BİHTER OLMANIN ZORLUĞU
Sevgili okurlar merhaba,
Dilerim iyisinizdir. Pandemi sürecinde hayatlarımız Servet-i Fünun Edebiyatı dönemini andırdı desek abartı olmaz. Hepimiz toplumsal baskıdan, ekonominin durumundan, siyasi polemiklerden çok bunaldık. Birçok insan kendi hayatını sorgulamaya başladı. Online hayatta psikolojimizin fazla olumsuz etkilenmesinin başka sebepleri de olduğu düşünüyorum. Online hayatın kendimizi aslında toplumdan soyutlamış olduğumuzu fark ettirdiğini düşünüyorum. Bu süreçte iyi kötü kendimizle yüzleştik. Birçok insan yalnızlıktan korktuğunu, sahte ilişkiler içinde olduğunu fark etti. Bu düşüncelere daldığımda karşıma Aşkı Memnu’nun tekrarı çıktı. Yine Bihter’e üzüldük. Halit Ziya’nın insan psikolojisinin derinlerine inmedeki başarısı ile oyuncuların yeteneği birleşince ortaya kalıcı bir dizi çıktı.
Döneminde yayınlanırken ve sonraki tekrarlarında dizi ilgimi çekmemişti. Bir ödevim gereği narsizm ile ilgili araştırmalar yaparken Aşkı Memnu ile ilgili makaleler karşıma çıkmıştı. Karakterlerin bir ortak özelliği vardı: Behlül’ün, Bihter, Matmazel, Nihal ve Bülent’in anne ile güvene dayalı bir bağ kuramaması. Burada konu öz veya üvey anne ayrımı değil, annelik içgüdüsü ve sevgidir. Okuduğum makaleler anne figürü ile sağlam bir ilişki kurulamamasının kişiyi hırçınlaştırabileceğini, narsisizme yakınlaştırabileceğinden bahsediyordu. Bir makalede ise “Oedipus evresinde, karşı cinsten ebeveyne olan aşktan dolayı rakip olarak görülen aynı cinsten ebeveyne kin ve rekabet duyguları oluşur.” diyordu. Bu durum Bihter ve Firdevs Hanım arasındaki durumu anlatıyordu. Gerçekten de dizi anne kız arasında bir düşman ilişkisi görürüz. Dikkatimi çeken bir unsur ise aynalardı. Dizide ve kitapta ayna imgesine sık yer verilmiş. Makalelerde bu da karşıma çıktı. Karakterler kendi yansımalarına bakarken aslında kaybolan benliğini arıyordur.
Bihter’e sürekli Firdevs Hanım’ın kızı önyargısıyla yaklaşılır, Bülent dışında ev halkında Bihter’e yakınlık gösteren olmaz. Bihter’in dertleştiği bir arkadaşı, dostu olduğunu da göremeyiz. Dışarıdan bakıldığında saygın bir hayatı olsa da farkındalığı yüksek olan Bihter yapay ilişkilerden hoşlanmaz. Örneğin dizinin başlarında “Mesafeyi severim.” repliği vardır. Adnan Bey Bihter’e çevresindekilerden farklı olarak güven ve şefkat hissettirir. Bihter ve Behlül ilişkilerde güvenli bağlanmadan uzak, kaygılı kaçıngan kişilik yapısına yakındır. Zamanla Bihter içindeki yalnızlık hissinden dolayı kendisi gibi yalnız olan Behlül’e yakın hisseder. Aslında Bihter’i Behlül’e iten bu tanıdıklık hissidir.
Diziyi bir bütün olarak düşündüğümde Bihter’in aslında sevilmeyen, önemsenmeyen bir karakter olduğunu düşündüm.
- Babasının ölümü sonrası Bihter’in hissettiği boşlukta Adnan Bey’in hemen yakınlaşmak istemesi
- Nihal’in Bihter’i rakip görmesi
- Annesinin Bihter’in statüsünden yararlanmak istemesi
- Bihter dedikodu yapan hizmetliler ile mesafeli olmak isteyince Bihter’e sitem edilmesi
- Matmazel’in ev halkının hayatına fazla karışması
- Behlül’ün her zaman sadece kendisini düşünmesi
gibi şeyler aklıma şimdi gelenlerden.
Bihter’i hem güçlü hem güçsüz biri olarak görürüz. İyi bir eğitimi olmasına rağmen farklı hayatlar görmemiştir. Zaten Servet-i Fünun dönemi romanı olduğundan karakterler toplumdan uzaktır, fanusta yaşar gibidir. Bihter birkaç kez boşanma fikrini annesi ve kardeşine dile getirdiğinde Bihter’e güçlü ve özgür bir kadın olduğu hissettirilmez. Bihter, Yöreoğlu ve Ziyagil sıfatları arasında kaybolurken kendi olmanın zorluğu ile baş edecek gücü olmadığını hisseder. Dizideki yasak aşkın dürtülerimizden ve bilinçaltımızdan kaynaklanan olumsuz bir sonuç olduğunu görürüz. Cenaze ve bir düğün ile başlayan dizi yine bir düğüne hazırlık ve cenaze ile biter.
KAYNAKLAR:
jasstudies.com/DergiTamDetay.aspx?ID=6983
dergipark.org.tr/tr/download/article-file/426640
app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWpZMU1Ua3pNdz09
www.narsistlemucadele.com/2019/05/asr-baglanma-problemi-hastalkl-bir.html
www.thesis.bilkent.edu.tr/0002086.pdf
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.