- 454 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KURAKLIK
Son yıllarda yağmur ve kar yağışlarının giderek azalması, çiftçilerimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Meteoroloji verilerine göre Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bu yıl yağışlarda yüzde 40 azalma olmuştur. Mart ayında görülen yağışta azalma yüzde 65 oranındadır. Bu kuraklık nedeniyle kuru tarım yapılan arazilerde, tahıl ve bakliyat üretiminde yüzde 80 oranında zarar meydana geldiği yönünde bilgiler mevcuttur.
Kuraklık sadece Güneydoğu Anadolu bölgesi ile sınırlı değil; Doğu, İç Anadolu ve Ege bölgesinde de hissedildiği yetkililerin açıklamalarından anlaşılmaktadır. Erzurum. Aziziye Ziraat Odası Başkanı; Nisan ayında yeterli yağış almayan bölgelerin tarım sektöründe de kuraklık tehlikesinin baş gösterdiğini belirtti.
Ülkemizin tahıl ambarı olan Konya Ovası kuraklıktan en fazla etkilenen bölgelerimizden. Yeterli yağış olmadığından sulu tarım, yeraltı kuyu sularıyla yapılmakta ancak kuyu suları her yıl 22 metre aşağı düştüğü için Konya Ovası’nda sulu tarım yapmak imkansızlaşıyor. Bölge halkı; Konya Ovası’na dış havzalardan su getirilmesi yönündeki talepleri karşılanmazsa tarımın biteceğini belirtiyorlar.
Tabi ki yağışların azalmasından sadece kuru tarım arazileri etkilenmiyor, akarsularımız da payına düşeni almış durumda. Bunlardan bir tanesi de Aydın Ovası’nı sulayan Büyük Menderes Nehri .
Afyonkarahisar’ın Dinar İlçesinden çıkarak Uşak, Denizli ve Aydın’dan geçerek Ege Denizi’ne dökülen 584 km uzunluğundaki Büyük Menderes Nehrinde neredeyse su kalmamış durumda. Su olmayınca tarımsal üretimde durma noktasına geliyor.
İçme suyu barajlarında da durum pek farklı değil. Mesela ASKİ yöneticileri, Ankara’daki barajlarda 240 gün yetecek su bulunduğu belirtiliyor. Kuraklık böyle devam ederse içilebilir suyu nereden bulacağız, nasıl temin edeceğiz belli değil. Kamuoyuna yansıyan bir bilgi yok.
Kuraklıkla mücadele nasıl olacak?
Araziler verimli ve en ekonomik ne şekilde sulanmalı?
İçilebilir su kaynaklarını nasıl korumalıyız?
Bilim adamlarının önerileri nelerdir?
Bu soruların cevapları sosyal medya platformlarında, yazılı ve görsel basında ciddi biçimde ele alınmalı ve halkımız bilinçlendirilmelidir.
Ancak tartışma proğramlarının her konuda uzman olan değişmez konukları varken bilim adamlarına sıra gelmemekte.
Su yoksa tarımsal üretim yok.
Su yoksa sanayi yok.
Su yoksa sahip olduğumuz uçağın, arabanın malın mülkün bir anlamı yok.
Su yoksa hayat yok.
Yapacağımız tek şey polemiklerden kaçıp, yarınımızı ilgilendiren konulara eğilip; elbirliğiyle çözüm üretmek olmalı…
Fevzi GÜLTUNA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.