- 490 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
GÖNÜL SICAKLIĞI
GÖNÜL SICAKLIĞI
-“Alo hayatım Ahmet’le eşi Zeynep İstanbul’dan gelmişler. Bize geliyoruz yemek hazırlayabilir misin?”
-“Yemek var mı diye sormuyorsun yemek hazırla, iyi oldu baş üstüne canım.”
-“Problem etme hayatım Allah ne verdiyse, bir çay koy, sucuklu yumurta oh mis! Hadi geliyoruz,” dedi Murat karısına. Biraz da tedirgin olmadı değil hani.
Kadın çayı koydu, salatalık ve domatesleri doğradı. Dolaptaki deriden keçi peynirini çıkardı. İncirliyi zeytinyağında kavurdu,köy tereyağını, balı masaya dizdi. Sarıulak zeytini sosladı.
Ekmeğe baktı kalmamıştı. Hemen annesinin gönderdiği taze yufkaları suladı.
En son büyük bir tavaya keçi tereyağını koyup sucukları doğradı. Zil çalmıştı, koşarak kapıyı açtı. Misafirleri buyur edip mutfağa koştu. Sucukları bir güzel çevirip, üzerine köy yumurtalarını kırdı. Bütün evde sucuk, yumurta gezindi.
Sofra kuruldu, Zeynep önce yumurta tavasına sonra eşine baktı. Yumurtayı hiç sevmezdi.
Çaylar bardaklarda tavşan kanı süzülüyordu. Ahmet çok aç olduğu için Murat’la hemen yemeğe başladılar. Yumurtanın tadı Ahmet’in iştahını biraz daha kabarttı.
- “Zeynep bir tadına bak pişman olursun,” dedi Ahmet. İsteksizce yumurtadan alan Zeynep bu güne kadar böylesini yememişti. Utana sıkıla tekrar aldı, sonra bir daha.
- “Bizim hanım yumurtayı sevmez de ev sahibinin hatırına yiyor,” dedi Ahmet. Gülüşecek karınlarını doyurdular. Murat ”Misafir unduğunu değil bulduğunu yer,” diyerek karısına baktı. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki kabuğumuza çekilip her şeyden ve herkesten kendimizi soyutlamışız. Çat kapı gelen misafirleri, yerlere serilen yer döşeklerini çok özledik.
Yıllardır şöyle gönlümce ne bir misafir ağırladım, ne de bir yere gittim. Dostluklar, arkadaşlıklar hatta akrabalıklar maziye gömüldü. Salonlar süslendi püslendi kapıları kapatıldı. Eşyanın kölesi olduk, ver yansın eşyaya hizmet ediyoruz.
Haberli bile gidilmezdi bırak gitmemeyi eskiden.Çat kapı. Evet her şey eskiden daha mı güzeldi, yüreklerimiz eskiden mi daha temizdi. Lüks sofralarda gözümüz yok bizim. Bir bardak çay sıcaklığı bahane gönül sıcaklığıydı bulduklarımız, verdiklerimiz.
Hayat neleri götürdü bizlerden. Avuçlarımızdan ne çok güzellikler uçtu.
Zamanın çarklarında dönüyoruz gittiğimiz yere kadar. Nereye bu gidiş, Allah sonumuzu hayretsin inşallah.
YORUMLAR
öncelikle af ola canım arkadaşım:
nasıl kızdım kendime son yazını nasıl görmedim?
hep yaz yeter ki ve.
hey gidi hey.
ne güzel günlerdi o komşuluklar yürek yüreğe verdiğimiz dostlarımız akrabalarımız.
herkes bir yerlere dağıldı.
kalanlar da aldı başını gitti işte.
bir selamın karşılığı yokken hatta üzüntümüzle sevinirken insanlar ve açık açık söylüyoruö komşular sadece duvarlara dayayıp kafalarını ne var ne yok mahremiyeti kurcalarken.
beterin beteri var.
paylaştıklarımızı başkalarından duyuyoruz.
eski insanlar eski gönül dostları sohbetleri kalmadı işte.
bir sene evvelini arıyoruz.
sevginin yerini kin aldı paylaşmak değil artık insanların amacı sırf dedikodu yapıp nefislerini beslemek.
eşyalar.
maddiyat.
kulu kölesi olmuşken insanlar hem paranın hem egolarının.
sevgimle güzel arkadaşım
Kalbikelamm
Diyorum ki zamanın suçu yok, insanın kalbi dejenere oldu.
Bazen gidiyorum eskiye ve eski ben kalabilmek için direniyorum hayata.
Rabbim güzellikler çıkarsın karşımıza.
Teşekkür ederim canım