- 372 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEZİ OLAYLARI.
GEZİ OLAYLARI.
27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin parka girmesinin ardından bu haberin sosyal medya aracılığıyla kısa sürede yayılması sonucunda bazı aktivistlerin parka gidip çalışmaları durdurmaya çalışmasına polis orantısız müdahalede bulunmuştur.[68][69] Bu müdahaleler ve dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın inşaatın yapımında ısrarcı açıklamaları ile protestolar hükûmet karşıtı gösterilere dönüşmüş ve başta Ankara, İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere Türkiye’nin diğer illerine de yayılmıştır.[68][70][71][71] 1 Haziran tarihinde polis kuvvetleri Taksim meydanından çekilmiştir ve protestocular Gezi parkında bir kamp kurmuşlardır.[72] Kampta gönüllülerin çalıştığı kütüphane, revir, mutfak gibi tesisler kurulmuştur. 15 Haziran akşamındaki polis müdahalesi sonrasında ise Gezi kampı dağıtılmıştır.[73] Bu olaydan sonra Türkiye’nin çeşitli illerindeki parklarda forumlar düzenlemeye başlanmıştır.[74]
Projenin dayanağı olan planlar İstanbul 1. İdare Mahkemesi tarafından 6 Haziran 2013 tarihinde iptal edilmiştir.[75] Başbakan Erdoğan’ın göstericilere "çapulcu" demesi sonrasında, bu kelimenin kullanılmasından dolayı 2003 yılında açılan bir davada davacıya 10 milyar TL (Şimdiki 10.000₺) tazminat ödendiğine dair emsal kararı ortaya çıkınca[76] protestocular kendilerini çapulcu kelimesi ile ifade etmeye başlamışlardır. Bazı medya kuruluşlarının gösteri ile ilgili haberleri yayınlamamasına tepki gösterilmiştir. Örneğin CNN Türk haber kanalının gösterilerin yoğun olduğu sırada penguenlerle ilgili belgesel yayınlaması karikatürler ve çeşitli şekillerde tepkilere neden olmuştur ve penguen de gösterilerde kullanılan sembollerden biri haline gelmiştir. İçişleri Bakanlığı’nın 23 Haziran’da yaptığı açıklamaya göre Bayburt ve Bingöl hariç 79 ilde düzenlenen eylemlere toplam 2.5 milyon kişi katılmış, bundan daha fazla kişi de sosyal ağlar aracılığıyla görüşlerini aktarmışlardır.[77] Olaylar sonucunda 8 sivil (Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu, Mehmet İstif ve Elif Çermik)[9][57][78][79][80][81][82][83] ve 2 güvenlik görevlisi (polis komiseri Mustafa Sarı ve polis memuru Ahmet Küçüktağ)[59] hayatını kaybetmiş, 9063 kişi yaralanmıştır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 18 Haziran 2016 tarihinde katıldığı bir davette Gezi Parkı’nın yıkılıp yerine tekrar topçu kışlası yapılacağını dile getirdi.[84] Bu açıklamanın ardından insanlar Twitter’da açıklamaya tepki gösterdi.
Taksim Meydanı ve Taksim Gezi Parkı’nın da içinde bulunduğu alan, çeşitli Osmanlı tebaasına ait mezarlık olarak kullanılmaktaydı.[85][86] Bu mezarlıkların üzerine ve yanına 1806 yılında Halil Paşa Topçu Kışlası inşa edildi. Kışla; askerî işlevlerinin yanı sıra cambaz gösterileri, at yarışları, Rum hacıların konaklaması gibi amaçlarla da kullanılmaktaydı. II. Meşrutiyet döneminin başında İstanbul’a getirilen meclisi ve padişahı korumakla görevli avcı taburları kışlaya konuşlandırıldı.[87][88][89] İlerleyen yıllarda yitirilen kışla, 1913’te Sanayi ve Ticaret Şirket-i Milliye-i Osmaniye’ye satıldı.[90] Binanın orta kısmındaki eğitim alanı futbol sahası haline getirildi ve uzun yıllar futbol maçları ve çeşitli gösteriler için kullanıldı. Cumhuriyetin ilanından sonra da kışlanın avlusundaki futbol sahası futbol karşılaşmaları için kullanılmayı sürdürdü ve kışla Taksim Stadı adını aldı. Sonradan BJK İnönü Stadyumu’nun yapılmasıyla kışla bu işlevini kaybetti. Mezarlıklar 1926 yılında sökülmeye başlandı ve parsellenerek özel mülkiyet olarak satıldı.[85] 1930’lu yılların sonunda Fransız mimar Henri Prost’un hazırladığı imar planı doğrultusunda kışla, 1939 yılında yıkıldı.[91][92] Orijinal olarak tiyatro, sinema ve sergi salonlarının yer aldığı Prost projesinden 1940’lı yıllarda vazgeçildi. 4 Eylül 1942’de, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün katıldığı resmî açılışla başlayan Gezi Parkı inşası, 1943 yılında tamamlandı ve İstanbul Belediye Başkanı Lütfü Kırdar tarafından açıldı. Etrafına daha sonra yeni otellerin yapılması ve çevre düzenlemeleriyle, parkın kapladığı alan zamanla azaldı.[93][94]
