- 319 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
HASTALIK ÜZERİNE
Nefes alıyorum
Derinden
Nefes veriyorum
Ölümden
...
Dağnık düşüncelerimin bulanıklığından iç dokümanlarıma tarihleniyorum derken depresik hal durumuyla bacak ağrısı çekiyorum.
Nefes alıyorum
Virüs gibi olumsuz düşünceler, girdi mi akla tövbe billah zor çıkar. Düşün Allah düşün... Yukarıdan giren hastalık aşşağıya doğru inmeye başlarsa geçmiş olsun.
Benimki de o hesap iniyorlar bir de yukarı tırmanmaya başlıyorlar fakat bir yerde kopukluk var. İçimde bin bir saltanat oturuyor. Hepsi de ayrı duvar örmüş savunur şehrini. Kimisi yan komşusuna düşman kesilir yahut dostunun düşmanına dost.
Bu virüs nasıl aydınlığa kavuşucak şimdi ? Üsttekinin alttan haberi yok ! Yandakinin çaprazından... Hepsi kendince haklı ve doğru. Adalet sağlamışlar kendince kelimelerin köklerine. Ne zor iş bilene.
Ne mi oluyor bu virüslere ? cinsi cinsine oluyor. Bakınıyorlar hangi kapı onlardan hop halkaya katılıyorlar.
Ee sonra mı ? Tane tane çekmeye başlıyorsun şehirden alıp emanete vuruyorsun taneleri. Virüs sende oluyor mu hastalık oh ne güzel Allah kurtarsın artık, yoksa romeo juilet filan ideolojik, modern isterseniz (pardon modern kelimesi de acayip gıcık kapıyorum, yanlış anlamayın sadece ideolojik.) Eskidi artık bayıyor Allah Allah oda garip aslında bayan yahut eskiyenden anladığmız şeye bağlı. modernlik, etiklik, iş etikliği, entellektüellik vs vs bunlar benim değil ki nedir ya !!! Bunların geçmişi benim dedelerimin kanıyla bulundu, nenelerimin göz yaşlarıyla !!! çıkıp da karşıma savunma bana batıyı da batının adamlarınıda. Neyse yine virüsün etkisiyle kendimi kaybettim arada yapıyor böyle, hastalıklı yaşamak zor malum. Haa bide edebiyat ve psikoloji arasında bir bağ filan varmış. Cahillik başıma bela. Konuyu da iyice dağıttım.
Size yazımdan da örnek verdiğim gibi insan önce içine dönmeli. Asıl hastalık kendi benliğimiz, düşüncelerimiz ve dünya da özgürlüğü yanlış yerde zamanlarda olaylarda...bulmaya çalışmamız. İnsan kendine yabancı olduğu bir yerde nasıl özgür olabilir ki ???
YORUMLAR
Bize, kendimize yani bu ülkenin insanına sorulmuş bir soruyla bitse de yazınız, bir adım daha ötesine "insanlık" a yönelterek arayışında olduğumuz hakikate yöneltecek o müthiş zaviyeyi ve mutmain cevapları sanıyorum buralarda bulabiliriz...
Buralar,
Cemil MERİÇ - "Bu ülke " eserini ve Necip Fazıl KISAKÜREK " Reis Bey" tiyatro eserini tekrar okumalı ya da hiç değilse filmini izlemeli...
Üstad Necip Fazıl - Reis Bey eserinde der ki,
"İnsandaki kötülük iktidarını döve döve pekiştirmek yerine, hohlaya hohlaya yumuşatmak. Merhamet! Hava gibi, su gibi muhtaç olduğumuz iksir... Baş aşağı bir cemiyeti, baş yukarı edecek bir kudret. Acımasızca idama götürdüğüm çocuk; bana "Buz çölünde yol alıyorsunuz." demişti. Hepimiz, bütün insanlık buz çölünde yol alıyoruz! Aldığımız nefesler bile, sipsivri kayalar şeklinde donuyor. Bakarken gözle bıçaklıyor, dinlerken kulakla zehirliyoruz! Damak kirletiyor, el donduruyor! Bütün bunların kanunlarını bilmiyoruz da, kanun çıkarmaya kalkıyoruz! Olur mu hiç? Sen kaplanı yetiştir, besle, sonra pençe atıyor diye kement at, ipe çek! Yazıktır kaplana, günahtır kaplana, merhamet!"
Tebrik, teşekkür ve sevgilerimle,