1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
834
Okunma
Yüreğe uzattığım el benim mi? Ben bile bana yabancıyken. Farklı bulvarda koşuyorken duygularım ve bedenim, hayallerime ezberlettiğim tümcelerin kuyruğundan yakalayabilir miyim?
İnsan ulaşamadığı duyguların, hayallerin gurbetini yaşıyor elbet. Çelikten zırhla çevrili ruhunda bir çatlak varsa, gün ışığı görmemiş karanlık dünyasında kurtuluşu mum ışığı ile arıyor.
Umut en önemli bineğidir insanın. Yolun sonu görünene kadar binebilmeli, düşmeyi de göze alarak. Yüreği gurbet kokan da saklanmış umutları çıkarıp besleyip büyütmeli. Gurbetin bağrında umut çiçekleri açtırmalı.
Alfabemi kırpanların diyarında, geceye serpiştirdiğim duygularım geziyor gurbetin yamacında. A’yı B anlayanlara inat göndere çektiğim bayrağı indirmiyorum. Fırtınalar çarpıyor olsada yıkılmadım ayaktayım diyorum.
Merdiveni devirirken, hayallerimin tutsaklığına her gün biraz daha yanıyorum.
İnsan esaretteki hayallerini demir parmaklıklar arkasında zincire bağlarken, işte o an gurbetin en dibini yaşıyor.
Rengi çoktan atmıştır düşlerin. Kolları kanatları yaralı.
Duygular bile çürümüş olduğundan sökülmeye yüz tutmuştur. Ses kesik, gözler hep nemlidir.
Dünyada artı bir fazladır belkide, dünyanın en önemli gurbet olduğunu bildiği halde.
İnişli çıkışlı tepelerden, sivri virajlardan yürüyorken, koşmak mı daha elzemdir acep.
Burnunun direği hangi menfezde sızlar.
Gurbet yaşayan yürek takalarını hep sürgüler, perdeleri hep çekilidir.
Kurak gönül toprağına su serpip, uzattığımız ellerimizle bir damla umut düşsün. Bir damla sevgi bari.
Defterin son sayfasını kapatmaya giderken.
Ukdelerin yumak yumak olduğu, yutkunmakta zorlandığımız anlarda hangi kelimelerin boynuna sarılalım.
İnsanlara güvenimizin azaldığı zamanları yaşıyorken, hangi duyguyu sırdaş bilmeli.
Yoksa gurbete attıklarımızı hatırlayıp hayıflanmaya devam mı etmeli?
Gurbette kalan hayallerimize gurbet yaşatanlara bile ufaktan bir göz kırpıp, her şeye rağmen bir gül uzatmalı mı?
Olur mu ki!
Bilmem, denemeli mi?