Temmuzun Güzelliği
Artık temmuz meşhur sıcağının yanında yaşanan önemli olayları ile de adından söz ettirmeye devam ediyor… Malum 15 Temmuz Darbesi, 1 Temmuz normale dönüş, insanlarda tatil heyecanı ve aşk dolu Temmuz geceleri… Hep sonu hayıra vesile olan acılar ve mutluluğu çağrıştıran gelişmeleri…
Temmuz aynı zamanda hasat zamanına denk geliyor, kimi yerlerde… Dallarından toplanıyor meyvelerde! Adeta bolluğun ve yokluğun tükenişi… Yüzler gülüyor, Geceleri bir bağ bahçesinde yahut kumsalda yakılan ateşlerde kaynayan çay semaverlerinden içilen çaylarla, sema eder gibi haz alıyor damaklar. Sanki cehennem gibi saran ateşi yakmak yerine gönülleri ısıtıyor. Ateşin korkusu sanki son buluyor, muhabbetin ereğinde.
Ateş, yakarda, yakmaktan bıkarda… Temmuz der ki, eğer siz insan gibi yaşar ve paylaşırsanız, dosdoğru olursanız hayatınız yangın yeri gibi karanlık olmaz… O yerler gibi küller uçuşmaz. O diller gibi ağıt yakılmaz. O seller gibi önüne ne katarsa sürükleyip, çığlıkları çoğaltmaz. Ateş eğer gönüldeyse, yakışı hasret olur ve vuslatını bekler büyük umutları ile… Umut varsa, kim depresyona girer ki!
Umut, ateşin yakışı ile aynı paralelde! Nedense ateş kadar yakıcılığı pek şöhretli değil. Hep geçsinde, zaman tükensinde, uzaklardan ışığı görünsünde koşayım ana dercesine coşkuludur hayalleri, kurguları… Umut yakarken onda kül olmak yoktur. Aksine yeniden doğuş ve güzel bir değişim vardır. Onu besleyen ateştir. İşte kimine göre ateş bir cehennem gibi sürekli yakar, kavurur, acı verir… Kimine göre umut olur sonunda cennete kavuşturur.
Temmuz herhalde bir umudun şarkısıdır. Onun yakıcılığı teni bronzlaştırır, aynaya baksa parlayan bir esmerlik sarar teni. Hem aldığı d vitamini ile, hareket halindeki bedenine şifa olur. Cehennemi aşka dönüştürür. Herhalde cehennem bu kadar sevimli gelmemiştir, Temmuzda. İbrahime ateşi layık görenler ondaki aşkı görememişler. Aşkın olduğu yerde, ölüm ve korku olur mu? Aksine heyecan ve coşku vardır. Hatta Temmuz ayı gelse de… Diye başlayan ne hayallerimiz de vardır!
Temmuzu hayal edin, eğer kalbinizde aşk varsa onun cehennemine koşarak gidin. Hz Ebu Bekir’in duası gibi, “Ya Rabbi eğer sen benden razı olacaksan tek ben yanayım cehenneminde, İnsanları affet!” Ateşin yakmadığı tek şey, aşktır. O da yalnızca Temmuz gecelerinde, mum ışığı yahut dolunayda görünür. Evet o aşk, şunu da dilendirir, Yaratan yani maşuk insanları yarattığı için onları sev, affedici ol, kinden, gururdan ve hasetten uzaklaş. Onlara bu aşkı anlat… Yanmanın güzelliğini yine Onun yarattığı Temmuzda göster…
Cehennem, Temmuzda yaydığı ilahi aşk ile gönülleri birbirine yaklaştırır. Ramazan da ki açlık gibi dünyayı terk etme provasını Temmuzda, cehennemi gören gözde sevimli kılar. Koşturur yakan şehirlerine ve onun sahillerine… Savaşlara ve darbelere dur der. Virüs yayanlara haddini bildirir.
Temmuz, damakta muz, hayır yolunda atları koşturan mahmuz, ilahi aşk ile sonsuz… Bir aydır.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Temmuza hiç bu gözlerle bakmamıştım 40derece sıcaklığa dayanmak ağır geliyor Akdeniz'de yaşamak zordur lakin ilahi yönünü mükemmel tasvir etmişsiniz Allah için yanmak bu olsa gerek ibadet ederken zorluğuna katlanıp huzuru bulmak cennetin kapısına yaklaştırır inşallah
Güzel bir yazı okudum kaleminiz den
İnşallah bir daha15 temmuz yaşamaz bu ülke
Saygılarımla