- 390 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Yaşlı Kadın
Yaşlı kadın elindeki kazmayı kara toprağa vurdu. Devrilen toprak parçasını da yine kazmasıyla parçaladı. Onu yakından seyreden, renkli tüyleri göz alan küçük bir kuş ötmeye başladı. Sonra gelip kadının önündeki topraktan bir şey alıp, uçarak gözden kayboldu. Yaşlı kadın kendi kendine,
- Her canlı kendi rızkını yiyor. Minik kuş yine gel emi.
Kuş tekrar geldi. Kadın kuşu görünce başladı konuşmaya,
- Toprağı kazdıkça sana besin çıkmakta. Ağzına layık solucanlar, böcekler. Hem biliyor musun çok yalnızdım, sen geldin. Artık yalnız değilim. Seninle sohbet edelim mi biraz?
Kuş, yaşlı kadını duymuş gibi cikledi. Uzun süre öttü. Sonra kazma ile devrilen topraktan bir solucan kapıp gitti. Gülümseyen yaşlı kadın, kazmasını bırakıp elma ağacının altına oturdu. Yorulmuştu. Geri dönen minik kuş ise ağacın dallarından birine kondu. Yaşlı kadın,
-Bugün beni yalnız bırakmayacaksın anlaşılan. Yavruların yumurtadan çıkmış olmalı. Sürekli yiyecek taşıyorsun. Benimde çocuklarım vardı. Çalışıp çabalayıp karınlarını doyurdum, büyüttüm. Yuvadan uçtular. Ne yazık ki şimdi onlardan uzağım.
Minik kuş nedenini sorar gibi cikledi.
-Cik cik.
-Yanlarına gittim. Şehirlerde yapamadım. Torunlar odalarında, oğlanla gelin televizyon başında. Kendimi koca evde yalnız hissettim. Kızımın evi de aynıydı. Burada yaşamak beni mutlu ediyor. Ağaçlarla , çiçeklerle, kuşlarla konuşuyorum. Toprağa dokunuyorum. Ekmeğimi kendim pişiriyorum. Çalışıp çabalıyorum. Ne demiş atalarımız çalışan demir pas tutmaz. Ne güzel bir söz.
Sustu. Sonra aniden bir şey hatırlamış gibi,
-Bir sürü fidan diktim biliyor musun? Büyüdüklerinde çoluk çocuk, kuşlar meyvelerinden yesinler dedin. Sizi de düşündüm canlarım!
-Cik!
- Yavrularını çok sev, sevgiyle büyüt. Yaşlandığında hatırlayacağın güzel anıların olsun.
-Cik!
Gözleri uzaklara daldı gitti. Güzel anılara yelken açtığı belliydi. Sevgi dolu anılara...