- 924 Okunma
- 12 Yorum
- 7 Beğeni
KAHVECİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bu sabah ayaklarımı her zamanki gibi karayollarına doğru yürümeye zorladım. Sabah havası serin olur; yüzümü okşadı, bedenim sarsıldı, bir hoş oldum, sinirlerim gevşedi. İlk defa görüyormuş gibi çevreme itinayla baktım. Her şey aynı, yerli yerinde… Kaldırımlar aynı kaldırımlar kirli, sigara izmaritleri çok, yerlere renkli maskeler atılmış.
Bir temizlik görevlisi canından bezmiş gibi süpürgenin ucuyla bir kağıt parçasını birkaç denemeden sonra alıyor.
Yürüyen insanların arasından geçiyorum. Dükkânların önü henüz seyrek, tek tük müşteri var kapıdan girip çıkan.
Sabah temizliği yapan çıraklar, küçük masa ve küçük kürsüleri gölgeli tarafa dizen kısa, şişman, kır saçlı kahveci kirli önlüğü henüz bağlamamış. Ortası tütünden sararmış pos bıyıkları erken kırlaşmış, ağzını dolduruyor. Yanlamasına çizgili bej renkli tişörtü, şişman göbeğinden neredeyse dizlerine kadar uzamış, kot pantolonu üç yerden delinmişti. Ayağına, Gezer marka bir çift terlik geçirmişti. Gözleri avını bekleyen şahin gibi etrafı kolluyordu.
Yaralarını herkesin görebileceği insanlar gibi elinde taşır mübarek, sır saklamasını bilmeden. Masaları, kürsüleri dizerken kaş altından köşede oturan adama baktı.
“Erkencidir.” Dedi, kimsenin duymayacağı bir fısıltıyla.
Kendi tarlasında çalışan ırgatların üst başları kirlidir. Rüzgarda hırpalanmış, paçavraya dönmüş giysileri eskimiş, güneşten yanan tenleri bakır rengidir. Gözlerinde çapak, avuçlarında kabarık nasırlar var. Ellerin üstü, yarı çıplak kolları yara izleriyle doludur. Yara kabukları yerlerinden kopmuş. Bu insanlar kendi tarlasının ırgatları, toprak damlı evlerin birer kahramanıdırlar.
Gözleri kapanmak üzereydi adamın, aralıklarla elinin içine esnemeye başlamıştı. Kim bilir ne derdi var, uykusuz olduğu belli. Kahveci dayanamadı, adama yanaştı, bir daha kuşkulu gözlerle süzdü garibin halini. Anlamsızca başını salladı. Tavşan kokusu almış tazı gibi yerinde durmak bilmedi, içi kıpır kıpır oldu meraktan. Kim bu adam? Edemedi.
“Bu adamda tüm ovanın hikayeleri var.” Dedi, içeri seslendi.
“Yap demli bir çay, pullu olsun… limonu unutma.” Demire inen çekicin darbesinden çıkan sert bir ses gibi buyurucuydu.
Bu saatte yeni yeni yükselir sokaktan halkın sesi
Bu da kim, ilk görüyorum, acep neyin nesi?
Belli ki var garibin bir derdi, yok kimsesi.
Döndü, sol omuzu üzerinden bi daha baktı kahveci, ağzının içinde “cık… cık etti.” İki yana başını salladı. Gözlerinde canlı bir ışıltı oynadı, parlak bir merak gezindi yüzünde. Çok sevindi, garip bir heyecan tüm bedenini sardı. Canlı bir fareyle oynayan kedinin sevinciyle gülümsedi adama bakarken.
“Kim ola?..”
Bakıyorum onlara; aman kahveci, senden korktuğum kadar şeytandan korkmadım, desem!.. İşte böyle olmuşuz, bizden olmayan birinin bizi anlamasını ve anlatmasını beklemeyiz, be kahveci. Ona inanmadım, o da kendine inanmamış olmalı.
Kahveci:
“Hangi köyden, sabah sabah erken… “ Sözünü bitiremedi.
“Doğru dersin, kardaş… Düştük bir kere.”
Adam nihayet konuşmuştu. Daha çok konuşacaktı, bir kere açılmıştı, belki de temiz sevdasının hatırına sustu. Otuzunda yoktu, siyah saçları kulaklarından aşağı sarkmış, dağınık ve kirli. Adam, cevap vermeden gözlerini yere dikmiş, suskun durmuştu. Kahveci, onun gözlerinde bir masumiyet ifadesi sezinlemiş, sessiz kalmasından kuşkulanmıştı.
“Yüzünde sevdanın izleri var, garibin.”
