- 450 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
YAZMAYI SEVİYORUM.....
YAZMAYI SEVİYORUM...
(bakalım neler dökülecek içimden ,bende bilmiyorum)
...Güne sevinçle başlamanın hazzını hep sevdim.Beni güne uyandıran mutlaka bir neden buluyorum sabah gözlerimi güne açtığımda.Bir gün bu Çilli kedi kızımın hadi uyan miyavlaması,bir gün karşıda ki ana okulunun çılgın çocukları,bir gün uykumdan gülümseyerek uyanmam...İşte benim bir başkası için uygun olmayan ama bana mutluluk verip şükürle yataktan kalkma nedenlerimden bir kaçı...
...Hemen çaydanlığı ocağa koyuşum,üç kediciğin ayaklarına basmamak için çabam ve onlara sevecekleri bir mama jesti hazırlamam
peşine kahvaltım/ yeşile bakarak bahçede...Bir insan daha ne isteyebilir ki!
...Kendi içimde hep mutlu oldum ,asıl aslolan bu galiba...Bu kendini sevmen,kendinle barışık olman,sevgiye hizmet etmen bence en kutsal olan...Kendini seven bir birey dünyadaki olumlu -olumsuz her şeyi sevebiliyor hoşgörü ile bakabiliyor...
...NEDEN/Mİ!
...Benim bakış açımda her insan bir vazife ile geliyor dünyaya...Ve o vazifelerini yapıyor sırasıyla...Hitler de bir görevle geldi,bir dilencide ,bir süper deha da,bir katilde,bir vicansızda veya dünya iyisi bir insanda...Bunları görebilmek ve hiç bir olayı yargılamamak zor olan...Görevlerimizden başarı ile çıkabiliyorsak ne ala.Çünkü her karanlığın içinde bir aydınlık,her aydınlığın içindeyse bir karanlık mutlaka var.
...İnsansı ego ve hezeyanlarınımıza hakim olabiliyor ve insanı kamil tadında hayata bakıp katkı sağlayabiliyorsak güne mutlu başlayıp ,mutlu bitirebiliyorsak bizden zengini yok...
...El ne der diye yaşamak,hayır diyememek,olan olaylardan dersimizi alamamak kendimize keseceğimiz cezadır.İçe atılan , istemediği halde katlanan ,başkaları için yaşayan,başkalarını gözleyip onları dilinden düşürmeyen,her olayın neden oluştuğunu farketmeyip negatife dalan kimliklerimizden kurtulmadıkça evren bize bunları yeniden yeniden yaşatır.Dünya son dönemlerine girmişken bizlerden aydınlamamız ve enerji alanlarımızı yükseltmemiz beklenirken,bizler hala güncel tatavalarla hayata devam ediyorsak kaybedenlerden oluruz.Parasızlığın,hastalığın ,kayıpların nedenine bakmadan hep benim başıma geliyor dersekte yanılgıdayız...Bütün olanların nedeni niçini bizde .Çünkü kendimize bakmayı bilmediğimiz zamanlarda yaşarız tüm olumsuzlukları.Anahtar sizsiniz.Sığ değil derin düşündüğünüzde sevgi gerçeğin anahtarıdır.Süper şeylere sahip birinin yanında pejmürde pis zavallı bir insandaki değerleride görüp sevebiliyorsanız,empati yapabiliyorsanız ona da sevgiyle bakabiliyorsanız ne ala.Bu kendinize olan inancınız ve saygınızdır aslında.
...Yazmak benim en büyük sevgim...Bir dönemler nelerle karşılaşmadım ki...Aşk/a yazdım şiirlerimi aşıkmısın dendi,hüzne yazdım yazılarımı neyin var dendi,insana genel olarak yazdım kendine alınanlar çıktı...Yazımlar evrenseldir kişilere özel değil...Negatif algılardan dolayı yazmayı kessem kendime ihanetti.Çünkü yazmaya oturduğunuz an yazı gideceği yolu kendi bulur.Hedef ne o kişidir ne bu kişidir.Algılarda dananın altında buzağı aramak ve ya kendine payeler çıkarmak akıl karı değildir.Sanrılar insanları hata yapmaya iter.Pozitif olabilmek her yaşanana sevgiyle yaklaşabilmek empati yapabilmek ve ya eleştirilerde bile naif olabilmek ,insanı hırpalamamak,aşagılamamak hakaret etmemek bizlerin birbirimize karşı en asli görevimizdir.10 haziranda ki güneş tutulması hayatlarımıza bir çok degişiklikleri yapacak .Güzelliklerle dolu bir değişiklikler olsun İnşallah...
...Sevgi,sevgi,sevgi.
İşte bu önce kenidimizi ,sonra yaratılan her şeyi sevmeyle mümkündür.Ego en büyük düşmanımızken,bir taşın bir hamamböceğinin ,bir bitkinin bile algıları varken insanoğu şişkin egosuyla her şeyi ezip geçen bu egoya teslim...
..SEVGİYLE DOLU OLAN ENERJİLERİ ÇEKELİM HAYATIMIZA VE İNSAN OLMANIN HAKLI GURURUNUN EN İYİ YÖNLERİNİ KULLANMAK DİLEKLERİMLE...
...EMA ...AKDENİZDEN...