16 Eylül 2011 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi oy birliği ile Taksim Yayalaştırma Projesi’ni kabul etti. Bu plan 4 Ocak 2012 tarihinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından da onaylandı. Bu proje kapsamına yeniden inşa edilecek Topçu Kışlası’nın 3 katlı olacağı ve yaklaşık 28.900 metrekarelik bir inşaat alanına sahip olacağı açıklandı.[95] Mevcut parkın yerine bir bina inşa edilecek olması ve parkın yok olması hususlarında birçok sivil toplum örgütü ve gruplar olumsuz eleştiriler getirildi. Projenin resmen açıklanmasından itibaren birçok etkinlik, protesto ve yürüyüş etkinlikler düzenlendi. 6 Şubat 2012 tarihinde Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası Gezi Parkı’nın tescillenmesi için 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna başvuruda bulundu.[96] Haziran 2012’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Topçu Kışlası’nın aslına uygun olarak yeniden inşa edileceğini açıkladı.[97] Bu konuda ilk protestolardan birisi 6 Haziran 2012 tarihinde gerçekleşti. Gezi Parkı’nda toplanan Taksim Dayanışması grubu üyeleri bir basın açıklaması yaparak dağıldılar.[98] 4 Ekim 2012 tarihinde Gezi Parkı’nın yıkılması için ilk çalışmalar başladı. Kışla inşaatı projesi kapsamında parkın meydana ve Cumhuriyet Caddesi’ne bakan kısımlarında yer alan dükkân sahiplerine sözleşmelerinin yenilenmeyeceği, bundan böyle kiralarını işgaliye olarak vereceklerine dair tebligat yapıldı. Proje kapsamında parktaki ağaçların proje müellefi mimar Halil Onur’un şirketi tarafından işaretlenmesi de bu dönemde başladı.[99] 2012 yılının Kasım ayında, başta Taksim Dayanışması üyeleri olmak üzere birçok kişi ve kuruluş Gezi Parkı’nın yıkılmasına karşı Taksim’de nöbet tutacaklarını açıkladı.[100] 2 Mart 2013 tarihinde Taksim Dayanışması grubu üyeleri parkın yıkımına karşı Taksim Metro İstasyonu çıkışında imza kampanyası düzenlemeye başladı.[101] 14 Nisan 2013 tarihinde bu alanın kışlaya dönüştürülmesini protesto amaçlı Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği tarafından 1. Taksim Gezi Parkı Festivali düzenlendi.[102] Protestolar ilk olarak Taksim Gezi Parkı’nın yıkılmasını önleme amacıyla başlasa da, olaylar AKP’nin izlediği diğer politikalara karşı gösterilen tepkilerle büyüdü.[103] 2011 yılından itibaren, çeşitli yerli ve yabancı kurum, kuruluş, basın-yayın organı ve siyasetçiler tarafından Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki iktidar partisi Adalet ve Kalkınma Partisinin; ifade, basın ve internet kullanımı, alkol tüketimi,[104] kürtaj, televizyon ve toplanma özgürlükleri üzerindeki baskılarının arttığı konusunda endişeler dile getirildi.[105][106][107][108][109] Hükûmetin Suriye’deki iç savaşa karşı tutumu[110] ve giderek artan otoriter faaliyetleri de toplumsal gerginliğin artmasında etkili olduğu da iddia edildi.[103][111] Bunun yanında 28 Mayıs 2013 tarihinde dönemin başbakanı Erdoğan’ın dini gerekçelerle alkol düzenlemesi yapıldığı eleştirilerine "İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber de dinin emrettiğinin neden reddedilmesi gerekiyor" cevabını vermesi gibi -toplumda Atatürk ile İsmet İnönü’ye atfedildiği intibaı uyandıran- olayların öncesindeki ve olaylar sırasında kullanılan sert, iğneleyici üslup eleştirilere,[112][113][114] olayların iyice büyümesine ve protestolara katılan kesimin genişlemesine neden olmuştur.[115][116]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.