- 370 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Hayatımdan Bir Özet
Hayatımdan Bir Özet. /28.5.2021 Cuma
.
Sene doksan dokuz ikibin arası merkezde ikimet ederken, ev kiramı ödeyemediğim için, geçimsizlikten dolayı doğup büyüdüğüm köyüme taşınmıştım. daha doğrusu taşınmak zorunda kalmıştım. Daha önceki senelerde İzmir ve çevre ilçelerinde Ege bölgesinin değişik ilçelerinde çalışıyordum.
Yaşadığım şehirde merkezde bir hayat kormuştum ama işsiz kalınca kiramı Ödeyemiyince zararın neresinden dönersen kardır felsefesiyle köye taşındım en azından köyde kira ödemeyectik kiraya vereceğimiz parayı mutfak masrafında harcayacaktık.
Köyde eski yapı olarak tabir edilen evin duvarında bir taşın üstünde 1958 yılında yapılmış yazıyordu. Eski bir yapı idi Allah razı Olsun evin sahibi ölmüştü çocuklarından istemiştik, o evi yıkık dökük viraneyi andıran eski bir ev idi para vermeden kalıyorduk. İki göz odası birde eyvanı vardı bugünün adıyla salon .
Evet köyde kiramız yoktu belki ama geçinmek için çalışacak işte yoktu zaten köy sakinleri de İstanbul İzmir gibi büyük şehirlerde mevsimlik çalışıyorlardı
Köye taşınınca Mayıs ayıydı bağ bahçe zamanı herkes bağ bellemeye gider çalışırdı,benim çalışmaya ihtiyacım olduğunu bilen tanıdıklar beni bağlarını bellemek için çağıriyorlardı.Daha sonra yine de işsiz kalıyordum ama çalışmam gerektiği için doğada Nisan Haziran temmuz ayına kadar doğada dağlardan kekik toplardım.
Merkezde ve ya Büyük şehirlerde yaşıyordum Fazla bu tür işlere alışık olmadığım için her zaman birlikte toplamaya gittiğim arkadaşlardan az toplayabiliyordum.
Zaman zaman espiriler yaparlardı bana senin gibi kekik toplayan az insan var dünyada sen buraya mi taransfer oldun gibi şakalar yaparlardı, bazen bir ay boyunca kekiği toplardım.
Ellerimin içi ve parmaklarım da yaralar nasırlar olurdu alışık olmadığım için On çuval toplayabiliyordum. Ama tartı zamanı ancak 100 kilo 130 kilo arası gelirdi ağırlığı, kekik Saman gibi hafif geliyordu. Korutulduğun da benimle birlikte toplayan arkadaşlar bin kilo yani bir tona yakın toplarlardı onların eşekleri vardı fazla çuvallar getiriyorlardı ben ise bir çuval götürüyorum kendim taşırdım
Şehir yedi kilometre uzaklıkta idi köyden haftada iki gün pazartesi cuma merkeze gelip alışveriş yaparım belediye otobüsü ile gelip dönerdim taşıma kartım olduğum için ve işim olmadığı için yoksuluktan belediye ücret almazdı zaten kartım olmasada almazlardı parayı sagolsunlar.
Her gün ulusal gezete aldırırdım alırdım bir gün gezetemi değiştirince o gazetenin şiir köşesi dikkatimi çekti bu köşe şiir köşesi idi çok hoşuma gitmişti. Artık hemen hemen her gün merkeze bizzat gelip dönerdim gazete için bazı günler oluyordu bir buçuk TL ile inerdim şehre
Merkeze bazende bir TL ile merkeze gelirdim yani bugünkü bir milyon olarak tabir ettiğimiz bir TL öğlen saat bire doğru şiir köşesi olan gezete biraz geç gelirdi memlekete diğer gazetelere göre alıp otobüs durağına gelip köye gitmek dolmuşlara fazla binmezdim. Otobüsü iki saat durakta beklerdim bazen ücretsiz olduğu için çünkü bir TL ile gelirdim şehre gezete beşyüz kuruştu 75 kuruştu başka servislerle gidip gelemiyordum
Zaman zaman çöplerde laylon pet toplayıp
Köy içinde hurdacılık yapmaya çalışıyordum
Bir gün bir hayırsever korumaya yüz tutmuş çürük bir bağ verdi üzüm ağaçları kurumuş bir bağ sadece bağın etrafında on onbeş üzüm ağacı normal kalmıştı
Yani anlayacağınız bakımsızlıktan dolayı bağ korumuştu çok bakıma ihtiyacı vardı, ama o üzüm ağaçlarının budamasını sonbaharda güzelcene yapardım ilk baharda Mart Nisan gelince de o üzüm ağaçlarının etrafını bellerdim. İlk yılda fazla üzüm toplanıyorduk bir kaç yıl güzelce bakımını yapınca yaz gelince üzüm zamanında on yirmi kova üzüm satardık o bağdan hem bakımını yapardık hemde üzümünü yerdik. Allah sahibinden Razı olsun hem evi de kalıyorduk hemde bağını yapıp yiyiyorduk
On üç yıl boyunca köyde ikamet ettik çekmediğimiz zorluk çile cefa kalmamıştı adeta yoksuluk ilklerimize işlemişti tek başıma hayatla mücadele ediyordum. Evin her yerinden rüzgar sızıyordu camları laylonla çivilenmemize rahmen damında her zaman su birikintisi olurdu bir yağmurda yada kar yağınce hep damda biriken karı biriken suyu temizlerdim ev üstümüze çökmesin diye dünya kadar üşünüyorduk
Bugün yaşadığımız sağlık sorunlarının yüzde doksan dokuzu soğuktan diye bilirim
Her zaman helal Olsun az olsun derdim ve bütün zorluklara rağmen kimseye muhtaç olmamak için çalışıyordum.
.
Servet BARDAK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.