Yürüdüm. Baş başa bıraktım onları, kahvecinin merakını… Çekemem şimdi. Karayollarına doğru yürüdükçe düşünceler peşi sıra yanımı, yönümü sardı. Bu şehrin sokaklarında ne çok dertli insan var yoksa derdini söylemeyen mi demeli?..
Hayat bize insafsız mı davranıyor, insanlarda merhamet mi kalmadı, yoksa dünyayı yönetenler mi yetersiz, anlamadım gitti.
27 Haziran 2021
Mehmet AKIN
YORUMLAR
Hocam öykülerinizin içtenliği, felsefe temelli vicdanlara oklar gönderen temalar ile temasları ve karakter tahlilleriniz ile hepsi bir birinden güzel hem edebiyatımıza kattıklarınız ile hem de kendi adıma çok eğitici ve ufuk açıcı bulduğum müthiş katkılar için teşekkür ederim. En beğendiğim özelliğiniz ise hangi türde olursa olsun yazılarınızın hemen hepsinde gördüğüm beyefendiliğiniz , inceden incedeye oya gibi işlenen nezaketiniz ... Başka bir mahlasla yazsanız kalemin renginden size ait olduğunu nerde olsa tanırım diyebilirim...
Tebrik ve saygılarımla kıymetli hocam sevgiler...
Mehmet Burhan AKIN
Bu güzel yoruma cevap verebilecek gücü kendimde bulamıyorum, sadece karalamaya çalışıyorum. Ancak şunu diyebilirim; en sevdiğim varlık insandır.
Saygılarımla Efendim.
Mehmet Burhan AKIN
Bir şeyler karalayabiliyorsak eğer, bir yandan toplumun etkisi, diğer taraftan değerli kalemlerin sayesinde oluyor.
Saygılarımla Efendim.
Selamlar, değerli dost kalem,
"kot pantolonu üç yeren delinmişti."
Klavye hatası var.
"Gözleri sinsice kollar etrafını, avını bekleyen şahin gibi."
Devrik cümleden de öte iki fiili anlamı kaymış bir cümle olarak göze batıyor.
"Avını bekleyen şahin gibi etrafı kolluyordu." Olursa daha iyi olur düşüncesindeyim.
Bu küçük nazarlık hatalar haricinde harika bir öyküydü.Tebrik ederim.
Mehmet Burhan AKIN
Yaş ilerledikçe melekeler zayıflanıyor, dikkatimiz dağılıyor. Sayenizde hataları düzelttim, şu devrik cümleyi de.
Her zaman beklerim, ne de olsa ihtiyacımız var.
Saygılarımla Efendim.
Minimal bir hikaye , benzetme ve tasvirleri de başarılı ve çok güzel di. Dünya hiç bir zaman adil bir yer olmadı , böyle böyle geçeceğiz dünyadan.
Gündeki başarısını kutluyorum hocam.
Çokça saygımla.
Mehmet Burhan AKIN
Çok teşekkür ederim, yorum çok güzel.
Doğrudur efendim; yaratılış gereği ayranımıza ekşi demeyiz, dünya adaletinden dem vurmaktan başka lüksümüz kalmamış. Belki de; adaletin olmadığı yerde herkes suçludur diyebiliriz ancak.
Saygılarımla Efendim.
Gerçekleri söylemeye devam edeceğim.Sizler dolduruşa çok geliyorsunuz.Size yapılan iyilikleri gösterilen sabrı hiçe sayıyor bildiğinizi okumaya devam ediyorsunuz.Ve bence yanlış yapıyorsunuz Bu bu şekilde olmaz.Kötülükle.Varsa bir bildiğiniz beklersiniz zamanı gelir konuşursunuz.Bize haksızlık oldu falan konuda dersiniz.Ama böyle çirkeflikle hareket etmek çok yanlış ve çirkin...
Mehmet Burhan AKIN
Saygılarımla Efendim.
Mehmet Burhan AKIN
Saygılarımla.
Allah rahmet eylesin.Cennet annelerin ayağının altında.Üzülmeyin.InşAllah şefaat eder.Orada içersiniz.Saygı bizden...
Mehmet Burhan AKIN
Güzel bir dua...
Saygı bizden..
Mehmet Burhan AKIN
Sabah kahvesi iyi gelir, hele annenin elinden içmenin tadı başkadır. Ana... her derdin ilacı, başımızın tacı... Keşke anam sağ olsaydı, içebilsem kahveyi elinden.
Saygılarımla Efendim.
Kahveci hayatın içinden bir insan ... Omuzlarında bir dolu yük belki... Kutlarım içtenlikle Mehmet Hocam...
Mehmet Burhan AKIN
Saygılarımla Efendim.
Mehmet Burhan AKIN
Saygılarımla Efendim.