- 362 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KORONA GÜNLERİNDE AŞK
KORONA GÜNLERİNDE AŞK
Adam günün yorgunluğunu ve stresini atmak için, akşam yemeğinden sonra salondaki yerini almış, koltuğuna oturmuş, müptelası olduğu TV dizisini bulmuş izliyordu.
Dışarıda bir bayan sesi duydu. Bu bayan kimdir, kiminle ne konuşuyor, diye merak etti. Ayağa kalkıp balkon kapısına doğru geldi. Perdeyi azıcık açıp baktı. Balkonda masada oturup kitap okuyan kızı bir bayanla konuşuyordu.
Bir şarkı, Kendim gurbet elde, gönlüm sılada, der.
Adam da içeriye girince, vücudu içerde, kulağı dışarda konuşulan seslerde idi.
Gündüzden bayanın elektriğini kesmişler. Akşam gelince bir bakmış her taraf karanlık, aksilik telefonunun şarjı da bitmişti, Bu iki problemine çözüm bulması gerekiyordu. Ne yapacaktı? Kalkıp karşı komşusuna gelmiş..
Önce 3-5 dakika adamın kızıyla konuştular. Kız balkonda, bayan aşağıdaydı. Sonra bayan yavaş yavaş iskeleye yaklaşıyor., Hop diye yüksekçe olan balkon duvarının üzerine zıplayıp, oturuyor.
Evin kızı cin mi cin, olacakları önceden kestirebildiği için sandalye, tabure vermiyor, ve içeriye de davet etmiyor.
Biraz da duvarın üzerinde konuştuktan sonra bayan hoop, balkona atlıyor, az sonra da davetsiz misafir olarak balkon kapısından içeriye giriyor. Kapıya çok yakında bir priz vardı, telefonunu şarja takıyor ve divana oturuyor. Evin hanımıyla konuşmaya başlıyorlar.
Dün adamın İstanbul’dan oğlu ve damadı da gelmişti, zaten az olan zamanının birazını da onlar çalmıştı.
Adam da onun karşı divana oturmuş, önceden başladığı bir diziyi izliyor ve konuşulanlara kulak misafiri oluyordu. Ancak aralarında kara kedi vardı. Konuşmak,hele çok konuşmak yasak!
Evin kızı balkonu topluyor. Ara sıra dışarı içeri girip çıkıyor. O da kadının, davetsiz eve gelip çöreklenmesine sinir olmuş vaziyetteydi.
Adam, kız salona girdiği zaman ona, misafirimize bir çay veya meyve suyu ikram edelim, dedi. Kız da, pandemi dolayısiyle misafirlikler ve ikramlar kaldırılmıştır, dedi. Doğru söze ne denir? Bu aslında Bakan Koca’nın emriyle bütün insanların da uyması gereken kuraldı.
Adam anlaşıldı, beni de konuşturmayacaklar, Bari dizimi içeride izleyeyim diye içeriye taşındı ve dizisini izlemeye başladı.
Sonra kızı oraya da geldi, babasını dışarıya attı. Kordona gitmek üzere giyinmeye ve çocukları da hazırlamaya başladı. Babasına, baba sen de gel, o zaman o da gider. Sen çocuklara birer sürpriz yumurta alırsın, sonra kızla beraber eve dönersin, dedi. Biz hep beraber çıkınca o da gider, dedi.
Adam da yazlık bermudasını giydi, onlar hazırlanıncaya kadar salona geçti. Bu sefer kadına yakın oturdu.
Yakından bakınca güzellikler daha net görünüyordu.Topların yarısı açıkta, sivri uçlar hedefleri deliyordu. Hafif sesle bir türküden bir pasaj söyledi.
“Ne güzel yaratmış seniii yaratan
Göğsünün üstüne güller kondurmuş”
Bayan gülümsedi, biraz da utandı, önüne baktı.
Değerlendirme yapmaya kalmadı, evdekiler geldi ve, haydi baba, kordona çıkıyoruz, bir akşam gezisi yapalım, dediler. Ev halkı çıkarken o da çıkmak zorunda kaldı.
Ama kordona gideceklerini duymuştu. Öncelikle, O evine doğru, komşuları kordona doğru yollandılar.
Yarı yoldaki marketten baba çocuklara istenen sürpriz yumurtaları aldı. Eşi, bizimle biraz daha gel, yürü ayakların açılsın, kordonun yarısından dönersin, yarım kordon yaparsın, dedi.
