- 534 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ADALET
ADALET
Burası dünya
Ne çok kıymetlendirdik.
Oysa bir tarla idi.
Ekip biçip gidecektik.
(Cahit Zarifoğlu)
Dünyamızın ve bizim ahvalimizi işte seçkin sözlerle ifade etmişti Türkçenin seçkin şairi Zarifoğlu. Her şeyde olduğu gibi fazla değer verdik bu dünyaya. Her gün adım adım yaklaşırken dünyanın envai çeşit zevklerine pek çok şeyi unuttuk, unutturduk kendimize.
Dünyada yaşayan insanlar idik bir zamanlar. Üzgünüm, şimdi insanlığımızı yitirdik. Kendi zevklerimiz için başka canlıların, doğanın canına kıydık. Hep daha iyi bir dünya hayali kurduk ama hayalini kurduğumuz dünyanın bir gün içine edeceğimizi akıl edemedik. Sevinin şimdi artık yaşanası bir dünyamız yok. Memnunsanız halinizden kelimelerim kifayetsiz sizin gibi dünyalılara. Şaka maka artık bize hayat veren dünyamız yok. Var ama yok. Çünkü yaşanılası bir yer değil. Yaşamak için fazla zor iyi kalpli insanlara.
Bitmek tükenmek bilmeyen isteklerimiz yüzünden dünyayı tarumar ettik. Şairin dediği gibi önce ekmekler bozuldu, sonra da insan(oğlu.) Neresinden başlamalı ki bu iğrençliklerin? Her yeni gün bir umuttu önceden. Oysa şimdi her doğan gün, yeni acılara gebe olarak doğuyor. İnsanın yüreği kaldırmıyor artık ve ekliyor arkasına: Acaba bugün hangi masumun kanına girdi caniler, hangi kötülüğü reva gördü haysiyet yoksunu şerefsizler? İşte böyle başlıyoruz güne. Gittikçe daha da kötüleşiyor dört bir yanımız. Daha birisinin acısını sindirememişken el kadar çocukların türlü ahlaksızlıklara alet edildiğini işitir olduk. Şaşırmadık elbette ama kırıldık taa en derinden.
Üstelik bu ahlaksızlıkları onlara reva gören anne baba sıfatıyla onların yanlarında olan kişiler. Olmaz olsun böyle anne babalar. Olmaz olsun böyle dünya, böyle düzen. Yok mu bu adiliklere dur diyecek bir mahkeme-i kübra? Nerede kaldı bizim adalet anlayışımız, mazlumların hakkını aramak mahşere mi kaldı yoksa? Hayır, hayır bu olmamalı dünyanın düzeni. Böyle gelmiş, böyle gidemez. Masumlara kalkan eller kırılmalı, onlara edilen kötülükler son bulmalı. Milyonlarca insan bir çare bulmalı zalimliğe, bulamıyorsa şayet insanlığından utanmalı. Yetmez ama utanmak. Hele ki o masumların yaşadığı, çektiği kötülükleri düşünürsek bize az gelir utanmak, yerin dibine girmeliyiz.
Ve bu ahlaksızlar elini kolunu sallayarak dolaşamamalı aramızda. Gereken ceza neyse çekmeliler cezalarını, acılar henüz tazeyken. Bilemiyorum, uğruna övgüler düzdüğümüz dünyamızın adaleti masum canların acılarını dindirmeye yeter mi? Hele ki çivisi çıkmış bir dünyada adalet kılıcını sallamak ateşten gömlek giymek kadar zorken. İşte böyle bir yer oldu dünyamız, fazla sahiplendik ve fazla değer verdik. Başkası değil, en büyük kötülüğü yine kendimiz yapar olduk. Ve şimdi sözün bittiği yerdeyiz. Adalet istiyoruz yanan canlar için, adalet istiyoruz masumlara kaldırılan eller için. Ve adalet istiyoruz; güçlünün değil, hak edenin kazanması için. Şayet yoksa adalet, işte o zaman kopsun kıyamet.
NECATİ DİLEK