Niçin ve Niçün
Niçin doğrusudur ama niçün olarak da kullanılır sözcük kimilerince. Espirisi nedir anlamak zordur. Niçine neden niçün denilir, bu şekilde ifade edilir bilmek gerekir ama bir izahı açıklaması da yoktur bunun.
...
Belki de kullanıcısından, onun kültüründen, yetiştiği çevredendir. Konuşur ama yazarken doğrusunu yazar. Niçini niçün olarak yazmaz, kayda geçirmez.
...
Cebe cöp denildiği gibi bir meseledir bu. Bibere büber denildiğinde olduğu gibi. Biraz yöreseldir sanırım. Biraz da kırsala özgü bir şey. Kırsalın insanları kullanmakta, açıkçası onların ağzına yakışmakta. Dinleyenlere de ayrı bir tat ve lezzet vermekte.
...
Bir mahzuru var mıdır denilirse yoktur kanımca. Düzgün yazılsın, dilimizin kurallarına uyulsun da ister cebe cöp denilsin, isterse niçine niçün. Belki de bu biraz söylem zenginliği de katıyor. Kimi şeyleri farklılaştırıyor, ayrıştırıyor, ortaya yeni bir kompozisyon çıkarıyor. Açıkçası hoşa da gidiyor.
Kemal SEYFİ
07.06.2021
YORUMLAR
Dil, ağaç; kelimeler de yaprak gibidir. Nasıl ki ağaçtaki yapraklar şekil değiştirip zamanla yok oluyorsa kelimeler de zaman içinde hem ses hem anlam olarak değişikliğe uğrar ve bazıları unutulur, yerlerini yeni kelimeler alır. Mesela cumhuriyetin ilk yıllarındaki sıhhi imdat zamanla yerini cankurtarana ve günümüzde ambulansa bırakmıştır. Göktürk yazıtlarında geçen edgü kelimesi; ezgü, eygü, eyi, iyi şeklinde ses değişiklikleriyle günümüzde yaşamaktadır. Osmanlılar zamanında "ne asıl" zamanla "nasıl " olmuş, keza "ne içün" kelime grubu da önce "niçün"e günümüzde ise "niçin"e dönüşmüştür. Dilde birlik ve bütünlüğü sağlamak için en doğru yol TDK'nin yazım kılavuzundaki yazım şeklini benimsemek ve kullanmaktır. Selamlar.
elbistan
erturanelmas
Heyder Baba, ildırımlar şahanda
Seller, sular şakgıldıyup ahanda,
Gızlar ona sef bağlıyup bahanda
Selam olsun şovketüze, elüze
Menim de adım gelsin dilüze
Azerbaycan lehçesiyle söylenmiş bu şiirde Türkçe kökenli "yıldırım, akmak, çakmak, çağıldamak" kelimeleri "ildırım, ah(anda), şah(anda), şakgıl(dıyup)" şeklinde telaffuz edilmektedir. Lehçe, şive ve ağızlarda bu tür ses değişiklikleri gayet doğaldır. Gelelim yabancı kökenli kelimelere: Bu şiirde "heyder, sef, şovket" kelimeleri yabancı kökenlidir. Biz bu kelimeleri "haydar, saf, şevket" diye telaffuz ederiz. O halde şöyle diyemeyiz. Efendim, ildırım yanlıştır, yıldırım denmelidir (Veya tam tersi) , "şovket" olmaz, "şevket" denmelidir (Veya tam tersi)... Önceki yazımda belirttiğim gibi Türkiye Türkçesinde benimsenen edebi dil veya yazı dili İstanbul Türkçesidir ve tereddüde düştüğümüz zaman TDK yazım kılavuzuna bakarız.