- 507 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SİS
Şiir sevgisi bana babamdan geçmiştir. O Yahya Kemal’i çok severdi. ’’Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer’’ mısrasının doluluğunu babamdan dolayı biliyorum. Münir Nurettin Selçuk besteleri de bu sevginin sanatla buluşmasıydı diyebilirim. Tevfik Fikret’in’’Sis’’ şiirini de çocukken babamdan duymuştum. ’’Doğu’nun öteden beri imrenilen eski kraliçesi...Ey kanlı sevişmeleri titremeden, tiksinmeden...Sefahate susamış bağrında yaşatan...Ey Marmara’nın mavi kucaklayışı içinde...Sanki ölmüş gibi dalgın uyuyan canlı yığın...Ey köhne Bizans, ey koca büyüleyici bunak...Ey bin kocadan arta kalan dul kız...mısralarıyla başlayan ve şehri kuruluşundan itibaren’’Lanetin zehirli suyunu yapına katmış gibi!’’ diye yorumlayan bu şiir Fikret’in muhteşem bir yapıtıdır.
Hele onun’’Milyonla barındırdığın insan kılıklarından...Parlak ve temiz alınlı kaç adam çıkar?’’ mısrası da sanki bu günümüzü tanımlar gibi. gerçekçi ve ileri görüşlüdür. ’’Örtün, evet, ey felaket sahnesi...Örtün ey şehir; Örtün ve sonsuz uyu ey dünyanın koca kahpesi! ’’ diye sonlanan bu şiir Tevfik Fikret’in en güzel şiirlerinden biridir. O Tevfik Fikret ki İstanbul’a nefret kusan bu şiirini İstanbul işgal edildiği gün yazmıştı. Böylesi nefreti sunabilen şair, İstanbul ile özdeşleşmiş biriydi. Bu onursuzluğu sevdiği kente yakıştıramıyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.