ömer’in; Mehmet, Hasan, Hüseyin, Ahmet ve Abdülkadir” adında beş oğlu olduğu anlaşılmaktadır.”
İmam Ömer vefat edince oğlu Hüseyin, 1856 yılında Lamos Musa Paşa Beğ cami nin yeni imamı olur. Böylece imamlık babadan oğluna intikal eder. İmam Hüseyin, kırk yıla yakın bir süre Camide imamlık yapıp cemaata imamet eder. Ancak erkek evladı bulunmaz. 1896’lı yıllarında İmam Hüseyin eceliyle vefat eder. Bunun üze rine Ermenek Kadısı, (Emekli öğretmen Mustafa Ermiş’in bildirdiği ailevi şecereye göre) Emir Hüseyin oğlu ve Ömer’in yeğeni İbrahim Efendiyi (SOFU HOCA) La mos Emir Musa Paşa Beğ Camisine yeni imam olarak atar.
Bu konuda araştırmalara başlamadan, Esentepe (Lemos) Köyü mezarlığında mevcut üzeri Tahtalı Mezarın, “HACI SOFU” olarak isimlendirilen Allah dostu Zatı muhte reme ait olduğunu sanıyordum. Fakat bu kabir, Lamos Emir Musa Paşa Beğ Caminin 1896 yılında imamı Sofu Hoca İbrahim’e ait olduğunu aileden Mustafa Ermiş, yine aileden yaşlı Yakup Ataseven ve Abban Öztürk’ten öğrendim.
Bu bilgi üzerine Allah dostu Hacı Sofunun izini sürmeye devam ettim. Hacı Sofu, Hissi kalbel Vuku (Önsezisi) çok yük sek bir zatı muhterem, Allah dostu olarak bilinir. Unutmamak gerekir ki, her insanın bir önsezi derecesi var. Tıpkı akıl ze kasında olduğu gibi. Akli derecesi çok yüksek olan “Üstün Zekalı” olarak kabul gör düğü gibi, Önsezisi çok yüksek olan Allah dostları da, “Eren, Evliyatullah” olarak tanımlanmakta, hürmet edilmekte. Allah-ü Zül Celal, Eren, Evliyatullah kişi leri, dost edinmiştir.
Hacı Sofu’ya ait muhtelif menkıbeler anlatılmakta. Bu menkıbeleri yeri ve zamanı geldikçe burada paylaşacağım
Süleyman YILDIZ
(Lemos5303)