Biraz daha yürümeye devam ettiler, tam kordon meydanına girmek üzereyken adam ne gördü biliyor mususnuz?
O da ara sokaktan meydana girmek üzereydi, O da komşularını gördü ve görmemiş gibi yaptı ve yüzseksen derece geri döndü, yürüdü. Bu arada adam yarım kordonu tamamlamıştı. Eşi, sen kızı al ve eve dön, şu arkada kalan sokaktan gir, kısa yoldan gidersiniz, dedi.
Adam da torunu alıp o sokaktan yavaş yavaş yürümeye başladılar.
Bu gittikleri döndükleri yollar kordon ile arka caddeyi birbirine bağlıyor. O da karşıdan geldi. Yanlarından geçerken hafif sesle selamlaştılar. Adamın eve doğru gitmekte olduğunu anladı. 30 metre kadar arkadan onları takip etmeye başladı.
Şimdi aklıma geldi, Küçük bir konuyu atladım. Kızcağız evinde elektrik sönük olduğu için evin hanımından “Sizde mum var mı?” diye bir mum istemişti.
Yok dese olmayacaktı. Koskocaman bir mum salonun köşesindeki rafın üzerinde duruyordu. Evet var demek zorunda kaldı.
Gidip mutfaktaki buzdolabından küçük, klasik boy bir mum getirip verdi.
Adam torununu eve bıraktı. Sen derslerine devam et, ben gidip annen ve anneannenleri alıp geleceğim, yine sahile gitmem gerek, deyip çıktı.
Bu sırada kadın da kendi evinin önüne gelmişti. Biliyorsun bizim ev dolu, size gidelim, dedi adam. O da olur dedi.
Karanlıkta el yordamıyla dış kapıyı açtı. Birkaç basamak merdiven çıkıp daire kapısına geldiler. Kadın kapıyı açıp kapatırken fazla ses çıkarmamaya dikkat ediyordu.
İçeriye girince çantasından mumu çıkarıp çakmağıyla yaktı, mumu ve çantasını portmantoya koydu. Evin her tarafı loş bir mum ışığıyla aydınlanmıştı.
Kadın adama sarıldı, hoş geldin dedi. İkisi birlikte yatak odasına doğru yollandılar. Adam, uzanırız, dinleniriz, konuşuruz... dedi. Kadını yatağın üzerine koydu, kendisi de yanına uzanıverdi.
Adam, ohh evimize geldik, dedi. Kadının ince beline kocaman sarılıverdi. Ve yanaklarını yanaklarına yapıştırdı.
Bayan, kendimi hazır hissetmiyorum, dedi. Adam, öyleyse bekle biraz, dedi ve gidip mumu söndürdü. Şimdi daha karanlık olmuştu, hiç bir şey görünmüyordu. Şimdi kendini rahat hissedebilirsin, dedi.
Yatağa doğru ilerlerken bir yerlere çarpabilirdi.
Tatlı dillim, Güler yüzlüm, a ceylan gözlüm, neredesin sennn? Diye bir türküyle sevgilisinin nerede olduğunu sordu. Bayan, sesime gel, sesime, dedi. Adam sesin geldiği yere doğru gitti. El yordamıyla onu buldu.
Artık oda hem karanlık, hem sessizdi. Sadece vücut diliyle konuşuyorlardı. Az bir zaman sonra adamın telefonu çaldı. Telefon susmak bilmiyordu. Bakmak zorunda kaldı. Gereksiz yeğenlerden biri arıyordu. Telefon konuşması sırasında motivasyonu sıfıra inmişti. Konuşma bitince telefonu kapattı. Artık kimse arayamazdı. Kaldıkları yerden devam ettiler.
Sevgilinin yanında zaman çok çabuk geçiyordu. Telefonu açıp saatin kaça geldiğine baktılar. Neredeyse sahildekileri alma zamanı gelmişti. Giyinip hazırlanıp çıktılar. Adam bayanı yeni açılan pizzacıya götürdü. Giderken el eleydiler. Bayan kendini çok rahat ve stressiz hissediyordu.
Pizzalar ve kolalar geldi. Adam pizzadan sadece bir dilim aldı, gerisini sen ye, devam et, ben bizimkileri almak için gitmeliyim, dedi. Vedalaştılar.
Adam yeniden sahile geldi, önceki ayrıldıkları noktada eşi ve çocuklarını buldu. Hep birlikte eve geldiler. Güzel bir günün daha sonuna gelmişlerdi.
Mustafa UZELLİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.