- 344 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SEVELİM SEVİLELİM
SEVELİM SEVİLELİM
1992 Yılında SABAH Gazetesinde yayınlanmış ödüllü makalem, 1996 Yılında da STAR Gazetesinde yayınlanmıştır.
“Sevelim sevilelim” Yunus Emre’nin yıllar önce söylediği bu sözlerin güzelliği, mana ve önemi geçtiğimiz Yunus Emre Yılında yeniden keşfedilmiş, Edremit Yunus Emre Parkı’na altın harflerle yazılmıştır.
Uzun zamandır Almanya’da kalan, orada çalışan, orada yaşayan dayı oğlum Osman geçen Kurban Bayramında Denizli’ye gelmişti. Ona çocukluğunun geçtiği Denizli’yi yeniden gezdirdim. Sonra birlikte Pamukkale’ye gittik. Hediyelik eşya satanlar arasında geziyor, çeşitli hediyeliklere bakıyoruz. Her taraf yerli ve yabancı turistlerle kaynıyor. 50-55 Yaşlarında bir bayan da hediyeliklere bakıyor. 17-18 Yaşlarında bir delikanlı ona bir şeyler satabilmek için boyuna konuşuyor, sırnaşıyor. En sonunda bayan da kendi lisanıyla satıcı çocuğa bir şeyler söyleyip sergiden ayrıldı. Gezintisine devam ederken satıcı delikanlının ona “Eşşek sıpası” dediğini duydum.
Turiste saygı, turiste hizmet böyle mi olmalı? İnsanlık ve Türklük adına çok utandım. Bir yandan da, acaba bayan ona ne söyledi ki, satıcı delikanlı ona “Eşşek sıpsı” dedi diye merak edip Osman’a sordum. Meğer bayan, bir şeyler satabilmek için kendisine bir kene gibi yapışan sırnaşık satıcıya “Ben senden bir şey istedim mi?” demiş.
Ertesi gün Osman’la birlikte İstanbul’a geldik. Topkapı Müzesi’ni gezdik. Sonra Sultan Ahmet’ten otobüse binerek Topkapı Otogar’ına gidiyoruz. Topkapı durağına geldiğimizde arabadan 2 turist kız da indi. Ellerinde ve sırtlarında kocaman çantalar var. Belli ki onlar da Otogar’a gidiyorlardı. Yaklaştım. İngilizce olarak selamlaştık. Kendilerine çantalarını taşımalarında yardımcı olabileceğimizi söyledim. Çok sevindiler.
Hollanda’lılarmış. Kapadokya’ya gideceklermiş. Otogar’a kadar konuşa konuşa geldik. Almanca da biliyorlarmış. Almanya’da büyüyen, okuyan, çalışan ve ana dili gibi Almanca bilen Osman’a
- Turistlerle Almanca konuşabilirsin, dedim.
- Ben yabancıları sevmem, dedi.
- Kalbim bir hançer yemiş gibi oldu. Aradan çok zaman geçmesine rağmen bu olayın şokundan kurtulamadım. Ve bu yazıyı kaleme aldım.
Sana söylüyorum Pamukkale’deki satıcı delikanlı; Turistlere iyi muamele et. Zorla bir şeyler satmaya çalışma, sırnaşma, onları küstürme.
Sana söylüyorum oğlum Osman;
Unutma ki sen de Almanya’da bir yabancısın. Türkiye’de yabancıları, turistleri sev ki, onlar da Almanya’da seni sevsin. Eşi dostu ve tanıdıklarına Türkiye’yi anlatsın. Türkiye’ye daha çok Alman turist gelsin, Türkiye’ye döviz girsin, Türkiye zengin olsun. Türkiye dünya insanlarıyla dost olsun, iyi ilişkiler kursun.
Şimdi de Yunus gibi düşünüp, Yunus gibi söyleyelim: Din, dil, ırk ayrımı gözetmeden bütün dünya insanlarını “SEVELİM SEVİLELİM”
Mustafa Uzelli