- 211 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Lafazan
insanoğlu doğuştan yanlıdır kimsenin yanında değilse bile kendi yanındadır hem yanlı olduğundan hem yanlı olmadığından konuşmayı sever lafazanlık gevezeliktir bir ölçü olmadığı gibi iyilikte güzellikte yeri ve karşılığı yoktur dedikodu bu duruma göre ayarlanmış kılıftır tabi iyi konuşursan iyisin kötü konuşursan a çok ayıp derler bir kimsenin ayıbını dillendirmek sizin ayıbınız oluyor otomatikmen böyle olunca da doğruyu yanlışı yeniden gözden geçirmek gerekli lakin insanoğlu yapı olarak buna asla hazır olmadı ve olmayacak bu yüzden gerçeği savunanlar yeteri kadar cesur ve gerçekçi değiller öyle acı gerçekler var ki bu acı gerçeklerle yüzleşmemek için insanlar zamanla attığı yalana inanıyor kimileri o yalana ilah gibi tapıyor gerçeklerin insanlara kaybettirme özelliği var doğrucu davut olacağım diyenler bunu göz önünde bulundurmalı her doğrunun karşılığı bir doğru değil maalesef bir kişinin olmadığı yerde onun hakkında gerçek bile olsa konuştuğun şeyler o yok diye yalan yanlış hükmü yiyor oysa ki birine herkesin içinde yalnışlarını söylemekte doğru bulunan bir şey değil diğer taraftan kimi insanlar birinin arkasından konuşmanın yalnış olmaması için önceden o şeyleri o kişinin yüzüne söylemek en doğrusu derler yetmez birde o ana şahit olmak isterler burda bir çok çelişki var bir yanda herkesin içinde bir insana yanlışlarını söylemek yanlış derken diğer yanda buyur önümüzde o kişiye söyle söyleyeceklerini o kişi olmadığı zaman konuştuğunda biz bunu yanlış değil doğru bulalım hakkın görelim gibisinden akla zarar bir düşünce içerisindeler insanoğlu ne istediğini bilmeyen bir varlık düşünmenin önüne engel koymasa ne istediğini bilebilir belki de gerçeklerle yüzleşebilse sınıfı geçebilir yüzleşemediği için sınıfta kalıyor tabi birinin arkasından konuşmak iyi bir şey değil gerçeğe baktığımızda benim demek istediğim her şey yerine ve dengine göre olmalı biri bir şeyi yaşamaktan yapmaktan utanmıyorsa onunla anılmaktan rahatsızlık duymaması utanmamalı yine her ne olursa olsun karşımızda ki kişi kendini hangi duruma düşürürse düşürsün konuşmanın yeri ve zamanı vardır her durumda gereksiz konuşup lafazan olmaya da gereksiz yoktur duygusalların bulduğu bir şey birinin arkasından iyi konuşursan sende iyisin konuşmaya devam et lakin birinin arkasından kötü konuşursan bu dedikodu lütfen sus çok ayıp oysa ki insan yapı olarak doğruya programlı bir yapı da değil ki insanoğlu yapı olarak yanlışa meyillidir genetik faktörler mevcut oranı azaltır veya artırır insanoğlunun koyduğu yasa hayatın yasalarını etkilemez insanoğlu gerekli kurallara gerektiği gibi uymadıkları için bu denli tüm sorunlar ortaya çıkıyor insanoğlu uymayan uyduran bir varlık gördüklerini duyduklarını gerçek kabul edip onlara uymadıkça hayali alemde yaşayıp hayali ithalat ve ihracata devam edecektir mutlak surette hüsrana uğrayarak tabi insanoğlu önce yandaş sonra vatandaştır yandaşlığı kendisini olaylar ve insanlar hakkında konuşmaya iter dindarlar gıybet derler birinin arkasından konuşmaya dindarlara zaten yabancı değişik sözcükler kelimeler olsun en sevdikleri şeyler cahili oldukları şeylerdir bilmemek mutluluk ya mutlulukları da bu yüzden tabi mutlu olmak için dindar olmak gerekmez kendini kandırmak kafidir insanoğlu oldu olası kendini kandırır kategori yapmayı sınıflandırmayı sever birliği arzularken varlığıyla bütünleşen her şeyi bir daha bir araya gelmeyecek şekilde bin bir parçaya böler acı da olsa gerçekleri kabul etmek zorundayız kaosu meydana getirecek ayrıştırmalardan uzak durmak zorundayız birbirimizi kötülemek bize bir şey kazandırmak yandaş olmadan önce vatandaş olmalıyız ve benimseyebiliriz gerçekleri her zamankinden olduğundan daha çok değişime ve gelişmeye açık bir rol model izleyerek insan insana rol model olabilir gerçekçi ve cesur bir tavır takınarak ne duygusalların dedikodusu önemli burda ne dindarların gıybeti yerini bulması gereken bir gerçek var ve bu gerçek yerini buldu diye kim sizden uzaklaşıyorsa bırakın uzaklaşsın zirve yalnızlıktır derler ya zirve gerçekliktir gerçeğe ulaşmalı insanoğlu gerçekliği savunmamı bununla gelen yalnızlık baş göz üstüne ben doğrucu davutum yalnızlığım bu yüzden dilimin keskinliği en keskin kılıçları bile köreltir yerinde denginde konuşurum yerini bilmeyen dengini bulmayan elbet nasibini alır benden geçmişi bilmeyen geleceğe yön veremez yerini ve dengini bilen insan yerinde ve denginde geleceğe yön verebilir biz ışık olmayabiliriz lakin bizden en çok karanlık şikayetçi karaların işi kara çalmak ışığımız her kime değip onu rahatsız etti ise bilsin ki biz memnunuz yaydığımız ışıktan gizli kapaklı da değil öyle açık ve seçik yüzüne yüzüne yobazların arsızların yüzsüzlüklerinden burunları yansın diye hem de hem belki böylelikle temiz havayı solarken iyi düşünceler filiz verir kendilerinde iyi bir nefes iyi bir devrime benzer belli olmaz getireceği güzellikler insan iyiyi buldumu güzelede hazır olmalı zira güzellik iyiliğin yolundadır bir iki adım geriden gelir hem iyilik ürkmesin hem de araya fazla mesafe girmesin diye doğrusu da bu iyilik ve güzellik bir ölçüdür güzellik iyi bir ölçüdür iyilik güzel bir ölçüdür ikisi de lafazan değildir lafazanlık ölçüsüzlüktür iyilikte ve güzellikte bulunmaz iyilikle güzellikle olanlar ölçüyü tutturmuş kişilerdir ölçüyü tutturmak iyiliği ve güzelliği bulmaktır
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.