İman Sınanmaya Gelmez
Şu anda dünyada neler oluyor…
Kimisi doğuyor kimi ölüyor…
Dört duvardan çık etrafında bir bak
Kimi kalp huzur kimi şer doluyor!
…
Şimdi hayal edin. iki gün iş gezisindesiniz. Uykuya hasretsiniz. Evinize geliyorsunuz. Arabanın bagajını boşaltıyorsunuz. Hani eve gideceğinizi, yemek yiyeceğinizi ve derin bir uyku uyuyacağınızı düşünüyorsunuz. Yorgunluktan başka derdiniz yok, sağlıklısınızda. O an virajı alamayan bir araç hızla üzerinize gelip size çarpıyor, yerde 15 metre sürüklüyor. Öldüm sanıyorsunuz, kelimeyi şahadet getiriyorsunuz o an. Özel bir hastaneye götürüyorlar. Özel hastane hemen soruyor, hasta çok yüksek paraları ödeyebileyecek güçte mi? Hani hayır deseler, o halinle git başka bir yere. Vücudunda ki acılar öylesi çok ki… Yatırıyorlar acile. İnceliyorlar ki bir ayağında kırılmadık yer kalmamış, kan akışı durmuş, bel kırılmış… O an diyorlar ayağın kesilebilir. Acısın ama ayağım kesilmesin diyorsunuz inleyerek, içten içe. Ayak kesildi mi kesilmedi mi? o hasta engelli oldu mu olmadı mı bilinmez. Ama bu gibi vakaların, görünmedik kazaların olması muhtemel. Mükemmel dediğiniz bir hayat birdenbire değişip, başka bir eksene kayabilir.
Kazadan önce, hani hayatta her şey sınav, Allah ne verdiyse başımın üstüne diyen birinin, bu vehim olaydan sonra ki halini de tasavvur edin. Ne kadar hayat doluyken, belki yatağa, belki oturağa binerek yaşama devam ederken, bu sınava ne kadar tahammül edebilir ki? Hani böyle birini görüp de görmezden geldiğiniz, yardıma ihtiyacı olduğunu gördüğünüz halde yardım etmediğiniz, hayat şeklini ne kadar zor olduğunu düşünmediğiniz her iş başınıza gelmiştir bu kurguda… Yani ben Allah’a iman ettim, ben Müslümanım demek ve yaşamın sınavlarına göğüs germeden yaşamak mümkün değil. Bu gerçeği kabul etmeliyiz. Hani kurgu bu olmaz da mesela kanser olsanız mesela veya sevdiğinizin öldüğünü öğrenseniz… Bu sınavların adı o kadar çok ki! Hani bu sınavdan sonra kişi iman sahibi bile olsa uyuşturucu, alkol yahut sigara tiryakiliği ile teselli arar belki de… Oysa, bu görünmez kazanın kendisine bir sınav olduğunu kabul etmek gerekir. Bu sınava göz kapamak yerine, Allah’ı çokça anarak yaşadığınıza ve engelli bile kalsanız sağlığınıza kavuştuğunuza sevinmeniz gerekir. Yahut şöyle düşünelim bu görünmez kaza yerine, kazaya göstere göstere de gidebilirdik. Aşırı hız, yanlış sollama, uykusuzluk, içkili olduğumuz bir yolculukta bunların olması da muhtemel.
Biz rahat rahat otururken, koşar oynarken kimileri de hastane köşelerinde derdine çare aramaktalar. Bu bir nöbet değişimi. Bugün sana yarın bana olabilecek kurgular. Hastayım diyen keşke bende hasta olmasaydım da gezseydim, tozsaydım, çalışsaydım keşke derken; bunu sağılığında da kurgulamamıştır, aklına getirmemiştir. Yani sağlığın kıymetini bilmek gerekiyor. Bu manzara fakir birinin ah zengin olsaydım şükürsüzlüğüne ve kıyasına benziyor. İnsan var olduğuyla yetinebilmesi gerekir… Neyin kişiye hayırlı olacağını kim bilir ki? Sonuçta hayır gibi görünende şer, şer gibi görünende hayır var. Bakmayı ve yorumlamayı iyi bilmek gerekiyor.
Hayatınızı kimseyle kıyaslamayın. Hayatı siz yaşadıkça kıymetlidir. Yapabileceğiniz en güzelini şerden ayırarak, o anı şükürle yaşayın. Yaşadıklarınızdan israf edip de abartmayın. Her şeyin fazlası nasıl yerken zararlıysa, yaşanılacak her olayla fazlasıyla meşgul olarak yaşamakta zarar verir bize. Hayat paylaştıkça ve karşılıksız vermekle güzelleşir. Eğer hayattan çok fazla bir şey beklemiyorsanız, yükünüz yok denmektir. Hayat sizi yormaz da… Kurgu kurmayın ama her şeye de hazır olun. Sınavı yaşadığınız da yine dilinizde şükür etmeye devam edin, iman sınanmaya gelmez.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Yüreğinize bin sağlık ağabeyim.
Hayatta karşılaşmamız nasıl da mümkün böylesi benzeri olaylarla.
Ne olduğumuz mu ne olacağımız mı?
Her şeyin hayırlısı.
Sınandığımıza binaen sirayet eden nicesi.
Allah iyi yazılar yazsın.
İman gücümüzle yaşarken ibadetimiz sayesinde huzura kavuşurken...
Selam ve dua ile ağabeyim