Durukut
Okuldu, vatani görevdi, evlilikti derken sıra iş bulmaya geldi. İş için kapı kapı dolaştım, zor da olsa nihayetinde işi buldum. İlk beş yıl iyi güzeldi, sonra sonra ticaret yapma aşkıyla, işten ayrılamamanın sancısı tuttu. Etrafımda
Benim gibi düşünen, benim gibi ayrılma sancılı Durukut vardı. Kafa kafaya verip ayrılma planları yapıyorduk. İşte bizim hikayemiz yetmişli yıllarda böyle başladı, ilk denememiz başladığı gibi de bitti.
Durukut içmimardı bense inşaat mühendisi. Durukut ileriki yıllarda kendi bürosunu, ben kendi şirketimi kurmayı planlıyorduk. İşten ayrılmanın, ticarete atılmanın yollarını, risklerini günlerce düşündük taşındık, nihayetinde karararımızı verdik. İlk etapda işten ayrılmanın akılcı olmadığına, bir müddet hafta sonlarında pazarlama işi yaparak kendimizi yavaş yavaş ortama hazırlamaya karar verdik. Zira yetmişli yıllarda orta sınıf, geçim sıkıntıları nedeniyle akşamları, hafta sonları ek iş yapmak zorundaydılar. Kap kacak, mefruşat ürünleri pazarlayarak ayakta kalmaya çalışıyorlardı. Durukut şehrin doğu girişinde ahşap mutfak mobilyalaları imal eden meslekdaşı içmimar arkadaşıyla görüştüğünü bize yardımcı olabileceğini söyledi. Metalik mavi 69 model standart wolksvagen arabamla o arkadaşının atölyesine gittik. Aslında arabayı yeni almıştım uzun yolda kullanmak keyif veriyordu bana. Atölye de arkadaşı Coşkunu bulduk, bize meşe kerestesinden, çiçek desenli kumaş minder bağlanan yeni moda sevimli sandalyeleri gösterdi, bu ürünü pazarlayarak işe başlaya bilirsiniz dedi. İki adet sandalye, bir masif tablalı çarpma masayı yanımıza aldık. Büyük hevesle atölyeden ayrıldık. Arkadaşı bize sandalyelerin sağlamlığını göstermek için kaldırıp üstüruplu şekilde yere atmış bu sandalyelere bir şey olmaz siz de pazarlarken ürünü benim gibi kaldırıp yere atabilirsiniz demişti. O hafta sonu aşağı mahalle senmisin, yukarı mahalle şenmisin dercesine tüm çevre mağazaları dolaştık. Ama hiç sandalye siparişi alamadık. O gün akşam yaklaşmış hava kararmıştı. Eve gittiğimizde avcı yalanı uyduracak çok sipariş aldığımızı söyleyecektik. Dönüş yolumuz üzerinde sabah gözümüzden kaçan mobilya mağazasına doğru yönlendik. Magaza sahibi kısa boylu pörtlek gözlü şişmanca nefes alıp verirken zorlanan biriydi. Giriş kapısı önünde sanki bizi bekiyor gibiydi. Müsaitseniz masa ve sandalye tanıtımı yapmak istiyoruz, pazarlıyoruz da dedik. Göz ucuyla elimizdeki ürünleri gönülsüz süzdüğü belliydi. Acelece ürünleri tanıtmaya başladik. Aceke ederseniz memnun olurum zira acele işim var mağazayı kapatmam lazım dedi. Minder bağlanan modüler sandalyemizi ballandıra ballandıra anlatırken, adamın tedirgin olduğu belliydi. Lan nereden çıktınız, tam dükkanı kapamak üzereydim diyor gibi bakıyordu sanki. Durukut, bak bey abim, bu sandalyeler iskandinav modeli, meşe ağacından, bu sebeple kolay kolay kırılmaz dedi. Kırılmayacağını göstermek için mağaza dışındaki bozuk zemin üzerine yerden yaklaşık bir metre kaldırıp bıraktı.
Sandalye düştüğü yerde yığılıp kalınca, adam gözümüzün içine bakarak hırıltılı ses tonuyla, sağlam dediğiniz sandalye bu mu ! Hadi canım sende, ben satamam başka mağazalara kırılmayan sandalyenizi tanıtip pazarlayin dedi. Biz enkazı yerden toplayıp arkamıza bakmadan arka sokağa bıraktığımız arabamıza doğru yürüdük. Durukut’u evine bırakmak için Seyranbağlarına yönlendim. Oturdugu apartman önünde tebessümle bana el sallarken, ortak bu iş bize göre değil galiba ben Durukut, Kaçar dedi. Durukut’un ışyerimizden kaçışı bir kaç yıl sonra oldu. Bense kaçmanın hayalini tam kırk yıl kurdum, ama bir türlü kaçamadım. Ta ki devlet baba yeter artık bıkkınlık verdin, bari yaştan zorunlu emekli edeyim de sende kurtul ben de kurtulayım bari dedi. Durukut’un hayali Ormanayaydı. Yani tabiati çok seviyordu. Şimdi düğmeli evleriyle ünlü Ormana’da kendi yaptığı düğmeli evinde hayalini kurduğu hayatı yaşıyor. O parmaklarının arasına aldığı samur fırçasıyla kendine has suluboya tekniğini konuşturup harikalar yaratıyor. Sağ alt köşesine de imzasını atatarken başarmanın mutluluğunu yaşıyor. Bense klavyenin tuşlarını samur fırça yerine koyamıyorum ama anılarımı yazmama parmaklarım yardımcı olduğu için mutlu oluyorum. mcicek 240621
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.